Mağusa İnisiyatifi ve Mağusa Kentimiz, geniş Mağusa bölgesindeki üzüntünün mirasını dönüştürmek için yorulmaksızın çalışan iki örgüttür. Yıllardır bölgemizde ortak bir gelecek vizyonunun oluşması ve geliştirilmesi için Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk toplumlarını bir araya getirmek için aktif olarak birlikte çaba göstermekteyiz.
İki örgüt olarak, Maraş’ın tellerle kapatılmış bölgesinde mülk sahiplerinin yasal haklarını defalarca vurguladık ve yasal sahiplerinin haklarının kabulünü hatırlatmaktayız. Bizler, BM Güvenlik Konseyi’nin 550 ve 789 numaralı kararlarındaki ilgili paragrafların, bölgenin geleceği için temel oluşturduğunu kabul etmekteyiz.
İki örgüt olarak Maraş’taki tek yanlı adımlardan dolayı derin bir kaygı duymaktayız. Ayrıca, Kıbrıslı Rum lider Nicos Anastasiadis’in Maraş ile ilgili yapmış olduğu iki toplumlu komite açıklamasının da farkındayız.
Bizler, liderleri Kıbrıs’ı birleştirmeyi amaçlayan bir resmi süreci başlatmaya teşvik etmekte, Maraş’ın yeniden canlandırılmasını hem geniş Mağusa bölgesini birleştirmek, hem de ada çapında bir uzlaşma süreci başlatmak için eşsiz bir model olarak gördüğümüz belirtmek isteriz.
Bölgenin geleceği hakkında ortak anlayışlar geliştirebilen iki grup olarak, ayrıca Kıbrıs toplumlarının tümünün kabul edebileceği bir çözüm için öne çıkan bu konu bağlamında bazı noktalara vurgu yapma ihtiyacı hissetmekteyiz.
- Yorumladığımız kadarı ile Evkaf’ın Maraş üzerindeki topraklar üzerindeki hak iddiasına dair ne güvenilir kanıt ne de yasal temeller bulunmaktadır. Tam tersine, Maraş’ta mülkiyet iddiasında bulunan bazı Osmanlı Vakıflarının, Evkaf anayasası olarak bilinen Ahkam’ül Evkaf kapsamında dahi geçersiz olduğuna dair çeşitli kaynaklar mevcuttur. Ayrıca, Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anlaşmalarında, Cumhuriyet’in Cumhurbaşkanı muavini Dr. Fazıl Küçük ile Kıbrıslı Türk Cemaat Meclisi Lideri R. R. Denktaş’ın imzaladığı ek dosyanın, Evkaf mallarına dair iddialarla ilgili Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluşundan itibaren yeni bir durum ortaya çıkardığı görülmektedir.
- Bununla beraber 1960 ile 1974 arasındaki süreçte, kapalı Maraş bölgesindeki mülkiyet rejiminde Evkaf’ın haklarına dair herhangi bir yasal dayanak ya da politik ifade bulunmamaktadır.
- Bizler, 1974 yılından beri Maraş’ın tutsak olarak tutulmasının sonucunda başlı başına bir topluluğu hedefe alan, derin insan hakları ihlallerini barındırdığına inanmaktayız.
- Bizlere göre, Kıbrıs’ta ikamet eden her bir insan, adanın her köşesinde özgürce dolaşabilmelidir. Bu hakları ihlal eden askeri bölgeler, bu anlayıştan muaf tutulamaz. Bu yüzden, kararlı bir şekilde, askeri bölgelerin askersizleştirilerek sivil idarenin yönetimine geçmesi gerektiğini vurgularız. Bu talebimiz sadece Maraş ile sınırlı değildir, aynı zamanda Maronit köyleri olarak da bilinen Karpaşa, Gürpınar (Agia Marina) ve Özhan (Asomatos) için de geçerlidir.
- Bizler için Maraş’ın toprak düzenlemesi kapsamında ele alınması herhangi bir zoraki yer değiştirmeye yol açmayacağı için hemen gerçekleştirilmesinden yanayız. Başlangıç olarak, Maraş’ın yeşil hattın geriye kalanında olan bölgeler gibi BM Barış Gücü (UNFICYP) himayesine aktarılması Güven Yaratıcı Önlemler için yeni bir çerçeve yaratabilir. Böylesi bir çerçeve içinde oluşturulacak Güven Yaratıcı Önlem paketinin belirlenip konuşulması, liderlerin Kıbrıs halklarına çözüm yönündeki kararlılıklarını kanıtlamaları için samimi bir deneme olur. Ayrıca, Maraş’ta mülkleri bulunan yasal sahiplerinin on yıllardan sonra mülklerine erişebilmesi, çatışma sonrası dönemde bulunan toplumların ihtiyacı olan uzlaşma için gerekli geçiş dönemi adaletinin sağlanmasına da olanak sağlayacaktır.
- Ayrıca, taraflara, Maraş’ın adanın geleceğinde ekolojik, kültürel ve ekonomik olarak uzlaşmaya uygun bir mutabakat çerçevesi haline gelebilmesi için bölgenin geniş Mağusa bölgesi kapsamında görülmesi gerektiğini hatırlatırız. Bu yüzden, bölgenin kalkınma ve yeniden canlanmasın yerel aktörlerin demokratik ve şeffaf bir şekilde dahil edilmesi ile planlanmalıdır.
- Bir çözüm paketinde, büyük Mağusa bölgesinin yasal, sosyal, mekânsal ve politik koşulları hesaba katılarak özel olarak odaklanılması gereken özgül koşullar olduğunu hatırlatırız. Bu yüzden, Mağusa bölgesine özel bir komitenin oluşturularak, bölgenin hayata döndürülmesi için yapılacak hazırlıkların özümsenmesi açısından gereklidir. Ayrıca, geniş Mağusa bölgesine dair özel yetkilerin de değerlendirilmesi gerekmektedir.
- Son gelişmelerin ışığında, Kıbrıslı Rum lider Nicos Anastasiadis’in, Kıbrıslı Türklere yönelik AB mali yardımını veto ederek yaptırımlar uygulamayı değerlendirdiği görülmektedir. AB’nin Kıbrıslı Türklere yönelik yılda yaklaşık 30 Milyon Euro tutarında sağladığı maddi yardımın dikkatli bir biçimde harcanıp, denetlendiğini düşündüğümüzde bu konuda ortak endişelerimizi dile getirmek istiyoruz. Harcanan bu kaynakların Kıbrıslı Türk toplumunun insan kapasitesinin geliştirilmesi, ortak kültürel miras, kayıp şahısların aranması ve genel anlamda Kıbrıslı Türklerin AB’ye yakınlaştırılması için harcandığı bilinmektedir. Bütçenin veto edilmesinin daha önce %65 oranında adanın yeniden birleşmesine ve Maraş’ın yasal sahiplerine iade edilmesinden yana taraf olan Kıbrıslı Türk siyasi iradesine yönelik bir saygısızlık olacağını değerlendirmekteyiz. Ayrıca, bu bütçenin vetosu, Türkiye kaynaklı fonların etkisi arttıracağına inanmaktayız. Bu fonların a) askeri amaçlar için harcandığını b) 74 öncesi Kıbrıslı Rum mülkiyetindeki mallara yatırıma olanak sağlayan nitelikte olduğunu ve c) Kıbrıs Türk toplumunun seküler kimliğine saygı duymayan asimilasyonist uygulamalara izin verdiğini değerlendirdiğimizde, sözü edilen açılımın Kıbrıslı Türk toplumundaki federasyon yanlısı güçlere zarar verecek nitelikte olduğunu da değerlendirmekte ve bu yaklaşımın yanlış olduğunu düşünmekteyiz.
- Bizler, Maraş’tan başlayarak atılacak adımların kapsamlı çözüme yönelik görüşmelere önemli bir ivme kazandırma gücünün farkında olarak, arzuladığımız siyasi çözümün iki toplumlu ve Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların siyasi eşitliğine dayalı bir federasyon olduğunu vurgulamak isteriz.
- Bu bağlamda, yeniden tek taraflı provokatif hareketleri kınadığımızı belirtiriz. Tüm ulusal ve uluslararası aktörlere, yerinden edilmiş ve şu an hayatını Mağusa’da sürdüren tüm sakinlerinin siyasi iradesine saygılı davranmaya davet ederiz.
Mağusa İnisiyatifi Mertkan Hamit | Mağusa Kentimiz Pavlos Iacavos |