Bu makale ilk kez 24 Mart tarihinde Fileleftheros Gazetesi’nde yayımlanmıştır. Çeviri: CYBC
Bir kadın cesedi daha. Bu kez, belki de faili ortaya çıkarabilecek bir battaniyeye sarılmış, ırak bir alana gelişigüzel gömülmüştü. Cesedin durumu, ölümün günler, belki haftalar öncesinde gerçekleştiğini gösteriyordu. Ama onu arayan olmamıştı. Yokluğu fark edilmeden geçmişti. Zira evinden, yakından çok uzaklarda yaşıyordu. Çalışmak amacıyla buraya gelen insanların mesai saatleri bittiğinde görünmez oldukları bir yerde.
Yerlilerin yaşamlarıyla hiçbir noktada kesişmeyen paralel bir evrende. Ortadan kaybolduklarında komşuları bunu fark etmez. İşvereni, başka bir yere gittiğini düşünür. Ev sahibi de aynı şeye inanır, hatta aldatıldığını hisseder. Tanıdıkları, belki de gerçeği gizlemek isteyen katil tarafından söylenmiş herhangi bir şeye kolayca inanır.
Kilometrelerce uzaklıktaki ailesi, insanını aramak için nereye başvurabileceğini bilemez. Bir insanın ortadan kaybolduğunu ortaya çıkarabilecek tek şey tesadüfi bir olay olabilir ancak. Fotoğraf çekmek için terk edilmiş bir madeni ziyaret etmek, bir tarlanın sürülme zamanının gelmesi gibi. Ve o zaman yollarımız kesişir. Ama sadece çok kısa bir süre için; bir haberin okunması için gerekli olan zaman kadar.
Pazar günü meslektaşım Marios Dimitriou, çaresizlik içinde hayatına son veren 17 yaşındaki Mohamed Dahir’i bir kez daha andı. Dahir, Türkiye ve işgal altndaki bölge üzerinden gelmiş Somalili refakatsiz bir çocuktu. Kendisinin de belirttiği gibi babasının öldürülmesinden sonra ve köktendincilerin askeri saflarına girmek zorunda kalmamak için ülkesini terk etmişti. Amacı akrabalarının bulunduğu İngiltere’ye gitmekti. Kıbrıs’ta bir gençler yurdunda ağırlandı önce, ancak gerçek yaşını gizlediğine karar verilmiş ve bu nedenle yurttan atılmış, buna paralel olarak da sığınma başvurusu da reddedilmişti.
Mohamed yapyalnız ve çaresizdi. İngiltere’ye gitme ve orada ailesiyle yeniden bir araya gelme umudu yok olmuştu. Böylece bir gece televizyon kablosunu boynuna geçirdi ve başka iki gençle birlikte kaldığı dairede, hayatına son verdi. Larnaka’daki Müslüman mezarlığına gömüldü. Çocuğun öyküsü Kıbrıslı bir genci ve somut olarak da Nikos Afxentiou’yu derinden sarstı.
Ona adının yer aldığı gerçek mezar yaptırdı ve etrafına gölge edecek birkaç ağaç dikti. Nikos Afksendiu’nun bu genele istisna oluşturan hareketi ölümden sonra Mohamed’e açılmış bir kucaktı. Yoksa kural ister kadın olsun ister erkek bu insanların yoklukları fark edilmeden ortadan yok olmasıdır.