İtalya’da Pazar günü yapılan genel seçimlerde Giorgia Meloni’nin liderliğini yaptığı aşırı sağcı parti İtalya’nın Kardeşleri (Fratelli D’Italia) resmi olmayan sonuçlara göre oyların yaklaşık yüzde 26’sını alarak birinci oldu.
Seçimlere sağcı partiler, eski İçişleri Bakanı Matteo Salvini liderliğindeki Lega ve eski Başbakan Silvio Berlusconi’nin Forza Italia partisi ile ittifak halinde giren İtalya’nın Kardeşleri böylece parlamentonun iki kanadında da net çoğunluğa sahip oldu.
Seçim sonuçlarını değerlendiren 45 yaşındaki Meloni, partisi için “gurur verici bir gün” olduğunu söyledi.
Seçmenlerin, hükümeti kurmaları için sağ partilere açıkça yetki verdiğini söyleyen Meloni, “Şimdi ülkedeki birçok sorunu çözmek için birlik gerekiyor” dedi.
Meloni gazetecilere verdiği demeçte, “Eğer bu halkı yönetmekle görevlendirilirsek bunu tüm İtalyanlar için, halkı birleştirmek, bölücü olanı değil birleştirici olanı teşvik etmek için yapacağız” diye konuştu. Meloni, seçmenlerin güvenini kötüye kullanmayacaklarını kaydetti.
Merkez sol parti ana muhalefet olacak
Merkez sol Demokratik Parti (Partito Democratico-PD) resmi olmayan seçim sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte yenilgiyi kabul etttiğini açıkladı.
PD milletvekili Debora Sarracchiani gazetecilere verdiği demeçte, “Bu ülkemiz için üzücü bir akşam” dedi. Debora, “Sağ partiler, parlamentoda çoğunluğa sahip, ancak ülkede değil” diye konuştu.
PD, parlamentodaki en büyük muhalefet partisi olarak ana muhalefet görevini üstlenecek.
İlk verilere göre seçime katılım oranı yüzde 64,1 olarak gerçekleşti. Dört yıl önce yapılan seçmenlerde ise bu oran yüzde 74 olarak belirlenmişti.
Avrupa’dan tepkiler
Avrupa Birliği liderleri, İtalya’daki seçim sonuçlarını kaygıyla karşıladı. Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Alman Sosyal Demokrat Parti’sinden (SPD) Katharina Barley, İtalya’daki merkez sağ partilerinden oluşan ittifakın seçimlerde elde ettiği sonucu “endişe verici” olarak değerlendirerek, “Giorgia Meloni, siyasi rol modelleri Viktor Orban ve Donald Trump olan bir başbakan olacak” ifadelerini kullandı.
Avrupa Yeşiller Partisi Eş Genel Başkanı Thomas Waitz da tepkisini, “AB’nin üçüncü büyük ekonomisi olan İtalya, post-faşist ve aşırı sağ partilerden oluşan bir koalisyon tarafından yönetilirse, AB’nin temelleri ve ortak değerleri tehlikeye girer” sözleriye dile getirdi.
Avusturyalı siyasetçi İtalya’daki Hristiyan Demokratları, sağ ittifakı desteklememeye çağırdı.
Finans piyasalarının gözü İtalya’da
Yunanistan’ın ardından en borçlu Avrupa Birliği (AB) ülkesi konumundaki İtalya’daki seçimi finans çevreleri de yakından takip etti. Ülkede hızla yükselen enflasyon, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz oranlarındaki değişim ve siyasi belirsizlik borçlanmayı önemli ölçüde arttırdı.
S&P Global Market Intelligence verileri, yatırımcıların İtalyan devlet tahvil piyasalarına karşı giriştikleri finansal bahislerin 2008’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştığını gösteriyor. Ekonomi uzmanları bu durumu yatırımcılar arasında artan huzursuzluğun bir işareti olarak yorumluyor.
Alman Sanayi Ve Ticaret Odası (DIHK) Dış Ekonomik işler Başkanı Volker Treier, Reuters haber ajansına verdiği demeçte, “İtalya ya da Yunanistan gibi ağır borçlu ülkelerin, yeni borçlar için şimdiden çok daha yüksek faiz ödemek zorunda kalmaları tehlikesi söz konusu” dedi.
Alman uzman, bu durumun faiz yükünü önümüzdeki yıllarda daha ada tırmandıracağını belirterek Euro bölgesindeki ekonomik kalkınmanın bu süreçte olumsuz yönde etkileyeceğini kaydetti.