Kıbrıslırum lider Nikos Anastasiadis’in 1’inci Mont Pelerin Zirvesi’nden Kıbrıs’a döndüğü 12 Kasım’dan bugün başlayan 2’inci Zirve’ye kadarki zamanı ABD, İngiltere, Fransa ve Yunanistan’la “güvenlik” üzerine çeşitli temaslara harcadığı belirtildi.
TAK’ın aktardığı haftalık Kathimerini’nin haberine göre Anastasiadis’in, AB ve Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerin en üst yetkilileriyle yaptığı temaslardan en önemlilerinin, Yunanistan haricinde, Londra ve Paris ile yaptıkları olduğuna, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’la telefon görüşmesinin ise ayrı bir öneme sahip olduğuna dikkat çekti.
Gazete Anastsiadis’in muhataplarına, Türk tarafının bir süre önce ilettiği ve Türk, Yunan ve NATO üsleri kurulması ve Türkiye’ye, Kıbrıs Türk oluşturucu devletinin tehlikede olduğuna hükmetmesi halinde devreye girecek garantörlük hakkı olmasını öngören önerisinin “kabul edilemeyeceğini” ilettiğini yazdı. Böyle bir şeyin Rum tarafınca, 1960 Garantileri’nden çok daha beter görüldüğüne dikkat çekti.
Anastasiadis ayrıca “Garantiler meselesinin çözümü şu veya bu şekilde hareketleniyor. Özlü görüşme, Çok Uluslu Güç kurulması önerisi ekseninde yapılabilir” de dedi.
Gazeteye göre Anastasiadis’in önerisinde, Çok Uluslu Güç mekanizmasının ya içte karışıklık çıkması veya dış tehdit durumunda harekete geçirilmesi öngörülüyor. Yabancı bir diplomat da Kathimerini’ye “emir mercii bütün tarafların kabul edeceği –BM ve Güvenlik Konseyi gibi- bir uluslararası güç olursa, müdahale hakkı bile görüşülebilir” vurgusunu yaptı.
Habere göre Kıbrıs’ta garantörlük istemediğini açıklayan Yunanistan’dan “yetkili bir kaynak” 60 garanti sisteminin, 1983’te KKTC’nin kurulmasını gündeme getiren “başarısız bir sistem olduğunu” söyleyerek “garanti görüşmelerinin en azından sıfırdan başlanması gerektiğini” belirtti.
Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras da geçen Çarşamba günü Yunanistan’ın “güvenlik konusuna aktif katıldığını ve bu konunun çok taraflı bir konferansta, garanti sisteminin tasfiyesi ve Türk askerlerinin tamamen çekilmesine dair bir anlaşma temelinde halledilebileceğini” söylemişti.
İkinci Mont Pelerin Zirvesi öncesindeki haftayı Kıbrıslıtürk lider Mustafa Akıncı’nın da yabancı diplomatlar, çalışma arkadaşlarıyla temas ve toplantılarla yoğun hazırlık içerisinde geçirdiğini yazan Kathimerini, yabancı bir diplomatı kaynak göstererek özetle şunları yazdı:
“KIBRIS SORUNUNDA POLİTİKA OLUŞTURULMASINA ÇAVUŞOĞLU’NUN NÜFUZ KULLANIYOR OLMASI OLUMLU”
“Akıncı ve Erdoğan farkı ideolojik algılara sahip olsalar ve aralarındaki ilişki çok da ideal olmasa da, Kıbrıslı Türk liderin Türk Cumhurbaşkanı ile (Akıncı için) Kıbrıs sorununda hareket serbestisine eşdeğer uzlaşı kodları var. Kıbrıs Türk diplomatik birimleri olmadığından Akıncı müzakereler sırasında ortaya çıkan çeşitli konular için Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yardım alıyor. Ankara’nın Kıbrıs sorununda politika şekillendirmesinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun nüfuz kullanıyor olması da olumludur.
ALBAYRAK’IN ROLÜ
Ankara’daki siyasi sahneyi bilen Avrupalı bir diplomat Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın rolünü de Kıbrıs sorununa çözüm bulunması yönünde olumlu buluyor.
Gazete haberinin “Tarih İçin Toprak” başlığıyla ayırdığı bölümünde “¬Müzakerelerin bu aşamasında Ankara beşlik konferansa tarih almak için Toprak veriyor” görüşünü ortaya koydu, özetle şunları aktardı:“Bu konuyu AB üyesi bir ülkenin bir diplomatına sorduk. Adının kesinlikle açıklanmamasını isteyen diplomat şu değerlendirmede bulundu:”Kıbrıs sorununun en önemli başlıklarının görüşülmekte olduğu bu konjonktürde kimsenin elinde, Ankara’ya baskı unsuru yok gibi görünüyor. Putin-Erdoğan görüşmesinin ardından Moskova’nın Kürtleri Suriye’de ortada bırakmasından sonra Ankara aynı şeyi Irak’taki Kürtler için Washington’la da yapmaya çalışıyor. Bu nedenle ABD’deki lider değişiminden memnun görünüyor. Türkiye bu projesinde, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’deki enerjiyle ilgili hareketlerini de katmış olabilir. Öte yandan Moskova’da gözle görülür bir stres var çünkü Kıbrıs geleneksel olarak, Ortodoks Rusya’nın hatırını kırmaz ama çözüm olursa bu artık o kadar kolay olmayacak.”
Gazete Akıncı ile Anastasiadis’in bugün ve yarın Mont Pelerin’de bir uzlaşıya varmasının ve devamında, çok taraflı bir konferans için tarih belirlenmesi meselesinin gündeme gelmesinin kuvvetle muhtemel olduğuna vurgu yaparak “Atina’nın Ankara ile halen sürekli temas içerisinde olması gerekiyor” ifadesine yer verdi.
YUNANİSTAN ENDİŞELİ
Gazete Atina’dan bir diplomatın “hedef, çok taraflı konferansın başarı ön şartları oluşması için Türk Cumhurbaşkanlığı ile istişaredir” dediğini ve özetle şunları eklediğini yazdı:“Böyle bir görüşmeye hazırlıksız gidilmesi, başarısızlıkla eştir. Yunan ve Kıbrıs Rum tarafı, Türk tarafının bütün konularda maksimalist taleplerde bulunacağı böyle bir konferansa katılamaz. Dahası Atina, bu konjonktürdeki güçler dengesi de dahil daha birçok sebepten bu aşamada çok taraflı bir konferansın dengesiz olması tehlikesinden endişe ediyor.”