Deniz ötesinden yönetilen siyasi partinin, Kuzeydeki en kalabalık siyasi iradeyi yansıttığı gerçeği ile yüzleşiyoruz. Utanmaktan başka birşey yapamıyoruz.
Siyasi aktörler ise hala ileti yazmaya devam ediyor. Sosyal medya iletisi ile pozisyon beyanı yaptığımızda birşey olmadığını alınan like sayısının ne siyasi ne de hukuki olarak bir anlam ifade etmediğini daha açık bir biçimde anlatmak gerekiyor. İstediğimizin cicili bicili cümleler, politik doğru kelimeler olmadığını aktarmak gerekiyor.
Bugün de hava yağmurlu olduğundan olacak, siyasi aktörler hala daha siyasi tepkilerini sanal iletişim kanalları dışında kullanmaktan başka birşey yapmadı.
İletişimin bu biçiminin dahi sanal, verilen tepkinin ise etkisiz olduğunu görmezden gelmeye devam ediyorlar.
Oysa, adada özgürlük, eşitlik talebini getirenler yağmur altında şemsiyeleri ile sokağa defalarca çıkmadı mı ? İfadeye yapılan öfkelerini deklere etmediler mi?
Şimdi çok daha derin bir ablukayla karşı karşıyayız.
Sendika yetkilileri ifadelerinden dolayı eleştirildiği, siyasi partilere ince ayar verildiği, anayasanın görmezden gelindiği bir süreçle karşı karşıyayız.
Bütün bunlar olurken, mecliste hali hazırda olanlardan hoşnutsuz olan ve çoğunluğun olduğuna inanmakta mı hata yapıyorum bilinmez ancak ben bu durumu samimiyet testi olarak görüyorum. Meclisi prestij veya gombina için değil bir mücadele alanı olarak görenlerin adım atması için daha ne olması gerekiyor?
İfade üzerinde baskı, anti demokratik uygulamalar, anayasa ihlalinden başka ne gibi ihlaller olmalı ki sürer duruma dair inisiyatif alsınlar. Kamuoyu vicdanını zedeleyen konulara dönük, sonuç alıcı girişimlerde bulunsunlar.