“Ekmeği kes be da bak göresin hemen zayıflan..” bu cümleyi fazla kilonun konu olduğu bir sohbette, arkadaşlarınızdan sıklıkla duyabilirsiniz.
Ekmek, yeme kültürümüzle bağlantılı olarak yeme alışkanlığımızda değişmeyen bir besindir. Fakat, yıllardır ekmek tüketimi bir grup insan tarafından şişmanlığın sebebi olarak görülmektedir. Sağlıklı bireylerde, fazla kilonun başlıca suçlusu tüketilen ekmek değil, özellikle kalori içeriği yüksek olan besinlerin tüketimiyle alının kalorilerin yakılamamasıdır.
Ekmek, pide, makarna, bulgur, pirinç.. Tüm bu besinler, karbonhidrat içeriklerinin yüksekliği nedeniyle tek bir grupta sınıflandırılmaktadırlar ve içeriklerindeki karbonhidrat, insan vücudunun temel enerji kaynağıdır.
Günümüzde çeşitli isimlerle anılan –ki bu isimler diyetisyen olmayan ve kendilerini bir magazin figürüymüşçesine televizyonlarda görebileceğiniz bilim insanlarının(!) isimleridir- karbonhidrat içerikleri oldukça düşük ve özellikle hayvansal kaynaklı protein içeriği yüksek besinler ile yağ tüketimini öneren birçok diyet türü vardır. Bu tür diyetlerdeki temel amaç yüksek protein içeriği ile doygunluk hissini artırmaktır. Fakat bu diyetler değerlendirildiğinde, diyetin karbonhidrat içeriğinin azaltılmış olması değil, diyetin toplam kalorisinin düşük olmasının kilo kaybına sebep olduğu görülmüştür. Yani böyle sağlıksız bir diyetin tüketimi yerine ekmek vb. karbonhidrat içeriği yüksek diğer besinlerin dahil olduğu tüm besin gruplarını içeren, kalori açısından dengeli bir diyetin tüketimi kilo kaybını sağlayacaktır.
Düşük karbonhidrat içeriğine sahip diyetlerin uzun süreli tüketimi çeşitli sağlık sorunlarına sebep olabilir. Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı raporlarda her yıl dünya çapında 17.9 milyon insanın ölümünün sebebinin kardiyovasküler hastalıklar olduğu vurgulanmıştır. Bu tip karbonhidrat içeriği düşük ve protein ile yağ içeriği yüksek olan diyetlerin uzun süreli tüketilmesiyle kardiyovasküler hastalıklar riskinin artacağı düşünülmektedir. Ayrıca bu düşük karbonhidratlı diyetlerin uzun süreli tüketilmesi, yüksek tansiyon, kalp hastalığı ve diyabet hastalıklarının bir demeti olan metabolik hastalık riskini arttırabileceği de düşünülmektedir.
Bu tip diyetlerde karbonhidrat kısıtlamasıyla birlikte besin çeşitliliği de azaltılmıştır ve bu besin çeşitliliğinin az olması, tüketilen besinlerin de az olmasına ve buna bağlı olarak kilo kaybına neden olmaktadır. Tüm besinlerin dengeli ve yeterli tüketildiği bir diyetle, sağlıklı bir şekilde kilo vermek mümkündür. Çeşitli isimlerle anılan bu sağlıksız diyetlerle hedeflenen dönemlik kilo kaybı yerine, hayat boyu sağlıklı beslenmenin öğrenilmesi ve sürdürülmesi bireylerin sağlıklarının korunması amaçlanarak biz diyetisyenler tarafından önerilmektedir.