Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi Üyesi Cemre İpçiler, Mayıs TV’de İsmet Özgüren’in sunduğu Son Nokta programına konuk oldu.
“Polis acilen sivile bağlanmalı”
Ülkemizde özellikle son on gündür endişe verici olaylar yaşandığını belirten Cemre İpçiler, silahların karıştığı olayların normalleştirilebilecek bir konu olmadığını söyledi. Endişe ve tedirginlik içerisinde olduğunu ifade eden İpçiler, Demirtaş ve Falyalı ailelerine başsağlığı diledi.
Ülkede bu kadar çok asker, polis ve istihbarat varken böyle bir olayın neden engellenemediğini sorgulayan İpçiler, güvenlik zaafiyeti ve ihmallerin söz konusu olduğunu, soruşturmanın ise nasıl sonuçlanacağını merak ettiğini belirtti. İpçiler, geçici 10. madde nedeniyle polisin sivile ve demokratik denetim mekanizmalarına bağlı olmadığını, bu yüzden hesap sorulamadığını söyledi. Denetime tabii olmayan polis teşkilatının sorulan soruları cevapsız bıraktığını ifade eden İpçiler, polisin acilen sivile bağlanması gerektiğini vurguladı.
Bütün güvenlik kuruluşlarımızın yerelleştirilmesi gerektiğini belirten İpçiler, halk arasında infial yaratan olaylarla ilgili hesap sorma araçlarının elimizde olmasının önemine dikkat çekti. İpçiler, yalnızca konuşabildiğimiz ve söylemde kalma durumu olan olayların tekrarlanabilir olduğunu söyledi.
“Siyasi makamlar talimat gelene kadar sessiz kalıyorlar”
İpçiler, korkunç cinayet sonucunda öldürülen iki insanın arkasından siyasilerin açıklama yapmamasının açıklanabilir bir durum olmadığını belirtti. İpçiler, aynı masada oturan ve fotoğraf çektiren fakat olayın ardından açıklama yapmaktan çekinen siyasi makamlar için, “Cinayetin Türkiye bağlantılı olabileceği ihtimali üzerinde duruyorlar ve kendi işbirlikçi konumları neticesinde bu konuda sus pus olmuş durumdadırlar. Herhangi bir talimat olmaksızın ne diyeceklerini kendileri belirleyemiyorlar. Dolayısıyla talimat gelene kadar sessiz kalıyorlar. Ya da sessiz kalmaları yönünde talimat aldılar” dedi.
“İçinde yaşadığımız ada yarısı Türkiye’deki derin devlet ilişkilerinin yansımasını kaldıramaz”
Cinayetin yüksek ihtimalle Türkiye bağlantılı olduğunu ifade eden İpçiler, on gün önce yaşanan vurulma olayında da TC elçiliği bağlantısının zikredildiğini, son günlerde Türkiye’de de bu tür olayların yaşandığını ve içinde yaşadığımız ada yarısının Türkiye’deki derin devlet ilişkilerinin yansımasını kaldıramayacağını söyledi. Türkiye’deki derin devletin iç çatışmalarının arka bahçe veya kalın bağırsak olarak ülkemize taşındığını söyleyen İpçiler, sosyolojik, psikolojik, ekonomik açıdan bunun kabul edilemez olduğunu belirtti.
“Faili meçhul değil meşhur”
İstenmesi halinde faili bulunabilecekken, üstü örtünmek istenen olaylara faili meşhur denildiğini açıklayan İpçiler, hesap sorulabilecek mekanizma olmadığı ve derin devlet hesaplaşmalarının yansıdığı cinayetin büyük ihtimalle faili meşhur olarak kalacağını söyledi.
Halkın güvenlik algısına zarar verecek bu olayın korku ve kaosa neden olacağını söyleyen İpçiler, Türkiye’de 90’lı yıllarda yaşanan bu tarz olayların demokratik süreçlere yansımasının hala devam ettiğini belirtti. İpçiler, bu tür olaylar karşısında halkın korkarak içine kapandığını ve geri çekildiğini, oy verme tercihlerinin bile etkilendiğini ifade etti.
“Mobeseleri Türkiye kontrol ediyor”
Bizim ülkemizden kayıtlanan mobese görüntüsündeki kişilerin zanlılarla ilgili olduğunun yalanlandığını fakat söz konusu görüntünün KKTC’ye ait olmadığını kimsenin söyleyemediğini belirten İpçiler, olay olduktan sonraki bir saat içinde Türkiye’deki bir gazetecinin bu görüntüyü ele geçirebildiğinin altını çizdi.
Bağımsızlık Yolu’nun en başından beri mobese kameralara karşı olduğunu belirten İpçiler, suçların önlenmesine katkı sağlamayacak mobeselerin gözetim toplumu olduğunu söyledi. İpçiler, mobese ihalesinin Türkiye şirketine verilmesi sonucunda, verilerin doğrudan Türkiye’ye gittiğini ve orada saklanmasının olaydan yaklaşık bir saat sonra yayınlanan fotoğraf ile teyit edildiğini, mobeselerin ülkemizdeki suçları önlemediğini, yalnızca istihbarat amacıyla kullanıldığını belirtti.