AKEL’in çeşitli örgütlerle birlikte Lefkoşa’daki Elefhteria-Özgürlük Meydanı’nda gerçekleştirdiği Irkçılık Karşıtı etkinlikte organizatörler adına Athina Kariati’nin yaptığı açılış konuşmasının ardından konuşan AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu faşizmin toplama kamplarını, insanları yerlerinden yurtlarından etmesini, dünyanın dört bir yanında ölüm saçmasını hatırlatarak, günümüzde hala daha insan hayatına ve insanlara sevgi ve saygı için ikna etme mücadelesi vermenin üzücü ancak gerekli olduğunu kaydetti.

Kiprianu, mülteciliği yaşayan bir halk olan Kıbrıslılar için bunun iki misli üzücü olduğunu ve yıllarca çadırlarda yaşamak, ailelerini yaşatabilmek için başka ülkelerde çalışmak zorunda kalan Kıbrıslıların o zaman olduğu gibi bugün de ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı çıkarak mültecilerle dayanışmayı öne çıkarmasının tesadüfi olmadığını söyledi. Son yıllarda milyonlarca insanın savaşlardan, şiddetten, yoksulluktan, ölümden kaçabilmek için kendilerinin ve çocuklarının hayatlarını kurtarabilmek için mülteci olmak zorunda kaldıklarını en nihayet herkesin anlaması gerektiğini ifade eden Kiprianu, insanları bu duruma düşüren emperyalist saldırılara arka çıkan Avrupa Birliği’nin sorumluluğunun büyük olduğunun altını çizdi.

Mültecilerin karşı karşıya olduğu sorunlar hakkında yıllarca hiçbir şey yapmayıp, yabancı düşmanlığını körükleyen Anastasiadis-DİSİ hükümetinin de sorumluluğunun büyük olduğuna işaret eden Andros Kiprianu, mültecilerin kaldıkları kamplarda bugün bir sabuna bile muhtaç durumda olduklarını belirterek, AB’den sağlanan 100 milyon avroluk kaynağın nereye harcandığını sordu. Kiprianu, yapılan iltica başvurularının süratle değerlendirilmesi yönünde AKEL’in siyasal düzeyde çalışmaya ve yurdumuza ulaşan her mülteciyle dayanışma inisiyatiflerini geliştirmeye devam edeceğini dile getirdi.

İltica başvurusunda bulunanlara insan onuruna yakışan koşullarda yaşam hakkının sağlanması için AKEL’in çabalarını sürdüreceğini ifade eden Andros Kiprianu, göçmen işçilerin ve ailelerinin haklarının korunmasına ilişkin BM sözleşmesini temel alan çağdaş bir göçmenlik politikasının yanı sıra, göçmenlerin sömürülmesinin önüne geçecek ve Kıbrıs toplumuna entegrasyonuna yardımcı olacak politikaların yaşama geçirilmesinin şart olduğunu söyledi. AKEL’in doğası gereği daima insandan yana mücadele ettiğini, ırkçılığa ve neofaşizme karşı mücadele ettiğini kaydeden Kiprianu, mülteci dalgalarının tek sorumlusu olan emperyalizme, yerli ve yabancı emekçilerin haklarına ve kazanımlarına darbe vurmayı hedefleyen sermayeye karşı tek yanıtın emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışmasını güçlendirmek olduğunu vurguladı.

Kiprianu “bizim için hiçbir göçmen düşman değildir. Hiçbir mülteci tehdit değildir. Bu nedenle de her insanın yaşam ve haysiyet hakkı için ırkçılığa ve faşizme karşı tüm dünya halklarıyla dayanışma içerisinde mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
