Çocuklarda ve ailelerde teknoloji okur-yazarlığı, küçük uzay acenteleri, gerçek hayatımıza giren Black Mirror sahnesi, politik sansürler, Anonymous kokan blokzincir temelli ekonomik destekler… Huzurlarınızda Gelecekten Haberler!
Teknoloji ve Çocuklar
Çocukların bilinçli teknoloji kullanımı konusuna yıllardır çok önem göstermekteyimdir. Özellikle konu çocuklarda teknoloji okur-yazarlığı olduğu zaman karşımdaki aileye çok sert ve net bir şekilde konuşmak durumunda kaldım defalarca, zira anne-babanın kendi hatalarını (düşük teknoloji okur-yazarlıklarını) gözardı edip diğer çevresel faktörlere odaklanması ne yazık ki benim yaşantımda da çok tekrar etmekte olan bir durum. Bu şekilde giriş yapmamın sebebi ise, sıradaki iki farklı araştırmanın da anne-baba zihninde böyle bir filtrelemeye takılması ihtimalidir.
Calgary üniversitesinde yapılan araştırma, okul öncesi çocuklarının ekran kullanım sürelerini Dünya Sağlık Örgütü tarafından tavsiye edilen süreler ile karşılaştırmakta. Her ne kadar babalar da dahil olsa, özellikle annelerin ekran kullanım sürelerinin, çocukların ekran kullanım süreleri ile doğru orantılı olduğunu kanıtlamış durumda. Diğer bir araştırma ise, çocuklar ekran kullanım alışkanlıklarını nereden almaktalar şeklinde bir soruya cevap aramış, ve yine anne-baba’nın ekran kullanım alışkanlıklarının ana faktör olduğu sonucuna ulaşmışlar. Bir diğer detay ise ailedeki çocuk sayısının da (ki muhtemelen çocuk başına ayrılan ilgi süresi ile etkili bir konu) bir diğer faktör olduğu belirlenmiş.
Ekran kullanım süresinde miktar değil kalite, veya bu sürenin çocuk beyni gelişimi üzerine etkileri gibi pek çok konuda halen daha tartışmalar sürmekte. Ancak tartışmalar bir yana, anne-babanın teknoloji okur-yazarlıklarının, çocuk için en önemli model olduğu düşüncesi tek ortak gerçek durumunda.
Uzay
Gelişmekte olan uzay ekonomisi sektörü, her yıl gittikçe daha artan miktarda Küçük Uzay Acentesi’nin bu işe girişmesine sahne olmakta.
Sadece geçtiğimiz 10 yılda 13 farklı ülkede gözünü uzaya çevirmiş yeni şirketler kurulurken, bunların çoğunluğu son 5 yıl içerisinde kuruldu. En güncel örnek ise Portekiz’in Sanra Maria adasını dünyanın en yoğun uzay-portu’na çevirme girişimleridir.
Amerika ile Rusya arasında gerçekleşen Ay’a adım atma yarışı o dönem şartlarında bir güç ve prestij gösterisiydi. Günümüzde ise uzay bütünü ile para’yı ve fırsatları sembolize etmekte. Dünya gözlemlemekten gelen veri, uzay madenciliği, uzay turizmi, uzay temelli iletişim altyapısı derken günümüzde uzay piyasasının değeri 325 milyar dolar olarak öngörülmekte.
Sadece 10 yıl önce 1 pound ağırlığında objeyi uzaya göndermenin maliyeti $8100 tutarken, yaşanan gelişmeler neticesinde günümüzde bu maliyet $1000’dan daha ucuza gelmekte. Bu durum ise uzay ile ilgili projelerin gerçekleştirilme olasılığını çok arttırmakta.
Darısı henüz toplu taşımayı ve ev ısıtmayı çözemeyen KKTC’nin başına diyelim.
Dijital Özgürlük
Black Mirror seyircileri için spoiler’siz ultra manidar bir haber paylaşmak istiyorum:
Boston Dynamics tarafından geliştirilen ve piyasaya yeni çıkan Spot adlı robot köpek, Massachusetts Eyalet Polisi bünyesinde kullanıma başlandı. Rapor’da tam olarak nasıl kullanıldığına dair bir detay olmamasının yanında pek çok sosyal örgütün sorularının da sorularının cevapsız bırakılması rahatsızlık yaratmakta.
Günümüzde çocukların ve gençlerin çılgınlar gibi kullandığı TikTok adlı uygulamanın içeriği ile ilgili olarak şirket içinden sızan bir ‘yönetim kuralları’ pdf dökümanı ilginç tartışmalara sebep olmakta. Normalde içerik yapay zeka tarafından kategorilenmekte, ancak yapay zeka tam emin olamadığı içerikleri insanlardan oluşan bir yönetim ekibine sunmakta. İşte bu ekibin son kararı verirken başvurdukları rehber’de yazanlardan bahsediyoruz. Politik içeriklerin yasaklanmasalar bile nasıl da ulaşılamaz – erişilemez ve görünür olamaz hale zorlandıklarını rehber’den görebilmekteyiz. Bir yandan politik partilerin reklamları dört bir yanımızı sararken, kullanıcıların kendi ürettiği politik içerikli video’ların ise erişilemez olmaları üzerine harcanan çaba, hem manipüle edilmiş hem de apolitik bir nesil yaratmanın en büyük girişimi olarak yorumlanmakta.
Feroza Aziz isimli 17 yaşında bir TikTok kullanıcısının, moderasyon kurallarından sıyrılarak Çin’de yaşananan politik olayları anlatmak için kullandığı yöntem ise bir başka gündem konusu olmuş durumda. Makyaj videosu olarak başlayan Aziz’in videosu, 30. saniyesinde kirpik kıvrımı hakkında konuşurken birden Çin’deki yaptırımlardan, sansürden, kamplara sürgün edilen Müslümanlardan bahsetmeye başlıyor, ve video’nun sonuna doğru tekrar makyaj hakkında konuşmaya dönüp video’yu böyle bitiriyor. Tabii ki durum fark edilince video’su yasaklanıyor.
Dünyanın lider casusluk ve gözetleme teknolojileri / hizmetleri sağlayan şirketleri, devletlerin sürekli artan taleplerine karşı sundukları çözümleri Paris’te Milipol adlı konferansta sergilemekteler. Milipol askeri teknolojilerin gövde gösterisi yaptığı bir fuar. Katılımcıları fuar süresince taşıdıkları ‘isimlikleri’ genelde gizli saklı tutarlar. Böylesi gizli endüstrilerin yarı – halka açık bir ortamda bir araya gelmesi ise günümüz kapitalizminin en ilginç örneklerinden birisidir sanırım. Pek çok tartışmalı casusluk olayında adı geçen NSO Group isimli İsrailli şirket ise giriş katını domine etmekte. Peki sizce bu konferans ahlaki bir dilemma yaratmakta mıdır? Doğrudan devletlere satılan ve hizmet sunan bu teknolojiler, terörist ve suçlu avı amaçlı alındıkları ifade edilirken, pek çok defa karşıt görüşlü siyasi kişilerin, insan hakları aktivistlerinin, gazetecilerin ve daha pek çok terör ile ilgisi olmayan kişinin hedef olması ile sonuçlandı.
Blokzincir
Arkasında Anonymous ekibinin bulunduğunu düşünmemiz için her türlü sebepin olduğu bir grup, Unknown.fund adlı web sitesinden, Anonimite fikrini temel alan her türlü startup için toplamda $75 milyon dolarlık bitcoin dağıtacaklarını açıkladı. Kişisel veri güvenliği, online anonimite araçları, kripto-paralar ve blokzincir fikirleri başlıca olmak üzere pek çok proje için doğrudan başvuru yapılmasını talep etmekteler. Muazzam bir fırsat olduğunu düşünmekteyim.