Kıbrıs Türk Barolar Birliği, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı, Mülteci Hakları Derneği, Kuir Kıbrıs Derneği ve Sivil Toplum İnisiyatifi günlerdir aranan cezaevi firarisinin yakalanması ardından basına yansıyan görüntülerle ilgili açıklamalarda bulundu. Yapılan açıklamada, bir kişi yasalar tarafından düzenlenen en ağır suçu işlemiş dahi olsa cezasının mahkemeler tarafından verilebileceğini ifade edildi. Açıklama şöyle:
İşkence yasağı, kişinin vücut bütünlüğü ve vücut dokunulmazlığı hakkının ihlal eden ve diğer bütün insanlık dışı, zalimane ve onur kırıcı muamele ve cezaları içine alan, kayıtsız şartsız ve koşulsuz bir yasaktır.
KKTC iç hukukunun parçası olan İşkence ve Diğer Zalimce, İnsanlık Dışı Veya Onur Kırıcı Davranış Veya Cezalandırmalara Karşı Sözleşme, Sivil ve Medeni Haklar Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde işkence yasağı, söz konusu sözleşmelerin denetim organları tarafından yalnızca işkence yapmama yükümlülüğü olmaktan öte, mağdurun şikâyeti olmasa dahi işkencenin soruşturulması ve cezalandırılmasını da kapsar şekilde yorumlanmıştır.
Bir kişi yasalar tarafından düzenlenen en ağır suçu işlemiş dahi olsa cezası mahkemeler tarafından verilir ve verilecek olan ceza insanlık dışı ve onur kırıcı olamaz.
Cezaevinden kaçtıktan sonra 11 Şubat tarihinde yakalanan Aleksandr Satlaev’in basına yansıyan görüntülerinden insanlık dışı muameleye tabi olduğu şüphesi ortaya çıkmıştır. Söz konusu şüpheler üzerine konunun bağımsız bir şekilde soruşturulması ve gerçekten işkence yasağına aykırı bir muamelenin olup olmadığının ortaya çıkarılması devletin bir yükümlülüğüdür. Bunun yapılmaması ise işkence ve insanlık dışı muamelenin normalleştirilmesi ve bir sorgulama yöntemi olarak işkencenin kullanılmasına yol açar.
İmzacı Örgütler:
Kıbrıs Türk Barolar Birliği
Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı
Mülteci Hakları Derneği
Kuir Kıbrıs Derneği
Sivil Toplum İnisiyatifi