Yeni araştırmalar, iki ulusun birbirine nükleer silahla saldırdığı en küçük bir olası çatışmanın bile dünya çapında kıtlığa yol açabileceğini öne sürüyor.
ABD Rutgers Üniversitesi‘nde yapılan ve Nature Food‘da 15 Ağustos’ta yayımlanan araştırmaya göre nükleer savaş olursa, yanan şehirlerden gelen kurum ve duman gezegeni çevreleyecek ve güneş ışığını uzaya geri yansıtarak büyük bir soğumaya neden olacak Bu da en kötü senaryoda, 5 milyar insanı ölümün eşiğine getirebilecek küresel mahsul kıtlığını başlatacak.
Çalışmayı yöneten Rutgers Üniversitesi‘nden iklim bilimci Lili Xia, “İnsanların büyük bir kısmı açlıktan ölecek. Gerçekten kötü” yorumunu yapıyor.
Ani ölümler dışında uzun vadeli sonuçların ne olacağını araştıran ekip, nükleer bir savaşın ardından dünyanın çeşitli yerlerinde iklimin nasıl değişeceğini ve mahsullerin ve balıkçılığın bu değişikliklere nasıl tepki vereceğini modelledi.
Burada her biri atmosfere farklı miktarlarda duman salacak ve yüzey sıcaklıklarını 1 ila 16 °C arasında bir seviyede düşürecek altı savaş senaryosunun on yıl veya daha fazla sürebilecek etkileri analiz edildi.
Bir senaryoda, Hindistan ve Pakistan arasında Keşmir bölgesi nedeniyle tetiklenecek bir nükleer savaş, kaç savaş başlığının konuşlandırıldığına ve şehirlerin yok edildiğine bağlı olarak atmosfere 5 milyon ila 47 milyon ton arasında kurum ve duman salabileceği görüldü.
ABD ve Rusya arasındaki tam bir nükleer savaşın ise 150 milyon ton kurum üretebileceği belirlendi: Gezegeni çevreleyen örtü, sonunda gökyüzü temizlenene kadar yıllarca devam sürecekti.
Ekip, BM Gıda ve Tarım Örgütü‘nden elde edilen verileri kullanarak, nükleer bir savaştan sonra azalan mahsul veriminin ve balıkçılık avlarının insanların yemesi için gerekli olan kalori sayısını nasıl etkileyeceğini hesapladı. Burada, insanların hayvan yetiştirmeye devam edip etmedikleri veya bunun yerine hayvancılık için kullanılan mahsullerin bir kısmını veya tamamını insanlara yönlendirip yönlendirmedikleri gibi çeşitli ihtimaller de göz önüne alındı.
İnsan tüketimi için biyoyakıt mahsullerinin bir kısmının yeniden kullanılabileceğini ve insanların gıda israfını azaltacağını veya ortadan kaldıracağı ve ayrıca ülkeler yalnızca kendi sınırları içindeki insanları beslemeyi seçtikçe uluslararası ticaretin duracağı da varsayıldı.
Xia, çalışmanın karmaşık küresel gıda sisteminin bir nükleer savaşa nasıl tepki vereceğine dair birçok varsayıma ve basitleştirmeye dayandığını belirtiyor. Ama rakamlar çok net.
5 milyon ton is ve kurum salacak bir Hindistan-Pakistan çatışmasının en küçük savaş senaryosu için bile, gezegen genelinde kalori üretimi savaştan sonraki ilk beş yılda yüzde 7 oranında düşebilir.
47 milyon ton kurum senaryosunda, küresel ortalama kaloriler yüzde 50’ye kadar düşüyor.
ABD- Rusya savaşının en kötü durumunda ise üretilebilecek gıdaların kalorisi, savaştan üç ila dört yıl sonra yüzde 90 oranında düşecek.
Ülkeler orantısız etkilenecek
Bu senaryolarda gıda kıtlığından en çok etkilenen ülkeler, mahsul yetiştirmek için zaten kısa bir mevsime sahip olan ve nükleer bir savaştan sonra tropikal bölgelere göre daha dramatik bir şekilde soğuyacak olan orta ve yüksek enlemlerdeki ülkeler olacak.
Örneğin Birleşik Krallık, Hindistan gibi daha düşük enlemlerde bulunan ülkelere göre gıda stoklaırnda daha keskin düşüşler görecek. Ancak büyük bir gıda ihracatçısı olan Fransa, en azından daha küçük çatışma senaryolarında nispeten iyi durumda, çünkü ticaret durunca kendi halkı için daha fazla yiyeceğe sahip olacak.
Daha az etkilenen bir başka ülke ise Avustralya.
Nükleer bir savaşın ardından ticaretten izole edilen Avustralya, gıda için esas olarak buğdaya güvenecek ve buğday, atmosferik kurumun neden olduğu daha soğuk iklimde nispeten iyi büyüyecek.
Bu yüzden, senaryolarda ekibin haritasında dünyanın büyük bir bölümünü açlıktan kırmızıya boyanırken Avustralya, şiddetli savaş senaryolarında bile yeşil renkte parlıyor.
Xia, “Oğluma haritayı ilk gösterdiğimde, ilk tepkisi ‘Avustralya’ya taşınalım’ oldu” diyor.
Minnesota Üniversitesi‘nde gıda güvenliği araştırmacısı Deepak Ray, çalışmanın bölgesel bir nükleer savaşın küresel gıda etkilerini anlamak için yararlı bir adım olduğunu söylüyor.
Ancak ekinlerin dünya çapında nasıl üretileceğinin karmaşık senaryosunu doğru bir şekilde simüle etmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Örneğin araştırma, ulusal mahsul üretim rakamlarını dikkate aldı, ancak bir ülkenin farklı bölgelerinde farklı amaçlar için farklı mahsullerin yetiştirilmesiyle durumunda sonuçlar çok daha nüanslı olabilir.
Nükleer savaş, soğuk savaş sırasında olduğundan daha az tehdit gibi görünebilir, ancak hala aralarında 12 binden fazla nükleer savaş başlığı da bulunan dokuz ülke var. Nükleer savaşın potansiyel sonuçlarını ayrıntılı olarak anlamak, ulusların riskleri daha iyi değerlendirmesine yardımcı olabilir.