Kıbrıs sorununa ilişkin görüşmelerin yapılmamasının yarattığı boşluk, iki liderin taban tabana zıt söylemleriyle doldurulmaya çalışılıyor.
Cumhurbaşkanı Hristodulidis, Estonyalı mevkidaşının ziyaretini fırsat bilerek hedefinin Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi ve Kıbrıslıların birlikte ortak bir geleceğe sahip olması olduğunu yineledi.
Öte yandan Ersin Tatar, Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin iki ayrı devlette yaşaması gerektiğinde ısrar etti.
Kıbrıs meselesi Nikos Hristodulidis ve Alar Karis arasındaki görüşmelerin gündeminde yer alan konulardan biriydi.
İki cumhurbaşkanı ikili ilişkileri, bölgedeki durumu ve Avrupa gündemiyle ilgili konuları ele aldı. Kıbrıs ve Estonya bu yıl AB üyesi olmalarının 20. yılını kutluyor.
Karis, her iki ülkenin de AB’ye katılımlarının 20. yıldönümünü kutladıkları bir dönemde Kıbrıs’ta bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
“Bu ziyaret Kıbrıs ile ortaklığımızın derinliğini ve dostane ilişkilerimizi daha da geliştirme arzumuzu vurgulamaktadır” dedi.
Kıbrıs konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Hristodulidis, bu yılın Türkiye’nin Kıbrıs’ı yasadışı işgalinin ve AB topraklarında devam eden işgalin 50. yılı olduğunu belirtti.
Estonyalı mevkidaşına, Cumhurbaşkanı olarak göreve geldiği andan itibaren vizyonunun ve tek amacının “işgalin sona erdirilmesi, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi ve böylece tüm Kıbrıslıların birlikte daha parlak, ortak bir geleceğe bakabilmeleri” olduğu konusunda güvence verdiğini söyledi ve AB’nin bu çabalarda daha aktif bir rol oynamasının önemini vurguladı.
Görüşmelerinin ardından iki lider Yeşil Hat boyunca yürüme fırsatı buldu.
Lefkoşa Belediyesi’nin gözlem noktasından iki cumhurbaşkanı ve eşleri işgal altındaki Lefkoşa’yı seyretti. Ziyaretin sonunda Estonya Cumhurbaşkanı “Bir Yeşil Hat olması ve insanların barış içinde yaşayabileceği (birleşik) bir adaya sahip olmamamız üzücü” dedi ve “o anın gelmesi için” umutlu olduğunu ifade etti.
İşgal altındaki topraklarda, Ankara’dan gelen bir gazeteci heyetine konuşan Ersin Tatar (kaynak Kipris/GTP), Kıbrıs’ta son üç yıldır izlediği politikanın Türkiye’nin tam desteğine sahip olduğunu kaydetti.
Ayrıca bir anlaşmaya ancak “egemen eşitliğin ve eşit uluslararası statünün kabul edilmesiyle” varılabileceğini yineledi.
Kıbrıslı Türklerin liderine göre Türkiye AB üyesi olmadığı sürece “dengeler aleyhimize” ve “Kıbrıs’ta çözüm artık iki devletli çözümle mümkün.”
“Adada federal temelli bir çözümün birçok risk barındırdığını” ısrarla vurgulayan Tatar, Türkiye’nin adadan çekilmesinin, “çağdışı” olarak nitelendirilen garantilerin kaldırılmasının ve işgal ordusunun Kıbrıs’tan çekilmesinin “Kıbrıs Türk halkının” sonunu getireceğini ve bu nedenle buna asla izin verilmeyeceğini söyledi.
Federasyona dayalı bir çözümün Türkiye ile bağları koparmak, Türkiye’nin güvenliğini zedelemek ve aynı zamanda Doğu Akdeniz’den dışlamak gibi riskler taşıdığını iddia eden Tatar, “Kıbrıs için bir anlaşmanın ancak Kıbrıs Rum tarafının AB üyeliğinden sonra iki egemen devletin işbirliği ile mümkün olabileceğini” vurguladı.
Ancak Ersin Tatar’ın bu yaklaşımları Kıbrıs Türk toplumu içinde tepkilere yol açıyor.
CTP’li Asım Akansoy, Ersin Tatar’ı (kaynak Kıbrıs/GTP) “arabayı atın önüne koymakla” suçladı ve bu yaklaşımın kabul edilemeyeceğini belirtti.
Akansoy’un açıklamasının nedeni, Tatar’ın müzakerelerin yeniden başlaması için sözde “ambargonun” kaldırılması ve yasadışı Timbu havaalanının uluslararası uçuşlara açılması gibi koşullar öne sürdüğü bilgisi.
Bu arada Ledra Palace’da iki toplumlu diyalog çerçevesinde bir araya gelen Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk partiler, Kıbrıs’ta çözüm müzakerelerinin yeniden başlaması için ortaya çıkan fırsat penceresinin yapıcı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği konusunda mutabık kaldılar.
Slovakya Büyükelçiliği himayesinde gerçekleştirilen toplantının ardından yayımlanan ortak açıklamada, katılımcıların ev sahibi Birleşik Demokratlar tarafından önerilen konuya ilişkin görüşlerini dile getirdikleri belirtildi: “Zaman çok önemlidir: Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerin iki nesli hayatlarını beklenti ve hayal kırıklığı içinde geçirdi. Çok geç olmadan Kıbrıslıların genç nesillerine barış, işbirliği, kalkınma ve refah perspektifini sunalım. Coğrafyanın lehimize işlemesini sağlayalım.”
Bu yazı ilk olarak Philenews’de yayınlandı ve Gazedda tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir.