• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Salı, Mart 21, 2023
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM GAZEDDABLOG GAZEDDA YAZARLARI Çağdaş Öğüç

Mahremiyet ve öz savunma hakkı üzerine – Çağdaş Öğüç

Çağdaş Öğüç Çağdaş Öğüç
4 Mart 2021
Okuma Süresi: 4 dk
A A

Dün akşam GazeddaKıbrıs Web TV’de yayınlanan “Kazananlar Kulübü” adlı, sevgili Fezel ve Hatice’nin sunduğu programda kadının beyanının esas olması ve öz savunma hakkı ile ilgili nitelikli bir tartışma gerçekleştirildi. Programı izlemeyen veya tekrar izlemek isteyen isteyenler için linki şuraya bırakıyorum.

Öncelikle, programdaki öz savunma ve kadın beyanının esas olması ile ilgili sohbetin ufuk açıcı olduğunu söylemek istiyorum. Hatice ve Fezel’in yayın sırasında söylediği bu fikirlerin feminist çevrelerce de tartışıldığı düşüncesinden hareketle, bir düşünce egzersizi yapabilmek adına; bu yazıyı kaleme almak istedim.

Her kavram gibi feminist ideolojinin de gelişmeye ve tartışmaya açık olduğu inancıyla bu görüşlerimi dile getiriyorum. Görüşlerim, pek tabii; bu sayfada bulunan diğer her makale ve haber gibi, tartışmaya ve eleştiriye açıktır. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesinde, hepimizi geliştirmeye yönelik bir tartışma olması ümidiyle…

***

Programa davet edildiğim yayının sonlarına doğru olan kısımda, mahremiyet hakkı ve bireyin masumiyet karinesi hakkı ile ilgili gazetecilik çerçevesinde birkaç düşünce dile getirdim. Bu düşünceler ve karşılığında aldığım yanıt(lar), şüphesiz ki konunun halen tartışma açık, ve fikir alışverişine ihtiyacımız olduğu gerçeğini ortaya çıkarmaktadır.

Yasalar; suç iddiası ne olursa olsun, her bireyin mahremiyet ve masumiyet karinesi hakkının saklı olduğunu ifade eder. Mahkeme tarafından suçluluğu kanıtlanmamış her bireyin suçsuz olduğunu ve suç iddiasını ortaya atan kişi/kurumun suçu kanıtlaması gerektiği evrensel bir gerçekliktir. Kıbrıs’ın kuzeyinde bir suç iddiasıyla tutuklanan herkes, özellikle polisteki sorgusu sırasında “suçsuzluğunu” ispat etmek durumunda olsa da, elbette işin doğrusu bu değildir.

Gazetecilik çerçevesinden baktığımız zaman ise, benzer kuralların; etik çerçevede biz gazeteciler için de geçerli olduğunu ifade edebilirim. Her ne kadar bu kurallar da çoğu zaman ihlal edilse de…

Konuya dönelim. Tartışmak istediğim konu ise aslında şu:

Dün akşam yayınlanan programda, şiddet uyguladığı iddia edilen bir kişiyi “deşifre etme” yönteminin “öz savunma” olarak nitelenebileceği görüşü ortaya atıldı. Bu görüşe kesinlikle saygı duymakla birlikte, sorunlu olabilecek bir yaklaşım olduğunu da düşünmekteyim.

Yanlış anlaşılmasın, bir kadının sırf “eğlence” olsun, ya da “intikam” alabilsin diye “tecavüze uğradığını” ya da “şiddet gördüğünü” iddia edebileceğini düşünmüyorum. Ancak gelin görün ki, milyonda bir ihtimal de olsa, bu tür “iddiaların” daha sonra mahkeme tarafından düşürüldüğüne de şahit oluyoruz. Milyonda bir ihtimal bile olsa; tek bir kişinin bile isminin kirletilebilme ihtimali, bu görüşe yönelik kafamda soru işaretleri bırakıyor.

Kamuoyu oluşturma ve kadına yönelik şiddeti toplumsal anlamda tartışabilmek için faydalı olduğuna emin olduğum “deşifre” yöntemi, ilk etapta ne kadar akla yatkın görünse de, sorunun temellerine inildiği zaman cinsiyeti ya da cinsel yönelimi fark etmeksizin, herhangi bir kişinin –varsayımsal olarak- kirletilmesinin sorunlar teşkil edeceğini düşünüyorum.

Tartışma sorusunu biraz farklılaştırarak sorayım: Genellikle erkeğin kadına uyguladığı şiddet üzerinden okuğumuz “öz savunma” hakkı, hiç şüphesiz ki; bir eşcinsel ilişki için de geçerli olabilir. Peki; eşcinsel bir ilişki içinde yaşanabilecek şiddetin aynı şekilde de; hatta Kıbrıs’ın kuzeyindeki medya dikkate alındığı zaman; daha da magazinleştirilerek kamuoyuna servis edilmesinin tehlikeli olabileceğini düşünüyor muyuz?

***

Kıbrıs’ın kuzeyindeki medya, bu tür olayları magazinleştirerek servis etmeyi sevmektedir. Bu tür haberlerin daha çok “alıcısı” olduğu hiç şüphesiz, tartışma götürmez bir gerçektir. Sosyal medya önünde bireylerin linç edilmesine aracılık eden medyanın, bu noktada tüm toplum için tehdit taşıdığını söylemek durumundayım.

Yayın sırasında Lefkoşa Türk Lisesi’nde yaşanan olay ve sonrasında medyanın takındığı tutumla ilgili kısa bir yorum yapmıştım. Bugün daha farklı bir örnekle konuyu biraz daha derinleştirmek istiyorum. Geçtiğimiz ay, cezaevinden bir kişinin kaçtığına şahit olmuştuk. Kaçan zanlının bulunmasının ardından sosyal medyada yapılan nefret söylemleri hepimizin malumu. Polisin bahsi geçen zanlıya yönelik uyguladığı tavrın internette yayınlanması da aklımızdadır.

Benzer bir durum, şiddet ya da cinayet işlediği iddia edilen bir birey için uygulandığı zaman bunu da “öz savunma” hakkı olarak görmemiz gerekir mi? Toplumsal histerinin ne boyutlara ulaşabileceği, kısacık firar olayında bile karşımıza çıkmışken, bu tür bir olayın ardından neler yaşanabileceği düşüncesi, beni ürkütmektedir. Çünkü her ne olursa olsun, her bireyin yasalar çerçevesinde yargılanması ve mahkeme tarafından uygun görülen cezaya çarptırılmasının şart olduğunu düşünüyorum.

Kısacası, yasal ve etik kavramları, herhangi bir şekilde esnetmenin, başımıza daha büyük problemler açabileceğini hissediyorum. Bugün; “öz savunma” adı altında bir kişiyi deşifre etmek, yarın bambaşka bir konuda, bir başka kişinin deşifre edilmesinin de önünü açar görüşündeyim.

Fikir alışverişimiz bol olsun.

Gazedda'dan haberdar olmak için takipte kalın...

Takipten çık
Çağdaş Öğüç

Çağdaş Öğüç

Koskoca dünyada, doğmak için bölünmüş bir kara parçasını buldu. Çeşitli eğitim süreçleri geçirdi. Uzun yıllar Kıbrıs'ın kuzeyinde bulunan gazetelerin internet servislerinde gece gündüz demedi; hizmet verdi. Maddi/manevi hiçbir hakkı alamadı. Sektör değişti, gazeteci olmak isteyen bireylere bir şeyler anlatıyor.

Sokakta olanlara değil, yasak koyanlara karşı tavır alın – Çağdaş Öğüç
Çağdaş Öğüç

Sokakta olanlara değil, yasak koyanlara karşı tavır alın – Çağdaş Öğüç

Çağdaş Öğüç
16 Mayıs 2021
0

Hayatta olma amacımız, işleyerek bir başkasına para kazandırmaktan çok daha fazlasıdır.

Okumaya Devam Et
Çağdaş Öğüç

Televizon yayınlarının susturulmasına yönelik aykırı düşünceler – Çağdaş Öğüç

Çağdaş Öğüç
12 Mart 2021
0

Yazının hemen başında belirteyim; aşağıda okuyacağınız makale, bir yargıya varmaktan öte kamusal alanda bir düşünce egzersizi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Okumaya Devam Et
Çağdaş Öğüç

Benzer söylemlerin çalışanlara yapıldığını düşünün – Çağdaş Öğüç

Çağdaş Öğüç
26 Şubat 2021
0

Bilinmesi için not düşmekte fayda var. Nur Nadir’in söylemleri ile ilgili tarafıma “he he deyip geçin. Dikkate almaya gerek yok. Popüler ediyorsunuz kadını” şeklinde yorumlar yapılıyor.

Okumaya Devam Et
Çağdaş Öğüç

Halkın bilgi alma özgürlüğü ve “firari” canlı yayınları – Çağdaş Öğüç

Çağdaş Öğüç
11 Şubat 2021
0

Jean Baudrillard, bireyin televizyonda savaşı izlemesinin herhangi bir tuvalet kağıdı reklamı izlemekten farklı olmadığını ifade eder.

Okumaya Devam Et
Çağdaş Öğüç

Aynı oyunu oynamaya devam mı edeceğiz? – Çağdaş Öğüç

Çağdaş Öğüç
25 Ekim 2020
0

Temsili demokrasinin toplumun taleplerini karşılayamadığı artık su götürmez bir gerçektir.

Okumaya Devam Et

YAZARLAR

Yolun kendisi olmak veya seçim(ler)e dair uyarı(lar)[*] | Sibel Özbudun – Temel Demirer
Sibel Özbudun

Yolun kendisi olmak veya seçim(ler)e dair uyarı(lar)[*] | Sibel Özbudun – Temel Demirer

Temel Demirer
19 Mart 2023
Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
16 Mart 2023
İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
14 Mart 2023
Çalıyor

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

SANSÜRSÜZ
‘Hükümet istifa’ demek suç değil görevdir

Yas Evi | GAİN Orijinal Belgesel | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Mağusa’nın en büyük acısı | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

DÜNYA
Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

DÜNYA
İlk resmî rapor | 33 bin 143 bina ağır hasarlı, 153 bin 506 daire derhal yıkılmalı

Kader Planı: Antakya | Video Haber

DÜNYA
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Isias’ta hayatını kaybeden Hayal’in ailesinden ‘AFAD’ çıkışı: 6. güne kadar göremedik | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Dayanışmanın önceliği | Melike Özbay | Vesaire

140journos’tan “kader planı”

DÜNYA
“Kaybettiğimiz canların hakkını ne pahasına olursa olsun sonuna kadar arayacağız”

“Artık İsias davasında resmi anlamda temsiliyetimizle gözlemci ve katılımcıyız” | Video

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ

Twitter’da takip et

Tweetlerim

Instagram

Takip et

  • Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşam süren gençlerin yüzde 57.30’unun göç etmeyi düşündüğü; gençleri göçe iten en önemli etkenlerin ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik olduğu ortaya çıktı.
  • Fransa’da emeklilik yaşını 64
  • İnsan hayatı küçük hesaplarınızdan daha değerlidir! #isiasemsaldavaolacak
  • İnsanların can güvenliğini sağlamayan bir devlet, devlet olur mu? #isiasmelekleresözümüzvar
  • Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca yine buluştu
Yaren Leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu.

Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca’nın dostluğu belgesele konu olmuş ve belgesel Prag Film Ödüllerinde En İyi Belgesel ödülünü almıştı.

Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca’nın dostluğu bu yıl on ikinci yılına girdi.

Her yıl göç eden Yaren Leylek tekrardan Mehmet Amca’nın yanına geri geliyor. Bazen zor ve amansız bekleyişe dönen bu dostluk, sevdiğini hasretle beklemenin en içten örneklerinden biri.

Örnek dostluğu karşılıksız sevgi ve güven olarak da tanımlayabiliriz. Günümüz dünyasında kilometrelerce birbirinden uzak kaldıktan sonra her yıl tekrardan aynı yerde buluşan bir insan ve bir hayvanın dostluğu, herkesin ilham alabileceği, birbirine kalbini tamamen açmış, şefkatle sevebilen, dünyanın hızından ayrı, dip dibe bir yaşamdan uzak bir yere varınca, insanın doğayla, hayvanla nasıl uyum içinde, bütünlükle yaşayabileceğini de ispatlıyor.

Hikayeyi kamuoyuna duyuran yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş de “Geçen yıl Yaren geldiğinde karlı bir havaya denk gelmişti. Belki yine kar ile karşılaşmamak için gecikmiştir. Ama yaşı da var, o yüzden gelememe ihtimalinden dolayı korktuk. Her sene bu ihtimalle uğurluyoruz onu. Neyse ki geldi. Bunca sıkıntılı ve üzücü gündem arasında, Yaren Leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu. Ve sonunda hikaye, bu yıl da gerçek oldu. Tüyü kadar ömrü olsun” diye konuştu.

Kaynak: BBC News Türkçe
  • Cinayet 40 gün önce gerçekleşti! #isias40karagün
  • Cevaplar yerine sorular bulmak, sorgulamak: ihtimallerle yüzleşmek istiyoruz. 
Gazeddawebtv, uzun bir aranın ardından Tevfik Aytekin  ve Nuri Sılay
  • Karl Marx, Kapital

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik gençleri göçe zorluyor

22 saat önce
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

‘Depremde yıkılan İsias Otel’in malzeme kalitesi kusurlu çıktı’

22 saat önce
Credit Suisse kurtarılmasına rağmen banka hisseleri düşüyor

Credit Suisse kurtarılmasına rağmen banka hisseleri düşüyor

1 gün önce
Fransa’da emeklilik reformuna karşı düzenlenen protestolarda 500’den fazla kişi tutuklandı

Fransa’da emeklilik reformuna karşı düzenlenen protestolarda 500’den fazla kişi tutuklandı

1 gün önce
Tarihin en uzun süreli kasırgası Afrika’da 522 can aldı

Tarihin en uzun süreli kasırgası Afrika’da 522 can aldı

1 gün önce
Gazedda

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.