Levent okullarında “eğitim” hizmetine yapılan zam, veliler tarafından tepki topladı. Sosyal medya üzerinden örgütlenen veliler, “eğitim” hizmetine yapılan zammı protesto ederek, okul yönetimini aldığı karardan geri dönmeye çağırıyor.
Ücretsiz eğitim anayasal bir zorunluluktur. kktc Anayasası Madde 59, “Öğrenim ve Eğitim Hakkı” başlığı altında, her çocuğun; on beş yaşına kadar zorunlu; on sekiz yaşına kadar ücretsiz öğrenim hakkına sahip olduğu ifade edilir. Ancak, Kıbrıs’ın kuzey yarısında, eğitim görmek için uygun yaşa gelen çocuklar, özel okullara verilerek, fahiş fiyatlarla eğitim görüyor. Son olarak, Levent okullarında “eğitim” hizmetine yapılan zam, veliler tarafından tepki topladı.
Koronavirüs salgını nedeniyle gelirinin bir kısmını ya da tümünü kaybeden veliler yaptıkları açıklamada, “okulların bu tutumunu anlamak mümkün değil” diyerek, bazı velilerin 1500 TL’lik devlet desteği ile ayakta durmaya çalışırken, çocuk başına 25 bin TL’yi bulan ücretleri nasıl ödeyeceklerini bilmedikleri dile getirildi.
Veliler, konuyla ilgili olarak bugün okula bir ziyaret gerçekleştireceklerini de dile getirdiler. Veliler, bir imza kampanyası başlatarak okul yönetimine taleplerini iletmek amacıyla imza topladılar. Yapılan açıklamada, toplanan imzaların bugün okul yönetimine ulaştırılacağı da bildirildi.
Komite, bu isyanın aslında tek bir özel okula özgü olmadığını, hükümetin ve devletin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek, özel okulların eğitim ve fiyat politikalarının hem özel okullar hem de asıl hedef kitlesi olan öğrenci ve velilere odaklı sürdürülebilir bir yapıya ivedilikle kavuşturulması gerektiğinin altını çizdi.
Şirket müşterisi olarak veliler, fiyat pazarlığı konusunda haklıdır
Devlet, kamusal eğitim ile özel sektörde çalışan insanların ihtiyaçları arasında bir uyum sağlamaktan yıllardır uzak durmaktadır. Ülkedeki gerek kamu, gerekse özel sektörün çalışma saatleri ve koşulları, eğitimin özelleşmesinin de önünü açmaktadır. 17.00’ye kadar iş yerinde olma mükellefiyeti olan aile, çocuğunun o saate kadarki bakımını sağlamak için ya kreşlere ya da özel okullara “ihtiyaç” duymaktadır. Kamunun ihtiyaç odaklı çalışmamasından dolayı özel eğitim daha çekici hale gelmiştir. Ancak eğitimin özelleşmesi de şirket-müşteri ilişkisini ortaya çıkarmış ve bugün gelinen noktada, karın maksimize edilebilmesi noktasında, mağduriyet yaşandığı gözlemlenmektedir.
Modern çalışma yaşamı, özel okulu bir ihtiyaç haline getirmektedir. Özel okul ve etüt merkezlerinin fahiş ücretlerinden dolayı, yaygın olarak hane halklarındaki ebeveynlerden biri; kreş masrafından az ücret kazanacağı için evde çocuk bakmak durumunda kalmaktadır. Geleneksel aile modelinin dayattığı toplumsal rollerden dolayı devletin kamusal eğitim alanlarını yaygınlaştıramamış olması, kadınların özgürleşmesinin de önünde önemli bir engel oluşturmaktadır.
Eğitim bir haktır. Dahası, ücretsiz eğitim, anayasal bir haktır! Ancak maalesef Levent okulları özelinde tartışılan şey eğitimin kendisi değil, pazarlanan ürünün fiyatının zamlanmasıdır. Bu çerçeveden bakılınca, konunun eğitim hakkı olmaktan öte, bir tüketici ilişkisi olarak karşımızda durduğu gözlemlenmektedir.
Özel eğitime bakıldığı zaman; eğitimin bir meta olarak alıcıya satıldığı bilinmektedir. Yani, konunun maalesef, şirket ve müşteri ilişkisinden öteye gidemediği gözlemlenmektedir. Veliler, bir “şirketin” “müşterisi” olarak, fiyat konusunda pazarlık yapmakta haklıdır.
Levent okullarının tutumu kabul edilemez
Öte yandan, Levent Okulları Yönetim Kurulu dün yaptığı açıklamada, Levent okullarında görevli öğretmenlerle velileri karşı karşıya getirmeye çalıştı. Yapılan açıklamada, “eğitim” hizmetine yapılan zammın kaçınılmaz olduğunu ifade ederek, zam yapılmaması halinde, eğitim kalitesinin düşeceğinden söz etti.