Bu makale 27 Haziran 2020 tarihinde ilk kez Politis Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Yazar: Hrisanthos Manoli, Kaynak: Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu, Çeviri: Vula Harana
Kıbrıs Radyo Yayın Kurumunun RİK 1 TV Kanalında Eftheos (doğrudan) isimli programında Ğoğo Aleksandrinu Enerji Bakanı Yorgos Lakotripis’e Kıbrıs sorunuyla ilgili görüşlerini ve özellikle de sorunun nihai çözümünden önce Kıbrıs Cumhuriyetinin doğal gaz çıkarıp ticaretini yapamayacağı şeklindeki görüşe ilişkin fikrini sordu.
Lakotripis’in cevabı Kıbrıs’ın/ sorununun çözümünün ve Türkiye’yle ilişkilerini düzeltmesinin doğal gazın değerlendirilmesini de daha normal koşullara taşıyacağı şeklindeydi. Ancak Bakan doğal gazdan yararlanmanın genel hatlarda daha çok uluslarası pazardan etkileneceğini ekledi. Yani arz talep meselesi olduğunu söyledi.
Uzun lafın kısası Münhasır Ekonomik bölgede lisanslı şirketlerin koparabileceği doğal gaz fiyatları meselesi olduğunu. Bakan, uluslararası pazardaki verilerin Kıbrıs’ın doğal gaz yataklarının değerlendirilmesine izin veren fiyatlar sunduğu takdirde Kıbrıs sorunu çözülmemiş de olsa şirketlerin gerekli yolları bulabilecekleri öngörüsünde bulundu.
Sayın Lakotripis’in görüşüyle hemfikirim. Afrodit doğal gaz yatağının değerlendirilmesini engelleyen ya da geciktiren şey Kıbrıs sorunu değil şirketlerin öncelikleri ve satışı kendiliğinden zorlaştıran orta büyüklükte bir doğal gaz yatağı için iyi bir fiyata alıcı bulup bulamayacaklarıdır.
Aynı şey hem Glafkos hem de Kalipso yatakları için geçerli. Talebin azalması ve şirketlere darbe vuran fiyatların düşmesi olayı durumu daha da karmaşık hale getiriyor.
Kıbrıs sorununun varlığı ticari değeri olan yataklarla ilgili seçeneklerimizi kısıtlarken öte yandan da Kıbrıs Cumhuriyetinin Münhasır Ekonomik Bölgesindeki program ve planlarını da etkiliyor. Elimizde üç doğal gaz yatağı var olmasına var ama hiç kimse bunların ne zaman dört ya da beşe yükseleceğini bilmiyor.
Bunun sebebi de bundan sonraki sondajların başarısız olma ihtimali değil Türkiye’nin hak talep ettiği bölgelerdeki planların gerçekleşmesine izin verip vermeyeceğinin belirsiz olmasıdır. Dolayısıyla önce Afrodit ondan sonra da Glafkos yataklarından elde edilecek doğal gaz uluslararası koşullar izin verdiği takdirde gerçekten de pazara ulaşabilir ama Kıbrıs sorunu çözülmemiş olarak kalmaya devam ettiği takdirde Münhasır Ekonomik bölgesindeki diğer doğal gaz yataklarının ne olacağı belirsizdir. Dahası/ önemli de/ risklere gebedir.
Şimdi; Afrodit’le Glafkos’a ne olacağı görüntünün küçüğünü teşkili ediyor. Bana sorarsanız bunun çok da umurumda olduğunu söyleyemem. Görüntünün büyüğü ülkenin ve halkının Türkiye’nin boyunduruğunun altından çıkmasıdır. Eski Dışişleri Bakanı İoannis Kasulidis’in de kısa bir süre önce dediği gibi Türkiye’nin rehinesi olmaktan çıkmasıdır.