7 Mayıs 2024 tarihinde Avrupa Birliği Konseyi, AB’de eşitlik kurumlarının rolünü ve bağımsızlığını güçlendirmeyi amaçlayan iki yönerge maddesi teklifini kabul etti. Bunlardan ilki; istihdamda etnik köken, inanç, engellilik, yaş ve cinsel yönelim temellerini kapsarken, diğeri AB mevzuatında ilk kez cinsiyet karakteristikleri temelini içerdi.
İstihdam ve meslek konularında eşitliği sağlamayı hedefleyen düzenlemeler; söz konusu konularda hak ihlaline uğrayanları sosyo-ekonomik durumları, siyasi görüşleri, yaşları, sağlıkları, uyrukları, ikamet durumları, dilleri, renkleri, okuryazarlık düzeyleri, cinsiyetleri, cinsiyet kimlikleri, cinsiyet ifadeleri veya cinsiyet karakteristikleri üzerinden tanımladı.
Cinsiyet temelli yönergenin Konsey’de nitelikli çoğunlukla kabul edilmesi ve sadece iki üye devletin teklife karşı oy kullanması, intersekslerin AB genelinde karşılaştıkları zorluklar ve koruma boşlukları konusunda artan farkındalığı ve intersekslerin karşılaştıkları ayrımcılık ve şiddeti ele almak için artan siyasi iradeyi gösterdi.
“AB, ilk kez bir mevzuatta cinsiyet karakteristiklerini bir ayrımcılık gerekçesi olarak belirlemiştir”
OII Avrupa’da yer alan habere göre; OII Avrupa İcra Direktörü Dan Christian Ghattas bu gelişmeyle ilgili bir açıklama yaptı. Ghattas, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“İstihdam ve meslekte kadın ve erkekler arasında eşit muamele ve fırsat eşitliğine ilişkin 2022/0400 sayılı Yönerge, interseks eşitliğinin ilerlemesi açısından bir dönüm noktasıdır. Bu oylama ile AB, ilk kez bir mevzuatta cinsiyet karakteristiklerini bir ayrımcılık gerekçesi olarak belirlemiştir. Konsey, Avrupa Parlamentosu’nun cinsiyet karakteristikleri temelinin bağlayıcı bir maddede yer alması yönündeki teklifini kabul ederek, kişilerin cinsiyet karakteristikleri nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldıklarını ve eşitlik kurumlarının, farklı cinsiyet karakteristiklerine sahip kişiler de dahil olmak üzere tüm mağdurlara yardım sağlamaları gerektiğini kabul etmiştir.”
Kabul edilen iki yönergeden sadece birinin cinsiyet karakteristiklerini içermesinin sorunlu olduğunu belirten Ghattas, “Konseyde oybirliği gerektiren ırk veya etnik köken, din veya inanç, engellilik, yaş ve cinsel yönelim temellerini kapsayan yönerge, cinsiyet karakteristiklerine veya ayrımcılığa uğrayan interseks mağdurlara atıfta bulunmamaktadır. Her iki metin arasındaki bu tutarsızlık, kaynağını Konsey’deki farklı kabul usulleri ve oylama gerekliliklerinde bulurken, mağdurların tanımı da dahil olmak üzere hükümlerin, direktiflerin gelecekteki revizyonlarında uyumlaştırılması gerekecektir. Üye devletler, tüm ayrımcılık mağdurlarına eşit koruma sağlamak amacıyla kabul edilen metinleri uygulamalıdır. Bu süreçteki verimli işbirlikleri için Equinet’e, Avrupa Eşitlik Kurumları Ağı’na ve elbette cinsiyet karakteristiklerinin yanı sıra cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi temellerinin de iki yönergeye dahil edilmesini yorulmaksızın savunan raportörlere ve gölge raportörlere teşekkür ederiz” dedi.
“Bu, AB’de interseks eşitliği için çok önemli bir an”
OII Avrupa Eş Başkanı Magda Rakita ise konuyla ilgili açıklamasında, “Bu, AB’de interseks eşitliği için çok önemli bir an” diyerek şöyle devam etti:
“Cinsiyet temeli bazı durumlarda interseks bireyleri koruma kapsamına almak için kullanılmış olsa da, giderek daha fazla ülke cinsiyet karakteristiklerini kendi başına bir koruma temeli olarak oluşturmaktadır. Bu yönerge, interseks bireylerin ulusal düzeyde eşitlik kurumları tarafından yapılan çalışmaların kapsamına dahil edilerek gelecekte ayrımcılıktan daha iyi korunmalarını sağlayacaktır. Artık bu dönüm noktasına ulaşıldığına göre, tüm AB organlarını, cinsiyet karakteristikleri temelinin, eşitlik ve ayrımcılık yasağına ilişkin hükümler içeren gelecekteki tüm yasa tekliflerine dahil edilmesini sağlamaya çağırıyoruz.”
OII Eş Başkanı Kristian Ranđelović ise örgütün açıklamasına şunları ekledi:
“Bağımsız bir zemin, interseks bireylerin deneyimlerini daha doğru bir şekilde yakalamaya olanak sağlarken, kamuoyunun, Avrupalı politika yapıcıların ve ulusal yetkililerin interseks bireylerin karşılaştığı ayrımcılık ve şiddet konusunda farkındalığını arttıracaktır. Cinsiyet karakteristiklerinin AB mevzuatında tanınması, daha fazla ülkenin ayrımcılık karşıtı çerçevelerini güncellemesine yol açacak ve Avrupa Konseyi bölgesinde iyi bir uygulama örneği teşkil edecektir.”
Son iki yıldır OII Avrupa; ILGA-Europe, TGEU, EL*C ve IGLYO ile işbirliği içinde, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile birlikte cinsiyet karakteristiklerinin de ayrımcılık temelleri olarak yönergelere açıkça dahil edilmesi için çalışıyor.