Mağusa İnisiyatifi, Sol Hareket, YKP, BKP, KTÖS, KTOEÖS, Basın-Sen, DEV-İŞ ve Hayata Dokun Hareketi; Kapalı Maraş’taki milliyetçi provokasyon yuvarlak masa toplantıyı Mağusa’da eylemle protesto etti.
Eylem, Gelir ve Vergi Dairesi Mağusa Şubesi karşısındaki bölgede saat 10.00’da gerçekleştirildi. Eylemde ortak basın açıklaması okundu.
Mağusa İnisiyatifi’nden Mertkan Hamit tarafından okunun ortak açıklamada, imza sahibi olan örgütlerin; Mağusa’nın kapalı bölgesi olarak bilinen Maraş’ta düzenlenen “Hukuki, Siyasi ve Ekonomik Yönleri ile Kapalı Maraş Açılımı” adlı yuvarlak masa toplantısını reddettiği kaydedildi.
“Kapalı bölge Maraş’ın BMGK 550 numaralı kararı bölge sakinleri dışında yerleşime açılmasını kabul edilemez bulduğunu belirtir ve bölgenin Birleşmiş Milletler yönetiminde açılması gerektiğine vurgu yapar” ifadelerine yer verilen açıklamada, bugüne kadar sunulan ve taraflarca eş zamanlı olarak kabul edilmeyen bütün planların, bölgenin Kıbrıslı Rum parça devleti yönetiminde olacağına yönelik genel bir kabulü barındırdığı belirtildi.
Geçmişten gelen pozisyonların bilinciyle hareket eden sivil toplum örgütlerinin; bu bağlamda geliştirdiği siyasi işbirliği ve diyaloğun önemli sonuçlar verdiği, Maraş’ın yerinden edilen sakinleri ile bugün Mağusa’da yaşayan insanların adanın tümüne örnek olacak bir anlayış geliştirdiği vurgulanan açıklamada, “Tabandan oluşturulan ortak anlayış ve vizyon, Maraş’ın iki toplumun iradesini yok saymadan, güven yaratıp barış kurma niyeti ile kurgulandığında Kıbrıs adasının yeniden birleşmesi için bir mihenk taşı oluşturacağı açıktır” ifadelerine yer verildi.
Buna rağmen bir süredir KKTC Dışişleri Bakanlığı nezdinde gerçekleştirilen ve hükümet ortakları UBP-HP tarafından benimsenen “Maraş’ın Türk yönetiminde açılması” kararının olagelen anlayışlardan önemli bir sapma yaratacağı savunulan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Kapalı Maraş toplumların barışması için önemli bir zemin…”
“Bizler, Kapalı Maraş’ı toplumların barışması için önemli bir zemin olarak görmekteyiz. Maraş’ın iki toplumun rızası olması kaydı ile kapsamlı çözümü beklemeden, uzlaşılabilir ve karşılıklı uyumu sağlayacak bir mesele olarak görmekteyiz. Böylesi bir uzlaşma ile ulaşılacak bir barış ise Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum toplumlarına askeri güç kullanılarak kapatılan bu bölgenin öncelikle evlerini geride bırakan insanların erişimine, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararları temelinde açılması ile mümkün olabilir. Bu yaklaşım belki de Kıbrıslı toplumların birbirlerini dinlemesi, anlaması, özür dilemesi ve affetmesi için sahip olduğumuz en büyük şanstır.”
“Toplumların rızası olmadan atılacak adımların mağduriyet yaratma riski yüksek”
Toplumların rızası olmadan atılacak adımların, mağduriyet yaratma riskinin yüksek olduğuna işaret edilen açıklamada, asker kontrolü altında bulunan bu bölgede, Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen, “belirli bir siyasi kesimin katılımını amaçlayan ve diğerlerini dışlayan” toplantının “uluslararası hukuk” kapsamında karar üretebilme kapasitesi, yetkisi ya da amacı olmadığının görüldüğü kaydedildi.
“Bu eylem çözümsüzlük siyasetinde yeni bir dönem açma çabasıdır”
Ortak açıklamada şöyle denildi:
“Bizler, bu adımı bir provokasyon olarak nitelendiririz. Toplumların barışma iradesini çatışmacı bir dil ile dönüştürmek ve yapay bir gündem yaratarak siyasi çıkar devşirmek üzere yapılan bu eylem çözümsüzlük siyasetinde yeni bir dönem açma çabasıdır. Kaba güç ve anti demokratik eylemliliği siyasi ranta çevirme pratiği ancak savaşlara zemin hazırlayabilir.
Kapalı Maraş salt teknik bir kent sorunsalı olarak da sunulmaktadır. 45 yıldan fazla bir süredir kendi haline terk edilen kent altyapısı ve binaları büyük oranda işlevini yitirmiştir kabulü ile Mağusa’nın önemli parçası olan Maraş boş bina stoku gibi gösterilmektedir. Ancak bu durum Maraşlıların ve Mağusalıların hafızalarında capcanlı yaşayan bir bütün kentten vazgeçmek için yeterli değildir ve böylesi teknik görüşleri haklı çıkarmaz. Bu yönde oluşacak çok disiplinli ve her iki toplumun temsil edildiği ekipler kenti ve kaybettiğimiz kentlileri geri kazandırabilir, yeniden bir araya getirebilir. Böylesi bir yaklaşım, yakın çevremizde süre gelen çatışma geçirmiş ve geçirmekte olan kentler için örnek teşkil edebilir.”
Yıllardır yürütülen görüşmelerde birçok yönü ile tartışılmış ve BM kararlarının temelini oluşturan federal Kıbrıs çerçevesinin barışın ortak zemini olduğuna dikkat çekilen ortak açıklamada, bunun dışında Maraş üzerinde atılması planlanan adımların siyasi hedeflerinin sakıncalı sonuçlar çıkaracağı öne sürülerek, çatışmayı körükleme ihtimali olan adımların atılmasına karşı oldukları kaydedildi.