Haber Merkezi
Bilim insanları Kıbrıs kıyılarında “ayak parmağı ısıran” olarak bilinen dev bir su böceği (Belostomatidae) tespit etti.
Göllerde ve yavaş hareket eden tatlı sularda yaşadığı bilinen bu türün, Yunanistan, Türkiye ve İsrail gibi komşu Akdeniz ülkelerinde yerleşik popülasyonları olmasına rağmen, adada daha önce hiç rastlanmamıştı.
Uzmanlar halkı dikkatli olmaya çağırdı.
Cyprus Mail’in haberine göre Kıbrıs’taki çeşitli kurumlardan bilim insanlarının oluşturduğu bir ekip, Kıbrıs Doğal Miras ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Derneği’nden Michalis Hadjikosnstantis, Tarım Bakanlığı’ndan Yiakoumis Giortzis ve Kıbrıs Yaban Hayatı Araştırma Enstitüsü’nden Kadir Boğaç Kunt ile birlikte bu zor bulunan “ayak ısıran” olarak bilinen böcek üzerinde çalışıyor.
Araştırmacıların “Travaux du Muséum National d’Histoire Naturelle Grigore Antipa” dergisinde yayınlanan bulguları, bu büyük böceğin özelliklerini ortaya koyuyor.
“Elektrik ışığı böceği” olarak da adlandırılan bu devasa su böceği, omurgasızları, balıkları, kaplumbağaları ve hatta kuşları avlayan bir avcı olarak nitelendiriliyor. 12 cm’ye varan çapıyla Avrupa’daki en büyük böcek unvanına sahip olan bu böceğin, kışkırtıldığında dayanılmaz derecede acı veren ısırıklarıyla kötü bir üne sahip olduğu belirtiliyor.

Bu bilgiler, bilim insanlarının 2020 ve 2021’in ilkbahar sonu ve yaz aylarında adanın doğu kıyısında giderek artan sayıda dev su böceği gözleminden örnekler toplamasının ardından elde edildi.
Özellikle adanın doğu kıyılarında görülen bu böcek, ilk olarak görünümü ve büyüklüğü karşısında hayrete düşen yüzücüler tarafından farkedildi. Yüzücüler gerek uzmanlarla temasa geçerek gerekse fotoğraf ve videoları internette, özellikle de biyoçeşitlilikle ilgili Facebook gruplarında yayınladılar. Bunun ardından bilim insanları daha ileri çalışmalar için bazı örnekleri topladı. Ayrıca, adadaki türlerle ilgili diğer raporları takip etmek için ilgili gözlem platformlarında kapsamlı çevrimiçi aramalar yaptılar.

Makalenin yazarları, bu böceğin korkutucu görünümünden dolayı uzun süre fark edilmemiş olmasının mümkün olmadığını belirtiyor. Türün aniden ortaya çıkmasının, İsrail, Lübnan ve Suriye gibi böceğe ev sahipliği yapan komşu ülkeler tarafından tetiklenen göç olaylarıyla bağlantılı olabileceğini öne sürüyorlar. Örneklerin, diğer araştırmacıların öne sürdüğü gibi rüzgâr veya okyanus akıntılarıyla taşınmış olması ya da orijinal yaşam alanlarındaki besin kaynaklarının azalması nedeniyle ortaya çıkmış olması da mümkün.
Kısa bir zaman dilimi içinde çok sayıda görülmesine rağmen, türün adaya yerleşmesiyle ilgili sonuçlara varmak için henüz erken olduğuna ve daha fazla araştırma yapılması gerektiğine dikkat çekildi.