Ülkemiz siyasetinde bir süredir ilginç bir gelişme yaşanıyor. Emek ve halk yanlısı bir talep olan Servet Vergisi’ne karşı hükümetteki üç parti ve büyük servet sahibi ultrazenginler bile açıktan karşı çıkmaya çekiniyorken; CTP ve Yenidüzen gazetesi Servet Vergisi’ne açıktan ve hem de yüksek sesle karşı çıkıyor.
Neden böyle bir durumun ortaya çıktığının analizi, başka bir yazının konusu. Bu yazının konusu ise, Servet Vergisi’ne açıktan ve yüksek sesle karşı çıkan bu çevrelerin, Servet Vergisi hakkında ortaya koydukları halkı yanıltıcı, manipülatif ve çarpıtma niteliğindeki ifadeleri düzeltmek. Özellikle, Yenidüzen gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Cenk Mutluyakalı’nın bir süredir Servet Vergisi hakkında dile getirdiği gerçeği yansıtmayan ifadeler, kamuoyunu doğru bilgilendirmek ve halkın sağlıklı haber alma hakkını korumak adına düzeltilecektir.
***
Cenk Mutluyakalı, 7 Ağustos 2022 tarihli ve “Maaş, vergi, yoksulluk” başlıklı Yenidüzen yazısında, Servet Vergisi’nin toplanmak istemesinin sebebinin kamu çalışanlarına daha çok maaş artışı vermek ve birkaç ayrıcalıklıya imtiyaz tanımak olduğunu yanlış bir biçimde dile getiriyor. Mutluyakalı, yazısında, şu ifadelere yer veriyor: “Balı tutan parmağını daha iyi yalayabilsin diye daha çok vergi toplanmasını isteyenler var. Daha çok maaş artışı alabilsinler diye… Maaş, terfi, müdür, müşavir sadece…Birkaç ayrıcalıklıya kredi, teşvik imtiyaz”.
Mutluyakalı’nın ifadelerinin aksine, Servet Vergisi hakkında gerçeklere bakalım şimdi: Birincisi, Servet Vergisi zaten ülkedeki en imtiyazlı kesim olan ultrazenginlerden yapılacak bir kesintidir. Bırakın ayrıcalıklılara kredi, teşvik ve imtiyaz sağlanmasını; aksine, özel olarak en ayrıcalıklı kesimden kesinti yapılmasını hedefleyen bir vergi türüdür.
İkincisi, Servet Vergisi’ni savunan Bağımsızlık Yolu, Servet Vergisi’ni dile getirdiği daha ilk günlerden beridir, bu vergiden toplanacak gelirin ve yaratılacak kaynağın nerelere aktarılacağını ve neler için kullanılacağını net bir biçimde defalarca kez ortaya koymuştur. Örneğin, 1 Şubat 2021 tarihli “Servet Vergisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler” başlıklı metinde, “Toplanan Servet Vergileri Nerelerde Kullanılır?” sorusu, şöyle yanıtlamıştır: “Servet Vergisi, öncelikli olarak, ekonomik darboğazda bulunan özel sektör çalışanlarına, esnafa, küçük işletme sahiplerine, küçük işyerlerine, küçük üreticilere ve hayvancılara, işsizlere ve dar gelirli insanlara bir maddi, nakdi ve ayni destek olarak kullanılır. İkinci olarak, toplumdaki kamusal ihtiyaçların ve altyapının iyileştirilmesinin finanse edilmesinde kullanılır. Bu çerçevede; sağlık altyapısının iyileştirilmesi, ucuz sosyal konut projeleri, karayolu altyapımızın geliştirilmesi, devlet okullarının iyileştirilmesi, toplu taşımacılığın geliştirilmesi, ülkedeki yerli sanayi üretiminin çeşitlendirilip geliştirilmesi ve enerji harcamalarının kullanıcılara yansıyan maliyetinin düşürülmesi için Servet Vergisi’nden toplanan kaynaklar kullanılır”.
Görüldüğü üzere, Servet Vergisi, Cenk Mutluyakalı’nın yazısında ifade ettiğinin aksine; özel sektör çalışanları için, yoksullar ve dar gelirliler için, ülkenin altyapı yatırımları için, kamusal eğitim ve sağlık için, kamusal toplu taşımacılık ve konut yatırımı için ve ülkemizin sanayi üretiminin çeşitlendirilip güçlendirilmesi için kullanılacaktır. Görüldüğü üzere, Mutluyakalı’nın yazısında ısrarla tekrarladığı “Servet Vergisi’nden toplanan gelir memura maaş ve maaş artışı olarak yansıyacak” ifadesi temelsizdir, ve kamuoyunu yanlış bilgilendirmektedir.
***
Bu konuyu açıklığa kavuşturduğumuza göre, Mutluyakalı’nın yazısının diğer kısımlarına geçebiliriz. Kaleme aldığı yazıda Mutluyakalı, “diyorlar ki, 10 milyondan fazla serveti olanların peşine düşeceksiniz!” ifadesi ile açıklıyor Servet Vergisi’ni. Bu bilgi de yanlış. Servet Vergisi’ni talep eden Bağımsızlık Yolu, Servet Vergisi’nin hangi servet dilimlerinden ne şekilde toplanacağını, aşağıda görüleceği üzere, çok net bir biçimde dile getirmiştir:
“500 bin Sterlin – 1 milyon Sterlin arası servete sahip olanlardan %5’lik bir kesinti
1 milyon Sterlin – 5 milyon Sterlin arası servete sahip olanlardan %7.5’luk bir kesinti
5 milyon Sterlin – 10 milyon Sterlin arası servete sahip olanlardan %10’luk bir kesinti.
10 milyon Sterlin – 50 milyon Sterlin arası servete sahip olanlardan %12.5’lik bir kesinti
50 milyon Sterlin ve üzeri servete sahip olanlardan ise %15’lik bir kesinti.”
Görüldüğü üzere, Mutluyaklı, hem Türk Lirası ile sterlini birbirine karıştırıyor, hem de Servet Vergisi dilimleri ile ilgili okuyucusuna yanlış bilgi veriyor.
***
Mutluyakalı’nın yazısı ile ilgili bir başka mesele ise, Mutluyakalı’nın vergi türlerini birbirine karıştırıyor olmasıdır. Servet Vergisi ile ilgili bir yazı, bir anda “doğrudan vergi”lerden (yani gelir ve kurumlar vergisinden) söz etmeye başlıyor, sonra bir anda “dolaylı vergi”lere (örneğin seyrüsefer harçlarına) dönüyor.
Servet Vergisi, doğrudan ve dolaylı vergiler ile hiçbir bağı olmayan özel bir vergi türüdür. Gelir, bir kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazançlardır. Gelir vergisi de bu kazançlardan alınan vergidir. Servet ise, “birikmiş gelir”dir; yani, gelirlerinizi harcadıktan veya yatırıma ayırdıktan sonra geriye kalanların toplamıdır. Yani servet, her ay kazandığınız değil, bugüne kadar kazandıklarınızla topladıklarınızdır ve Servet Vergisi de bu toplamdan, yani servetten alınan bir vergi türüdür. Gelir vergisi, gelirine bakılmaksızın herkesten toplanabilirken, Servet Vergisi toplumun çok küçük bir azınlığından, tüm toplumun sadece yüzde 2’lik bir kesiminden toplanır.
Servet Vergisi, kurumlar vergisinden de farklıdır. Kurumlar vergisi şirketlerden, işletmelerden, teşebbüslerden, tüzel kişiliklerden ve kurumlardan toplanırken; Servet Vergisi sadece şahıslardan toplanır.
Son olarak, Servet Vergisi dolaylı vergilerden (örneğin seyrüsefer harçlarından ya da katma değer vergisinden) de tamamen farklıdır. Dolaylı vergiler, satın aldığınız bir ürün veya faydalandığınız bir hizmete dönük bir vergi türü iken; Servet Vergisi, kişinin zaten halihazırda sahip olduğu servete yönelik bir vergi türüdür.
Görüldüğü üzere, Cenk Mutluyakalı, yazısında çeşitli vergi türlerini birbirine karıştırıyor, ve kamuoyunu Servet Vergisi konusunda yanlış bilgilendirmiş oluyor.
***
Son olarak, kaleme aldığı yazısında Cenk Mutluyakalı, Servet Vergisi talep etmek ve Servet Vergisi için mücadele etmek için “şart koşuyor” ve diyor ki, toplanan vergiler doğru yerlere harcanmıyor, Servet Vergisi toplanırsa o da yanlış yerlere harcanacak, o yüzden Servet Vergisi için mücadele etmek yerine önce vergilerin adil paylaşımını garanti altına almalıyız.
Böylesi bir yaklaşımın Cenk Mutluyakalı tarafından dile getirilmiş olması gerçekten şaşırtıcı; çünkü Mutluyakalı, uzun yıllardır yazdığı pek çok yazıda çözüm ve barış mücadelesinden en çok söz eden kalemlerden biri. Düşünsenize, “toplanan vergiler doğru yere harcanmıyor, o yüzden Servet Vergisi için mücadele etmemeliyiz” diyen Mutluyakalı’ya, bir kişi çıkıp deseydi ki “kuzeyde Ersin Tatar ile UBP-YDP-DP zihniyeti yönetimdeyken ve toplumda barış değerleri yerleşmemişken; güneyde ise Kıbrıslı Elen milliyetçisi Anastasiadis ve DİSİ zihniyeti yönetimdeyken ve toplumda Elen milliyetçiliği gittikçe daha çok yayılırken, bizim çözüm ve barış mücadelesinden söz etmemizin ne anlamı var?”… acaba Cenk Mutluyakalı’nın cevabı ne olurdu?
“Toplumda vergi adaleti olmadığı için, Servet Vergisi toplasak bile doğru yerlere kullanılmayacak, yanlış işlere yol açacak” diyen Mutluyakalı’ya, bir kişi çıkıp deseydi ki “iki taraf da barış karşıtı kişiler tarafından yönetilirken, iki tarafta da çözüm karşıtı değerler topluma egemen olmuşken, barış ve çözüm anlayışı iki topluma da yerleşmemişken, barış ve çözüm için mücadele etmek neye yarar? Eğer böyle bir ortamda çözüm olursa bile, dönüp dolaşıp 1960-1974 arası dönemdeki toplumsal çatışmalar ve gerilimler yeniden yaşanmaz mı? Çözüm mücadelesi vermek ve çözümü dile getirmek için önce toptan bir biçimde milliyetçi yönetimlerden, milliyetçi uygulamalardan ve milliyetçi zihniyetlerden kurtulmamız gerekmiyor mu?”… acaba Cenk Mutluyakalı’nın cevabı ne olurdu?
Cenk Mutluyakalı, barış ve çözüm ile ilgili bu sorulara yanıt verirse, Servet Vergisi için de neden mücadele etmemiz gerektiğinin yanıtını otomatik olarak almış olacaktır.
Celal Özkızan
Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri