Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı, hak savunucusu Osman Kavala‘nın avukatları, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görülen Gezi Parkı davasında müvekkilleri hakkında ağırlaştırılmış müebbet istenmesine ilişkin olarak açıklama yaptı.
Kavala’nın avukatlarının yaptığı yazılı açıklamada şu bilgiler verildi:
“Osman Kavala hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan davada; iddia makamı, 4 Mart 2022 tarihinde esas hakkında mütalaasını sunmuş ve Osman Kavala’nın Türk Ceza Kanunu’nun 312. maddesi (“cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmak veya görevlerini yapmasını tamamen ya da kısmen engellemek”) uyarınca ağırlaştırılmış müebbet cezasıyla cezalandırılmasını talep etmiştir. Söz konusu mütalaa gereğince; Osman Kavala hakkında “15 Temmuz darbe girişimini desteklemek” (TCK 309) ve iki yıldır tutukluluk gerekçesi yapılan “Casusluk” (TCK 328) suçlamalarının konusuz kaldığı imza altına alınmış, özellikle casusluk suçlamasının sadece tutuklamanın sürdürülmesine yönelik bir hukuki argüman olarak kullanıldığı açıkça itiraf edilmiştir.”
‘Uluslararası hukuk kararları hiçe sayıldı’
Aynı mütaalada Kavala ve diğer Gezi sanıklarının beraat ettikleri Gezi ile ilgili davalardan, aynı delillerle yeniden cezalandırılmak istendiklerine dikkat çekilen açıklamada; “TCK 312. madde ile ilgili tutukluluğu değerlendiren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “somut ve meşru delillere dayanmadığı” yolundaki kararı açıkça hiçe sayılarak, Uluslararası Ceza Hukuku’na ilişkin karar ve normlar ısrarla yok hükmünde addedilmiştir” denildi.
Ne olmuştu?
Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına rağmen tahliye edilmemesi ve aynı kanıtlarla farklı davalar açılarak cezaevinde tutulması nedeniyle Türkiye’ye Avrupa Konseyi tarafından yaptırım uygulanmasına yönelik süreç devam ederken, Gezi davasında esas hakkındaki mütalaa Türkiye’yi güç durumda bırakacak taleplerle tamamlandı.
Savcılık, Kavala’nın hükümlü hale getirilerek Avrupa Konseyi sürecinin askıda bırakılmanın amaçlandığı yönündeki iddiaları haklı gösterecek biçimde, yüzlerce klasörden oluşan davadaki görüşünü 21 Şubat’taki son duruşmanın ardından 11 gün gibi kısa bir sürede hazırladı. Savcı Edip Şahiner, esas hakkındaki görüşünde, 2013’ten bu yana defalarca davalara konu edilen iddiaları yeniden tekrarladı.
İddianamede, Osman Kavala ve Mücella Yapıcı için ağırlaştırılmış müebbet, diğer sanıklar; Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi hakkında da “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme” suçundan 15 yıldan 20’şer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.