Tate Modern, atıl durumdaki bir endüstri yapısının dinamik kültür yapısına dönüşmesine iyi örneklerindendir. İşlevini yitirmiş bir sanayi yapısını düşünün ve hayaller kurunuz. Onu nasıl görmek isterdiniz? Eski elektrik santralinin müze olarak kullanılması fikrini beğendiniz mi? Sizce bu santral binası daha çağdaş(!) bir görüntü için yıkılmalı mıydı? Yoksa geçmişin izini taşıyan binanın, yeni kent silueti içinde hala belirgin olduğunu görmek güzel mi? Sadece bacasını koruyarak, ondan hiçbir eser bırakmadan kamusal yarar değil; özel yarar uğruna otel yapmak mı daha iyi olurdu? Tıpkı Girne’deki Zeyko Zeytinyağı Fabrikası’na yapılan gibi.
Müzelerin sadece sanat eserlerine bakmak için ziyaret edilecek yerler olmadığı, sergileme işlevinin ötesinde sosyal aktivite merkezleri olduğunu önceki yazılarda vurgulamıştım. Tate Modern ise şu anda, bunun ötesinde turistler için de önemli bir uğrak yeri durumundadır.

Tate Modern’in yeni ilave Binası
O, asla başarısının üstüne yatmamış; kendini sürekli geliştirmeye çalışmıştır. Ve Londra için potansiyel bir mekan olmuştur. Gerek yerli halkın, gerekse turistlerin gelmesini teşvik eden, alternatif mekanlar sunmaktadır. Beklentinin üzerinde ilgi gören Tate Modern, 2009 yılında müzeyi geliştirmek için ilave bina projesine başlamış ve yeni binasını 3 yıl önce açmış. Yeni bina, kullanım alanını %60 artırmıştır. Galeri alanını iki katına çıkarmanın yanı sıra, dinlenme, eğitim, öğrenme ve özel aktivite alanları gibi çeşitli mekanlara imkanlar sağlamıştır. Bunları yaparken şu sloganı kullanmıştır: 21.yüzyıldaki müze, aktif bir üretim evidir! Bu yüzden en değerli katlarından biri olan beşinci katı, herkese açık ‘Tate Exchange’ adlı çok amaçlı kullanılabilecek bir tartışma mekanına ayırmıştır. Ayrıca bölgeye gelenleri binaya çekmek amacıyla 10. kata herkese açık çatı terası yapılmıştır.
Yeni binanın dışardan algılanan güçlü dikey formu (Switch House), Tate Modern’in mevcut yatay formunu dengelemek için tasarlanmıştır. Tate Modern’e nehirden yaklaşıldığında, bacayla rekabet etmeyen, elektrik santralinin arkasında yükselen kütlesi görülmektedir.
Müze, önceleri sadece nehir yönüne doğru açılmaktaydı. Arka tarafla bir bağlantısı yoktu. Bu da müzeyi arkasındaki bölgeden koparmaktaydı. Yeni binayla yaratılan arka girişi, nehrin diğer tarafından Millennium Köprüsü’nden başlayarak, binanın arkasına kadar bir yaya yürüyüş aksı yarattı. Böylece arka tarafta kalan alanı da müze kucaklamış oldu. Buna paralel, Tate Modern’i dört bir yandan çevreleyen açık kamusal meydanlar gelişmiştir. Yeni ağaçlar dikilmiş, oturma alanları yaratılmıştır. Böylece cansız bir bölge olan arka alana, yeni yeme içme mekanları açılmıştır.
Son söz
Tate Modern, bölgeye ciddi anlamda ekonomik girdi sağlamıştır/sağlamaktadır. Yeni yapılan ek bina da, bu ekonomik büyümenin ikinci dalgasını oluşturmuştur. Bölgeye yapılan yatırım, turizm, artış göstermiştir. Bugüne kadar buraya milyonlarca ziyaretçi gelmiş, 1500 yeni iş imkanı sağlamış ve her yıl ekonomiye milyonlarca pound kazandırıyormuş.
Ancak şu andaki hızlı gelişmenin bölgedeki sosyal ve kültürel sürdürebilirlik dengelerini değiştirme tehlikesi söz konusudur. Müzenin etkisiyle bölgeye oldukça fazla yüksek katlı konut, ofis binası inşa edilmiştir; edilmeye devam etmektedir. Eğer bölgenin büyümesi kontrol altına alınmazsa; farklı gelir düzeylerinden gruplara hitap eden aktif sanat merkezi karakteri tehdit edilebilir; bölgenin bu anlamda değeri aniden düşebilir.
Yeni yapılan yüksek binalar o kadar yakın ki; Tate Modern’in yeni kısmını gezerken kendinizi bir yabancının oturma odasına bakarken ve mobilyalarını incelerken bulabilirsiniz. Ayrıca çatı terası, Londra’nın siluetini tüketen bina telaşının 360 derecelik manzarasını sunmaktadır. Doğu yönüne baktığınızda, kent üzerinde ezici varlığıyla Shard binasının, Viktorya dönemine ait evlerini nasıl cüceleştirdiğini görürsünüz. Batısında ise, 50 katlı One Blackfriars’ın hamile görüntülü yabancı heykelini…
Bugünlerde lüks kulelerin görsel soğukluğu karşısında Londralılar, zor sorularla karşı karşıya… Ne tür bir şehirde yaşamak istiyorsunuz? Sokaklarınızın neye benzemesini istiyorsunuz? Bu sorulara verilecek cevaplar, Tate Modern’in ve Bankside mahallesinin geleceği için de önemlidir.
*Uğur Ulaş Dağlı, DAÜ İç Mimarlık Bölüm Başkanı