Çok uzun yıllar, insana bakış açısı ile ilgili doğunun öğretilerine, eğitimlerine, bakış açılarına hayatımda yer verirken, batının eğitimleri, yaklaşım biçimleri, ve öğretileri de daha sonra hayatımda yerlerini aldılar. Yıllar içerisinde iki apayrı yaklaşımın tadına bakmak, deneyimlemek, öğrenmek şansına eriştim. Bu sayede hayatımda derin bir içsel yolculuğa girdim. Halen daha da elimden geldiğince iki farklı bakış açısı üzerinden kendimi eğitmeye ve geliştirmeye devam ediyorum.
Bunları söylememin nedeni, zaman içerisinde fark etmeye başladıklarımı paylaşmak istememdir. Burada daha ziyade doğu ve batının insana dair fiziksel, ruhsal, zihinsel iyileşimine olan bakış açılarına odaklanmak istiyorum. Şunu söylemek istiyorum ki, batı daha mütevazi bir yaklaşımı seçip, doğunun öğretilerine, bilgilerine ve insana dair spiritüel yaklaşımlara izin verdikçe, durumu inanılmaz bir şekilde sahip olduğu teknolojiler ve bilime verdiği önem sayesinde kat ve kat hızlıca olumlu yönde ilerleyecektir. Diğer taraftan doğu da batı ile olan irtibatını arttırdığı takdirde ve kendi öğretilerini batının önem verdiği, bilimsel seviyelere taşıyabildikçe, dünyada insanın gücünün keşfine dair inanılmaz bir ilerleme olacağını düşünüyorum. Bu durum hale hazırda başlamıştır.
Ancak batının durumunun bazı anlamlarda biraz daha sıkıntılı olduğunu düşünüyorum. Çünkü batı düşünceye ve zihne verdiği güç ile egosunu daha ön planda tutmayı öğrenmiş ve öğretmiştir de. Böylelikle bazı noktalarda batının mütevaziliğini kaybettiğini, ancak gelişmiş ülkelerde bu mütevaziliğin yeniden kazanıldığı ve diğer kültürlerin buluşlarına daha çok yer verildiği ve böylelikle daha fazla bütünsel yaklaşımlarla insana bakıldığını görebilmek mümkündür. Daha az gelişmiş ülkelerde, maalesef ego daha da sertleşiyor, çünkü içimizde taşıdığımız aşağılık kompleksleri, bizleri daha hızlı savunmaya, başka bilgileri ve başka öğretileri daha hızlı bir şekilde reddetmemize sebep olabiliyor. Ego, genelde tanımlayabildiklerine sıcak bakarken, tanımlayamadığı ve algısında kıyas yapabileceği bir bilgi birikimi bulamadığı noktalarda, dışlamayı veya kötülemeyi seçebiliyor. O bünyede farkındalık da yok ise, ego tek başına iktidara geçiyor. Aslında ego, bunu bizi korumak için olası olabilecek herhangi bir istenmeyen sonuçtan ötürü yapar. Ancak bu noktalarda egomuzun ötesine geçmeyi başarmamız gerekiyor ve aslında insan kapasitesi, insanın yapabilecekleri, insanın kendi içindeki iyileşim gücü, her bir bireyin kendi içindeki iyileşim gücü ile ilgili henüz çok az şey bildiğimizi kabul etmemiz gerekiyor. Bu kadar az şey bilirken, elimizdeki tüm bilgileri, tüm seçenekleri bütünsel bir yaklaşımla hepsini kullanmamız gerektiğine inanıyorum.
Batı ve Doğu, güçlerini birleştirdiği takdirde insana dair muhteşem buluşlar yapabilir. Batı Doğunun yaklaşımlarına ihtiyaç duyarken, Doğu da Batının teknolojisine ve bilimine ihtiyaç duyacaktır. Zaman içerisinde ümit ediyorum ki birlikten güç doğacak ve dünya yüzeyinde insanın gücüne dair muhteşem farkındalıklar ve ezber bozduran buluşlara şahitlik ediyor olacağız.