Çeviri : Mertkan Hamit
Küresel bir hareket olan dayanışması ekonomisi, kapitalizmi aşkın bir dünya yaratmak için kör bir büyüme ve kar maksimizasyonu anlayışı yerine gezegeni ve insanları merkeze koyar. Bir bir plandan öte, tek bir yöntem herkese uyar yaklaşımında olmayan bir çerçevede, dayanışma, katılımcı demokrasi ve eşitliği sınıf, toplumsal cinsiyet, sürdürebilirlik, çoğulcu demokrasi gibi değerleri çeşitli ekonomik pratiklerle kapsamlı biçimde içerir. Başka bir deyişle, iyi yaşamak ve doğayla ve birbirleriyle uyum içinde olmak, hareketin yaptığı her şeye nüfuz eder.
Bu uygulamalardan bazıları eski ve bazıları yenidir; bazıları ana akım ve diğerleri “alternatif” dir. Dayanışma ekonomisi uygulamaları ekonominin her alanında mevcuttur: üretim, dağıtım ve değişim, tüketim, finans ve yönetişim / kamu. Çoğu kişi koperatifleri ve kolektif olarak sahiplenilip üyelerin tümüyle yönetilen birlikleri düşünebilir ancak bu sadece bir örnektir. Diğer örnekler topluluk arazi tröstleri, katılımcı bütçelendirme, alternatif nakdi sistemler, alternatif para birimleri, zaman bankası, takas, emanet sistemleri, hediye takası, toplum bahçeleri ve “ortaklar” üzerinden oluşturulan fikirlerle birlikte adil ticaret, paylaşım ekonomisi ve parasallaştırılmadan yapılan isler gibi sistemleri içerir.
Dayanışma ekonomisi fikri, tüm bu pratiklerin birleşerek kapitalizmi dönüştürürken “tabiatımızın daha iyi yönlerini” cesaretlendirme üzerine kurulmuştur. Erdemi hesaplanmış bencil çıkarlara, kar maksimazasyonuna ve rekabete dayandırmak yerine, bu ekonomik model dayanışma, işbirliği, şefkat, karşılıklı yardımlaşma, paylaşım, merhamet, tutku ve sevginin kapasitemizi arttırmayı hedefler. Birçok disiplinde sayısı artan birçok araştırma, insan işbirliği ile yaşayabilen varlık olduğunu vurgulamakta ve insan türünün kurtuluşunun birbiriyle çalışma becerisine bağlı olduğu vurgulanmaktadır.
Bu, desteklemek istediğiniz bir şeye benziyorsa, dayanışma ekonomisine katkıda bulunmanın yedi yolu vardır.
1. Kendi kendini karşılamayı ve topluluk üretimini arttırın
Tarih boyunca topluluklar, gıda üretti, yollar yaptı, sulama sistemleri ve konutlar üretti, ilaçlar geliştirdi, kıyafet yaptı, sanat ürünlerinden mobilyaya birçok şey geliştirerek varlığını devam ettirdi. Ancak kapitalizm herkese bu ürünleri satın almaya yöneltti ve bu yüzden bir işe ihtiyaç duyup bunları ödeyebilecek bir konuma geldi. 2008 krizinden beri kötüleşen ekonomiş koşullar, ekonomideki dengesizlikler ve kırılganlığa yönelik kaygıları arttırdı. Gelecekte sadece ABD’deki işlerin %40’ının yakın gelecekte yapay zeka ve otomasyon teknolojilerine devredileceğini de düşündüğümüzde toplulukların kendileri için üretmeyi düşünmesi ve bunu gerçekleştirmesi gerekliliğinin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Aksi halde ekonomik çöküş ve yok olan iş alanlarına karşı tamamen savunmasız kalabilirler.
Topluluk üretimi gıda üretimi ve topluluk bahçelerinde yenilebilir ürünler üretmeyi düşük teknolojiyle üretmeyi takas, karşılıklı ihtiyaç ağı ve beceri paylaşımı ile üretmeyi hedefler. Ancak aynı zamanda önemli teknolojik gelişmeleri demokratik hale getirmeye de önem verir. Mesela Detroit’te (on yıllardır toplulukların ciddi işsizlikle yaşadığı bir yerdir) James ve Grace Lee Boggs Merkezi Toplumsal Liderlik ve Incite/Focus yeni bir teknoloji geliştirmeye çalışıyor. Fabrikasyon teknolojilerini topluluğun kontrolüne verirken, permakültür, takas, beceri paylaşımı ile 3 boyutlu üretimden bilgisayar destekli teknik çizime kadar topluluğun üretime dahil olduğu modelleri geliştirmektedir.
2. Paranızın hareket ettirin
Eğer büyük bir bankada hesabınız varsa bunu bölgesel kredi birliğine – kooperatife aktarmayı düşünün. Kooperatif bankaları üyelerinin ihtiyaçları ve çıkarı için çalışır. Daha dikkatli olarak topluluğu geliştirebilecek olan dar ve orta gelirli topluluklara hizmet veren kooperatifleri tercih edebilirsiniz. Kooperatif tipi bankaların en önemli özelliği tüm bankacılık hizmetlerini yapabiliyor olmasına rağmen, 2008 krizine neden olan finansal karmaşaya ve saldırgan borçalndırma ilişkilerine dahil olmamış olmalıdır.
3. Yeni nesil ekonomik kurumlara yatırım yapın ya da onları destekleyin
Dayanışma ekonomisini finansal olarak desteklemek için birçok yol var. Örneğin, “Doğrudan Kamu Teklifleri” (DPO’lar) ortak işler için sermaye biriktirmenin popüler ve başarılı bir yolu haline gelmiştir. DPO’lar, kuruluşun misyonuna inandıkları için nispeten düşük faiz oranlarını kabul etmeye istekli yatırımcıları bulmak için topluluğa ulaşmaktadır.
Giderek daha popüler hale gelen eski bir uygulama olan kredilendiren çevreler, her ay belirli bir miktar katkıda bulunan bir grup insanı bir araya getiriyor ve her üye sıfır faizle tüm parayı almak için bir dönüş alıyor.
Ayrıca, kitle fonlaması (crowd funding) kampanyalarına katılma veya dayanışma ekonomisi örgütleri ve ağlarına para ve diğer destek biçimlerini bağışlama seçeneği de bulunmaktadır.
4. Spekülasyon değil kullanım için konut önceliklendirin.
Mevcut emlak sistemimiz çılgın sonuçlara yol açıyor. Örneğin, muhafazakâr bir tahminde, ABD’de yarım milyondan fazla insan, her gece sokaklarda 5,8 milyon boş yapı olmasına rağmen (mevsimsel ve satılık konutlar hariç) yatmaktadır. Bu uyumsuzluğun bir nedeni, konutların giderek artan bir şekilde spekülatif bir mal haline gelmesidir. Konut insan ihtiyaçlarını karşılamaktan ziyade büyük bir potansiyel kazanç için kumar oynayacak bir varlıktır. Spekülasyonlar, boş binaları piyasadan uzak tutar ve fiyatları yukarı çekerek konut açığını arttırır, aynı zamanda 2008’de olağanüstü bir ekonomik kriz yaşanmasına yol açacak şekilde de patlayabilir.
Konut seçeneklerine bakıyorsanız, topluluk arazi tröstleri ve bazı konut kooperatifleri ve ortak-konut gelişmeleri gibi spekülatif piyasanın dışında yer alan “sınırlı sermaye” konutlarını düşünün. Bu yaklaşımlarda yeniden satış fiyatları, satın alınabilirliği sağlamak için sınırlandırılmıştır. Düşük ve orta gelirli kişilerin bu şekilde gayrimenkul değerleme yoluyla servet oluşturmasını engellemeye yönelik kaygılar gündeme gelmiştir, ancak bu, fiyatları ilk etapta ekonomik hale getiren sınırlı sermaye modelidir.
5. Kendi patronunuz olun — bir işçinin kooperatifindeki işi arayın veya kendi başınıza başlayın.
İşçi kooperatifleri, işlerini yürütmek ve karla ne yapmaları gerektiğine karar veren, onları şirkette nasıl yeniden işleteceklerine ve / veya bazılarını toplumsal projelere ayıracak olan işçilere aittir ve yönetilmektedir. Bu, sahiplerin işçilerin emeği ile yaratılan tüm kazancı aldığı kapitalist bir işin aksi çalışmaktadır.
New York ve Madison, Wisconsin gibi bazı şehirler, düşük gelirli topluluklar iş olanakları ve varlık oluşturma olanakları yaratmak için kapsayıcı ekonomik kalkınma stratejisinin bir parçası olarak işçi kooperatiflerini inkübe etmek ve finanse etmek için milyonlarca dolar harcıyor. Bu ekonomik demokrasi biçimiyle ilgileniyorsanız, mevcut bir kooperatifte bir iş arayabilir veya kendiniz başlayabilirsiniz. Bu zorludur ancak yolunuza devam etmenize yardımcı olacak kooperatif eğitim programları ve diğer destek biçimleri sağlayan büyüyen bir destek sistemi vardır.
6. Gelişmekte olan ekonomik sisteme bağlanın ve diğerleriyle konuşun.
Bu konuyla ilgileniyorsanız, neler olup bittiğini öğrenin ve dünyanın diğer bölgeleri için ABD Dayanışma Ekonomisi Ağı’na veya RIPESS’e (Kıtalararası Sosyal Dayanışma Ekonomisi Ağı) katılmayı düşünün. azar iseniz, bunun hakkında yazın; eğer bir öğrenciyseniz, çalışın; eğer bir öğretmenseniz, öğretin; Bir aktivist iseniz, kuruluşunuzu bir dayanışma ekonomi çerçevesi benimsemeye teşvik edin. Politikacıysanız, bunu destekleyen politikaları tanıtın; Ortak bir kuruluş gibi bir kurumda yer alıyorsanız, dayanışma ilkeleri üzerinde çalışan tedarik zincirleri oluşturmak için başkalarıyla bağlantı kurma yollarını bulun. Dayanışma ekonomisini daha güçlü ve daha görünür kılmak için milyonlarca yol var. Sadece bunun hakkında konuşmak bile değerlidir.
7. İlkeleri yaşa
Kapitalizm, değerler ve davranış hesaplanması ve kendi çıkarını rekabet besler, ama Elinor Ostrom (müşterekleri üzerine yaptığı çalışmalardan dolayı Nobel ödülü kazandı) ve diğerleri ormanlar, balıkçılık, mera ve su gibi toplum tarafından yönetilen kaynakların kimsenin haksız avantaj elde etmeden, kurallar ve uygulama mekanizmaları olması koşuluyla, özel girişimlerden daha verimli, sürdürülebilir ve eşit bir şekilde nasıl yönetilebileceğini belgeledi
Bütün varlığımıza dayanan ve bu şekilde dayanışmaya yönelen bir ekonomiyi inşa etmemiz gerekiyor. Hepimiz çocuklarımıza, yaşlılara, komşulara ve topluluklara – para için değil, sevgi, dostluk, karşılıklılık, şefkat ve merhamet için doğuştan gelen kapasitemizden – bakım sağlamanın değerli sosyal ve ekonomik çalışmasına dahil oluyoruz. Bu yüzden, dayanışma ekonomisinin her yerde olduğunu ve zaten onu yaşadığınızı kabul edin.
Dayanışma Ekonomisi ile ilgili daha fazla bilgi edinmek ve küresel bir hareket gerçekleştirmek için http://www.ussen.org sayfasını ziyaret edin.