1- kktc’nin kendine yeter ekonomisinin, kendine yetmez olduğunu ev temizliği kavramının boşluğunu defalarca ifade ettim. Az önce maliye bakanının yaptığı samimi açıklamayı deşifre edersek aslında şunu diyor: “ilk şokta iflas ettik ve devlet olarak hem vatandaşı hem kurulu düzeni korumamız mümkün değildir.”
2- Türkiye’den yardım boş yere beklenmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti kendi için doğru olanı yapacak önce hali hazırda kendi başının çaresine bakacak. İşler yoluna girene kadar “Kıbrıs diye bir meselelerinin olmadığını” kabul edecektir.
3- AB’nin Kıbrıslı türklere yönelik ayırdığı kaynağın genel bütçeye aktarılması mümkün değildir. Bu paranın nasıl harcanacağı son kertede Kıbrıs Cumhuriyeti otoritelerinin oluruna bağlıdır. Eğer kktc Kıbrıslıtürklerin can güvenliği için kurulduğu tezine inanılıyorsa, bunun sağlanması için siyasi partilerin ilgili BM kararlarına uygun bir süreçten taraf olduklarını teyit etmeleri, bunu ifade edip mevcut kaynakların harcanması için taraf olmaları gerekmektedir. Bunun için de ön plana ideolojik ezberlerini değil Kıbrıs insanının geleceğini ön plana koymaları gerekmektedir. Bu tavrın deklarasyonu ile kaynakların insani amaçlar için kullanılması sağlanabilir. Boş yere milliyetçi martavalla insanları riske atmayın.
4- Bu aşamada yapılacak olan sermaye birikiminde en yüksek %5 gelire sahip kurum ve bireylerin varlıklarına belli oranda kesinti yapmak olmalıdır. Bu kesinti ile de memur maaşı ödemek değil, ekonomik döngünün sürekliliği sağlamak adına en alttaki %40’ı hedefleyecek politikalar belirlenmelidir.
5- Bunun yanında en başından beri ifade ettiğim şahıs adına kurulmuş olan yeni işletmelere, kadın, engelli veya 30 yaşın altında iş kuran şahıslara ait işletmelere yönelik bir destek paketi oluşturulmalıdır.
6- Memur dostlarımız maaşlarının bir bölümünden feragat etmek durumundadır. Evde kapalıyken, işe gidip gelme ve iş ile ilgili masraflarından doğan sabit miktarı harcamak zorunda olmadıklarından dolayı zaten sorun olmayacaktır. Bu özel sektörün işçi çıkarmasını engelleyerek, herkesin görece yaşamını sürdürmesi için gereklidir.
7- Bunun dışında ve hepsinden önemlisi yüksek gelir gruplarından yapılacak sermaye kesintisi ile yaratılacak artı değerle en büyük ihtiyaç olan test kitleri elde etmekten başka çare yoktur. Dünya sağlık örgütü en önemli önlem olarak olabildiğince test yapılmasını söylüyor. İzlanda gibi ülkelerde neredeyse ülke genelinde test yapılıyor. Şu an bir test kitinin maliyeti 90 Dolar civarındadır. Nüfusun %10’una test yapmak için yaklaşık 40,000 x 90 = 3,6 milyon Dolar ekstra civarında bir kaynak gerekmektedir.