Kolombiya ile FARC arasında imzalanan Cartagena anlaşmasının referandumda az farkla reddedilmesi sonrası yapılan görüşmeler olumlu sonuç verdi. Havana’da yeni bir anlaşma imzalandı.
Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, hükümet ve Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri-Halk Ordusu (FARC-EP) arasında yeni bir barış anlaşmasının imzalandığını açıkladı. FARC’ın başmüzakerecisi Ivan Marquez, “Umudun anlaşması” dedi.
FARC-EP Lideri Timoleon Jimenez ile anlaşma imzaladığı için Nobel Ödülü verilen Devlet Başkanı Manuel Santos, Küba’nın başkenti Havana’da, FARC ve Kolombiya hükümeti arasında yapılan görüşmelerde yeni bir barış anlaşmasına varıldığını ilan ederek “Bu anlaşma Cartagena’da imzaladığımız anlaşmanın gözden geçirilmesinin bir sonucudur. Referandumda ‘evet’ ve ‘hayır’ diyenlerin teklifleri ve kaygıları bu anlaşmaya yansıtılmıştır” dedi.
Anlaşmayı ilan etmeden önce referandumda “hayır” kampanyası yürüten eski devlet başkanları Andres Pastrana Arango ve Alvaro Uribe Velez ile eski Dış Ticaret Bakanı Marta Lucia Ramirez de Rincon ile bir toplantı yaptıklarını kaydeden Santos, anlaşmanın bu üç isme gönderileceğini de söyledi.
FARC malvarlığını teslim edecek
Santos, referandum sonrası kendilerine iletilen tekliflerin yeni barış anlaşmasına ulaşılmasına katkı sağladığını belirterek “Artık bölünmüşlükleri geride bırakmanın vakti geldi. Gücümüzü ve katkımızı barışı inşa etmek için bir araya getirmeliyiz” diye konuştu. FARC’ın tüm mal varlığını, çatışmadan etkilenenlerin yararına kullanılmak üzere teslim edeceğini kaydeden Santos, referandumda yürütülen “hayır” kampanyasının en önemli dayanak noktalarını oluşturan, FARC’ın parlamentoda temsil edilmesi ile örgüt mensuplarının toprak ve mülk sahibi olması yönündeki endişelerin giderildiğini kaydetti. Santos “Özel barış mahkemeleri 10 yıl boyunca hizmet verecek ve ilk 2 yıl araştırma taleplerini kabul edecek. Yabancı yargıçlar olmayacak. Yargıçlar, bizim mahkemelerimizden seçilecek ve Kolombiyalılardan oluşacak” dedi. Eski Bakan Ramirez de, yeni anlaşmanın siyasette mutabakat getirmesini umduğunu belirtti.
Hükümetin müzakere heyeti başkanı Humberto de la Calle önemli bir değişikliğin FARC’ın kurbanlara tazminat konusunda malvarlığını sunması olduğunu söyledi. De la Calle, “bu uzlaşma birçok eleştiri ve memnuniyetsizliklere çözüm bulma ve hepsinden önemlisi de Kolombiyalılar olarak bizi birleştirmesi bakımından bir fırsat. Farklılıklara ve farklı vizyonlara rağmen, diyalog yoluyla ortak noktalara ulaşmanın mümkün olduğunu bir kere daha ispatladık” dedi.
Referandum olmamalıydı
FARC’ın başmüzakerecisi Ivan Marquez, sosyal medya hesabından, ekimde yapılan referanduma gerek olmadığını kaydetti. Marquez, barışın çoğunluğa karşı bir hak olduğunu belirtti. Marquez, yeni anlaşmayı “Umudun anlaşması” olarak nitelendirdi ve “Barışa aşığız, Kolombiya’ya aşığız” dedi.
Marquez yeni uzlaşının tek ihtiyacının, hayata geçmesi olduğunu belirtiyor. Marquez, “Kolombiya ulusuna yeni bir uzlaşı sunduk, biz bunu Umut Uzlaşısı olarak nitelendiriyoruz, ülkeyi demokratikleştirecek, haklarını somutlaştıracak” dedi.
Amerika kutladı
Amerika uzlaşmadan dolayı Kolombiya hükümetini kutladı.
Dışişleri Bakanı John Kerry, anlaşmanın Kolombiya’nın sağlam bir barışa doğru ilerlemesinde önemli bir adım olduğunu söyledi ve Amerika’nın nihai barış anlaşması için Kolmbiya hükümeti ile birlikte çalışmaya devam edeceğini söyledi.
Ne Olmuştu?
Kolombiya’da 2 Ekim’de FARC ile imzalanan barış anlaşması referanduma götürülmüş, yaklaşık 13 milyon Kolombiyalının oy kullandığı referandumda halkın yüzde 50,24’ü anlaşmaya “hayır” demişti. Hükümet referandum sonrası, çatışmanın kurbanları, kilise, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları ile bir araya gelerek talepleri, FARC’la tekrar müzakere etmek için not etmişti. Taraflarla yapılan 60’a yakın toplantı ve 100 saati bulan çalışma sonrası 57 ayrı konuda 500’e yakın teklif ortaya çıkmıştı.
Santos’un bu yeni uzlaşmayı yeni bir referanduma götürüp götürmeyeceği ise henüz netleşmiş değil.
Kolombiya’da yarım yüzyıldan fazla süren çatışma, 260 bine yakın kişinin hayatını kaybetmesine ve 6 milyondan fazla kişinin göç etmesine sebep olmuştu.