Kıbrıslırum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin Kıbrısla ilgili hazırladığı belgenin, güvenlik ve garantiler başlıklarının tartışılması için bir temel veya rehber oluşturmadığını açıkladı.
Hristodulidis ayrıca, Özel Danışmanın hazırladığı taslakta içerilen fikirlerin, iki tarafın pozisyonlarını temsil etmediğini belirterek, bu belgenin, Kıbrıs Rum tarafı için kesinlikle hiç bir anlam ifade etmediğini ve hiç bir durumda üzerinde mutabakata varılan ortak bir belge olarak kabul edilmeyeceğini vurguladı.
Kıbrıs Haber Ajansı’nın haberine göre Kıbrısla ilgili konferans çerçevesinde 28 Haziranda İsviçre’ye gidilmesi konusunda RİK 3. Kanalına konuşan Hristodulidis, “şu an taraflar huzurunda üzerinde mutabakata varılan ortak bir belge yoktur. Sayın Eide tarafından gönderilen belge sadece fikirler ve düşünceler içermektedir ve bunlar geçmişte hiç duyulmayan şeylerdir. Tarafların pozisyonlarını ifade etmiyor” dedi.
Hristodulidis şunları söyledi:
“Biz bu belgenin hiçbir dayanağı olmadığına inanıyoruz. Bize açıklanan taslak güvenlik ve garantiler başlıklarının tartışılması için bir temel oluşturamaz. Genel Sekreter ile 4 Haziran’da yapılan görüşmede, Genel Sekreter, güvenlik ve garantiler başlıklarında, Mont Pelerin’de uzmanların sonuçlarından bir adım daha öteye gidebilmek için ön çalışmalar konusunda ortak bir belge hazırlanmasını istemişti. Sayın Eide’nin hazırladığı bu taslak arzuladığımız bu adıma olanak bırakmıyor. Bize verilen belge, bizim ve Yunanistan’ın söz konusu başlıkların tartışılması konusunda bizim pozisyonlarımızı ifade etmiyor”.
ORTAK BİR BELGE OLARAK ALGILANAMAZ
Hristodulidis bu çerçevede, bu belgenin üzerinde anlaşmaya varılan ortak bir belge olarak algılanamayacağını söyledi.
“Mademki iki taraflardan biri bunun içeriğini kabul etmiyor, o zaman tartışma rehberi olarak kabul edilemez. Bunlar sadece ve sadece Sayın Eide’nin kendi fikir ve düşüncelerini ifade ediyor ve onun da bunu yapma yetkisi hiç olmamıştır ve olamaz da”.
Hristodulidis, belgenin içeriğinden söz edemeyeceğini ifade ederek, çözümün uygulanması fikrinin (garantörler ve birleşik Kıbrıs tarafından imzalanacağı) hiçbir durumda kabul edilemez olduğunu ve daha başka eleştirilerin de olduğunu ve bunların hem Lefkoşa hem de Yunanistan tarafından Sayın Eide ve Genel Sekretere açıklandığını vurguladı. Hristodulidis, “anladığımız kadarıyla bu konuda Kıbrıs Türk tarafınca da tepkiler var” dedi.
Hristodoulidis, şu ana kadar, Kıbrıs Rum tarafının BM’e yazılı tepkilerde bulunmadığını sadece belgenin özüne değinilmeden bazı sözlü temaslarda bulunulduğunu duyurdu ve Sayın Eide’nin ve BM’in bu konuda ısrar etme yetkisine sahip olmadıklarını söyledi.
Atina ve Lefkoşa’nın pozisyonlarını değerlendirmesi istenilen Sözcü, Yunanistan ve Kıbrıs’ın belgenin içeriği konusunda aynı düşüncelere sahip oldukları yanıtını verdi.
“Aradaki temel fark, Yunan hükümeti, Dostluk ve Güvenlik Anlaşmasına büyük boyutta yer vermektedir. Bizim tarafımız, daha çok Cumhurbaşkanının önerilerine önem vermektedir. Ancak, hem Yunanistan hem de Cumhurbaşkanının güvenlik ve garantiler konusunda çok belirli öneriler ortaya koyduğunu hatırlatmak istiyorum”.
Hristodulidis, Kıbrıs Türk tarafının eleştirilileri konusunda bir bilgiye sahip olmadığını belirterek “ve onların adına açıkça konuşmak doğru olmaz. Görüşmeden sonra kamuya açıklamalarda bulunmadılar ama belgeyle ilgili kendi pozisyonlarını bir şekilde ortaya koydular” dedi.
Hristodulidis, “Genel Sekreter ile İsviçre’deki görüşmelerin, teknokratların Mont Pelerin’deki sonuçlarından bir adım ötede başlamasını istiyorduk ve bu nedenle, ‘ortak bir belge’ olması konusunda anlaşmıştık. Çünkü İsviçre’de gerçekten bir sonuca varılmasını arzuluyorduk ve dolayısıyla, tekrar ediyorum, Genel Sekreter ile işbirliği ve anlayış içinde bu ortak belgenin oluşturulmasına karar verdik. Şu an bunu başaramadık. Üzerinde anlaşamaya varılan ortak bir belge yok”.
YUNANİSTAN-TÜRKİYE ARASINDA ÖNEMLİ GÖRÜŞME
Hristodulidis sözlerine devamla, ara yolda, Yunanistan Başbakanı ile Türkiye Başbakanı arasında önemli bir görüşmenin gerçekleştiğini ve “ilk defa, güvenlik ve garantiler başlıklarında özlü bir tartışma yer aldı ve huzurumuzda bulunan bu verilerle çarşamba günü, ciddiyet, kararlılık ve net hedeflerle İsviçre’ye gidiyoruz” dedi.