• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Cuma, Ağustos 19, 2022
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM GAZEDDABLOG DÜNYADAN YAZARLAR

Başımıza gelebilecek en kötü şey soyumuzun tükenmesi değil | Kai Heron

Gazedda Gazedda
6 Temmuz 2021
Okuma Süresi: 7 dk
A A

Küresel Kuzey solunun bir kısmı çevresel yıkıma ellerindeki bir kozmuş gibi yaklaşıyor. İddialarına göre (sınırlı bir gezegende sınırsız büyümeye dayalı, kamu yararındansa bireysel kazanca öncelik veren bir sistem olan) kapitalizm, iklim krizine çözüm sunamıyor. Hakikaten de öyle.

Joe Biden’ın iklim kriziyle mücadele etmek için övgüler eşliğinde bağışladığı 35 milyar dolar ABD’nin her yıl evcil hayvan mamasına harcadığı miktardan az. Benzer bir tantanayla duyurulan Avrupa Yeşil Mutabakatı, Paris Anlaşması’nın taahhütlerini karşılamakta yetersiz. Geçen yıl yayımlanan bir rapora göre Birleşik Krallık küresel ısınmanın etkilerine karşı hiç hazırlıklı değil. Avustralya’nın ise Endonezya’yla birlikte dünyanın deniz yoluyla taşınan kömür piyasasının %59’unu oluşturan kömür faaliyetlerini durdurma niyeti yok gibi görünüyor. O sırada sıcaklıklar yükseliyor, türlerin nesli tükeniyor, normalde hayat kurtaran binlerce dönümlük orman arazisi ve turbalık alanla birlikte su sistemleri yok oluyor.

Kapitalizmin iklim krizini ciddiye alan hâli buysa, seçim net gibi görünüyor: Ya sosyalizm ya yok oluş, ya komünizm ya ölüm. Küresel Kuzey’in ilerici kesimlerinde bu sözler çok yaygın. İyi niyetli olduklarına hiç kuşku yok, en kötü ihtimalleri hatırlatarak siyasi riskleri netleştirmeyi, bizi eyleme geçmeye ikna etmeyi hedefliyorlar. Peki, ya bu seçim, krizi yeterince ciddiye almıyorsa? Daha da kışkırtıcı bir ifadeyle, ya başımıza gelebilecek en kötü şey soyumuzun tükenmesi değilse?

“Sosyalizm ya da yok oluş” söylemi en az üç yönden hatalı. Öncelikle seküler siyasi militanlık cilasının ardına dini bir düşünme biçimini gizliyor. Akademisyen Delf Rothe’nin belirttiği gibi çöküş fantezileri aslen büyük ölçüde seküler sayılabilecek iklim hareketlerinin içindeki dini kırıntılara işaret ediyor. Sosyalizmi ya da yok oluşu seçmek, dünyanın sonu ile kurtuluş arasında gidip gelen Hıristiyan teolojisi gibi binyılcı bir “ya hep ya hiç” ikiliği etrafında şekilleniyor. Bu düşünce tarih boyunca düz çizgisel bir yolu takip ettiğimizi varsayıyor. Kendimizi kurtarmak için tek şansımız var, daha fazlası değil, başaramazsak da sonuçlara sonsuza kadar katlanmalıyız.

Rothe tabii ki haklı. İnsanların neslinin tükenmesinden ve medeniyetin çöküşünden bahsetmenin kefaret, suçluluk ve cezalandırmayla bağdaşan bir yanı var. En kötü örnekleri yine Hıristiyan teolojisi gibi çilekeşlikten gizli bir haz alındığını bile ima edebiliyor. Eğer dövizlerimizi alıp iklim adaleti hareketinin alışılagelmiş protesto ve direnişlerine katılmazsak başımıza geleni hak ettiğimizi söylüyor. Filozof Alenka Zupančič’in işaret ettiği gibi buradaki sorun, bu sınırlı ve sınırlayıcı eylemlerden uzaklaşarak yeni stratejiler ve taktikler inşa etme ihtimalinin dünyanın sonuna engel olmak için derhal harekete geçmenin, ne olursa olsun bir şeyler yapmanın heyecanı tarafından engellenmesi.

Bu düşünce şeklinin ikinci sorunu tarihsel gerçeklerle örtüşmemesi. İklim krizinin medeniyetin çöküşüyle sonuçlanacağını iddia edenler genelde bunun nasıl olacağına dair ipuçları almak için geçmiş medeniyetlerin düşüşüne bakıyor. Hem buradan hem de günümüzün reddedilmeyecek iklim biliminden hareketle birkaç yüzyıl içinde çöküşün gerçekleşeceği sonucunu çıkarıyorlar. Ekolojik nişimiz yok olduğunda, bizim de yok olacağımızı söylüyorlar.

Oysa antropolog Kenneth Seligson’a göre araştırmalar “çökmüş” addedilen toplumların tahmin edildiği kadar hızlı ortadan kaybolmadığını, bu durumu reddettiklerini, dayandıklarını, uyum sağladıklarını belirtiyor. Buna örnek olarak da “çöküşü” tarihte işaret edilebilecek tekil bir olay değil yüzyıllara yayılmış bir gerileme ve uyum süreci olarak tanımlanması gereken Maya uygarlığını gösteriyor. Günümüzde Maya uygarlığından altı milyonu aşkın insan hayatta, şiddetli iklim olayları ve soykırımı andıran kolonyal hırsızlık, sömürü ve istibdata rağmen yaşamını sürdüren toplulukların kanıtı olarak orada duruyorlar.

Bu da bizi iklim krizinin eskatolojik çerçeveleriyle ilgili üçüncü soruna getiriyor. Bu bakış açısı pek çok insan için dünyanın sonunun çoktan geldiğini göz ardı ediyor. Geçtiğimiz yılın ekim ayında Waorani kabilesinin liderlerinden Nemonte Nenquimo, batı dünyasına yazdığı mektupla yerli halk için “ortalığın hâlâ yangın yeri olduğunu” hatırlattı. Waorani kabilesi geçmişte olduğu gibi bugün de kolonyal şiddete maruz kalıyor. Petrol sızıntıları nehirlerini, altın madenciliği topraklarını kirletiyor, ilhak edilen araziler ve ormansızlaştırma faaliyetleri topraklarını tanınmaz hâle getiriyor, COVID-19 da arkadaşlarının, ailelerinin, topluluklarının canlarını alıyor.

Potavatomiler üzerine çalışan Kyle Powys Whyte’a göre yerli halklar halihazırda atalarının kıyametle bağdaştıracağı bir dünyada yaşıyor. Kolonyal şiddet yüzyıllar boyunca yerli halkların yaşamlarını sürdürmelerini sağlayan ekosistemleri, bitkileri, hayvanları, peyzajları, bilgileri, pratikleri ve toplulukları geri dönülmez biçimde zedeledi. Bu yüzden de filozof Deborah Danowski ve antropolog Eduardo Viveiros de Castro “ilk büyük modern yok oluşun” Eski Dünya, yenisinin üzerine yerleşimci sömürgecilik, kölelik, beyaz üstünlüğü ve sermaye birikimi güçlerini saldığında gerçekleştiğini vurguluyor.

Sömürgeleştirilmiş, köleleştirilmiş ve zaptedilmişlerin deneyimleriyle karşı karşıya geldiğinde sosyalizm ya da yok oluşun “ya hep ya da hiç” gibi sunulmasının münhasıran Avrupalı, Amerikalı, büyük ölçüde de beyazların deneyiminin evrenselleştirilmiş hâlinden ibaret olduğu ortaya çıkıyor. İklim krizinin dünyayı geri dönülmez biçimde kötüleştirdiğini fark etmenin heyecanıyla pek çok insan için en kötü ihtimalin zaten gerçek olduğunu unutuyor. Küresel Kuzey’dekileri günümüzde iklim krizinin dağılımının ne derece eşitsiz olduğu gerçeğiyle yüzleşmekten muaf tutma, sömürgecilik ve ırksal kapitalizmin “olağan felaketleriyle” birlikte hareket edip onları ağırlaştırma riski taşıyor.

Bu yüzden de başımıza gelecek en kötü şey soyumuzun tükenmesi değil. İklim krizinin dünyanın sonunu getirmektense mevcut süreçleri şiddetlendirmesi daha olası. Nihai bir yıkımdansa derin mağduriyetlerle, mahsul ve gıda kıtlıklarıyla, yangınları söndürmeye zorlanan mahkûmlarla, aynı mahkûmların dayanılmaz sıcaklardan dolayı hücrelerinde öldüğü olaylarla, sel altında kalmış kentlerle, milyarlarca iklim mültecisiyle, etrafı çevrili şehir devletleriyle ve ekolojik ırk ayrımcılığını koruyan sınırlarla dolu, bu durumdan en kötü etkilenen bölgelerde yaşayanların hayatta kalabilmelerinin kuşatılmış topraklardaki sömürülen işgücüne katkıda bulunmalarına bağlı olduğu bir dünyadan korkmalıyız.

Bilimkurgu öğesi gibi görünebilir. Oysa bugünün sermaye, sömürgecilik ve ekolojik krizlerinin yıkıcı birleşimini yaşayanların bildiği gibi bu zaten yaşanıyor. “Sosyalizm ya da yok oluş” yerine “yıkım ya da devrimden” bahsetmek seçimlerimizi daha iyi yansıtabilir. İlk tercihimiz olmasa da neticede yıkıntılarla yaşayabiliriz. Ne yazık ki bazılarımız zaten böyle yaşıyor.


*Bu yazı, Can Koçak tarafından Kai Heron’un Novara Media’da yayımlanan yazısından çevrilmiş ve ilk olarak vesaire.org’ta yayınlanmıştır.

Gazedda'dan haberdar olmak için takipte kalın...

Takipten çık
Gazedda

Gazedda

Gazeddakıbrıs yurttaş gazeteciliği anlayışı ile yayın yapan, yurttaştan yana taraf olan ve gazetecilikte meslek etiği ilkelerine inanan bir yayın organıdır. Gazeddakıbrıs her koşulda barıştan yanadır.

Yapay zeka ve sınıf mücadelesi | Yavuz Köroğlu – Vâsıf Atmaca
DÜNYADAN YAZARLAR

Yapay zeka ve sınıf mücadelesi | Yavuz Köroğlu – Vâsıf Atmaca

Gazedda
15 Ağustos 2022
0

Makinaların yaratabileceği etkilerin, insanları şaşırttığı ve korkuttuğu çok görülmüştür. Zamanında, mertliğin bozulmasını tüfeğin icadına bağlayanlar olmuştu. Sınıflı toplum, insanların kendi yarattıkları ürünler üzerindeki denetimlerini yitirmelerine neden olur. Bu durumda insanlar...

Okumaya Devam Et
Küresel sistemsizlik ve karanlık kış – Emile Amin
DÜNYADAN YAZARLAR

Küresel sistemsizlik ve karanlık kış – Emile Amin

Gazedda
14 Ağustos 2022
0

Ölümcül bir salgına yol açan korkunç bir virüsün patlak vermesinden 3 yıl, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden yaklaşık 9 ay, buna ilaveten ABD ile Çin arasında neredeyse küresel bir çatışmanın fitilini ateşleyen ilk sürtüşme deneyiminden sonra,...

Okumaya Devam Et
‘Trump’ dizisinin sıcak ikinci sezonu – Memduh Muheyni
DÜNYADAN YAZARLAR

‘Trump’ dizisinin sıcak ikinci sezonu – Memduh Muheyni

Gazedda
14 Ağustos 2022
0

Davalar, kovuşturmalar ve skandallar söz konusu olduğunda, Trump'ın kaya gibi bir vücudu var. Kendisine siyasi, mali ve hatta evlilikte ihanetle ilgili çok sayıda suçlama yöneltilmesine rağmen, bunlardan neredeyse hiç yara almadan...

Okumaya Devam Et
Irak’ın uzun gecesi ve kutsalın siyasallaştırılması! – Muhammed Rumeyhi
DÜNYADAN YAZARLAR

Irak’ın uzun gecesi ve kutsalın siyasallaştırılması! – Muhammed Rumeyhi

Gazedda
13 Ağustos 2022
0

Dünya ve Körfez halkı başta olmak üzere Arap Maşrık (Levant) bölgesi, Irak'ta yaşananları huzursuz bir kalp ve dikkatle izliyor. Irak, Körfez'in kuzey kapısı, Arapların doğu kanadı ve içinde yaşananlar özellikle olumsuzsa çevresinde...

Okumaya Devam Et
Demokrasi neden başka yerde değil de Avrupa’da doğdu? – Memduh Muheyni
DÜNYADAN YAZARLAR

Demokrasi neden başka yerde değil de Avrupa’da doğdu? – Memduh Muheyni

Gazedda
13 Ağustos 2022
0

Sıkça sorulan bir soru vardır: Demokratik sistem neden başka yerde değil de Avrupa'da ortaya çıktı? Elbette burada kastedilen; şekli, mezhepsel veya kabile demokrasisi değil, gerçek demokrasidir. Bu kompleks sorunun pek çok yorumu...

Okumaya Devam Et

YAZARLAR

Balin Palmer

Kararlar ve seçimler – Balin Palmer

Balin Palmer
18 Ağustos 2022
Tek ihtimal çok ciddi enflasyon artışı – Mertkan Hamit
Mertkan Hamit

Tek ihtimal çok ciddi enflasyon artışı – Mertkan Hamit

Mertkan Hamit
18 Ağustos 2022
Cürretle hayatı kucaklar sevda[1] – Temel Demirer
Temel Demirer

Cürretle hayatı kucaklar sevda[1] – Temel Demirer

Temel Demirer
15 Ağustos 2022
Emir demiri kesti!
Abdullah Korkmazhan

Doğrudan demokrasinin önündeki engeller kaldırılmalıdır – Abdullah Korkmazhan

Abdullah Korkmazhan
13 Ağustos 2022
Bir emperyalist siyaset artı bir anti-emperyalist siyaset iki anti-emperyalist siyaset yapmaz! Yoktan Var Olmaz (1) – Mustafa Onurer
Mustafa Onurer

Bir emperyalist siyaset artı bir anti-emperyalist siyaset iki anti-emperyalist siyaset yapmaz! Yoktan Var Olmaz (4) – Mustafa Onurer

Mustafa Onurer
13 Ağustos 2022

SON EKLENENLER

Dünya kavruluyor: Tokyo 36, Bağdat 50 dereceyi gördü, Birleşik Krallık kuraklık önlemi alıyor

Avrupa yanıyor: İklim krizine karşı harekete geçmek için hala umut var

2 gün önce
AB’ye düzensiz girişlerde yüzde 86 artış yaşandı

AB’ye düzensiz girişlerde yüzde 86 artış yaşandı

3 gün önce
Ukrayna’dan radyasyon uyarısı

Ukrayna’dan radyasyon uyarısı

3 gün önce
Avrupalı işçilerden aşırı sıcaklara karşı yeni iş yasası talebi

Avrupalı işçilerden aşırı sıcaklara karşı yeni iş yasası talebi

3 gün önce
İskoçya’da regl ürünleri ücretsiz dağıtılacak

İskoçya’da regl ürünleri ücretsiz dağıtılacak

3 gün önce
Bağımsız Kıbrıs eylemi Lefkoşa’da gerçekleşti

Bağımsız Kıbrıs eylemi Lefkoşa’da gerçekleşti

4 gün önce
“Onaylanan taslak onaylayanların bile elinde yok”

“Onaylanan taslak onaylayanların bile elinde yok”

4 gün önce
Gazedda

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.