Geçtiğimiz gün, meşhur Harry Potter serilerinin yazarı olan J.K. Rowling’in Harward Üniversitesinde yeni mezunlara verdiği bir konuşmasını dinledim; önlerindeki upuzun hayat yolculuğu için bir tavsiye konuşması yapıyordu. Konuşmasında başarısız olmanın öneminden bahsediyordu. Oysa ki bizler günümüzde genelde başarısızlıktan çok korkar ve başarısızlıktan her türlü kaçınmak için elimizden geleni yaparız. Tabi ki de kimse başarısız olmak istemez; başarısızlık duygusunun ağırlığını deneyimlemek istemez. Ancak bugün dünyada başarılı olarak gördüğümüz her kim varsa, geçmişlerini bir araştırdığımızda hemen hemen hepsinin geçmişinin başarısızlıklarla dolu olduğunu görürüz. Her başarısız olduklarında aslında neyi daha çok istediklerini fark edip sadece tekrar yola çıkmış olduklarını düşünüyorum. Bazı ‘başarısız’ dediğimiz kişilerle ‘başarılı’ dediğimiz kişiler arasındaki fark genelde başarılı olan kişilerin sadece yolda yılmayıp tekrardan ayağa kalkıp kendileri için mücadele etmiş olmalarıdır.
Ancak başarısızlık dediğimde ben sadece bir iş başarısından bahsetmiyorum. Aslında hayat başarısından bahsediyorum. Mutlu olmaktan, sağlıklı sosyal ilişkiler kurmak, her gün uyandığında huzurlu hissetmek, hayalleri uğruna devamlı olarak adım atmak ve yılmamak, hayatta ne istiyorsa onu yaratabilmekten bahsediyorum. Çünkü gerçek bir başarı özünde kişinin kendini her alanda gerçekleştirmesidir. Kişinin kendini gerçekleştirmesi, kendiyle hizalanması, kendi hayatını kendisi için anlamlı kılmak ve her ne olursa olsun kendisinden, hayallerinden vazgeçmemesini ve hayatının tüm alanlarında arzuladığı hayallerini gerçekleştirmesini içerir.
Bu alanların bazılarında yaşadığımız hayal kırıklıkları, başarısızlık aslında bizi neyi istemediğimizi anlamaya ve dolayısı ile de neyi istediğimizi anlayarak, kendimize doğru adım adım yaklaşmamıza yardımcı olur. Kendi özümüze yaklaştıkça, hayat bize, bizim için uygun olan kapıları açmaya başlar. Kendisiyle hizada olan bir kişi akışa geçer ve kendine doğru yükselişi deneyimlemeye başlar. Eğer herhangi bir konuda başarısız olmuşsak, kendimizle hizada olmayan bir yolda yürüdüğümüz içindir genelde ve bu hizasızlık kendi gerçeğimize hizalanmak için bir çağrıdır.
Bazılarımız bu çağrıyı duyup, tekrardan yola koyulmayı seçerken bazılarımız ise bu başarısız olma halini aşamayıp kendinden vazgeçmeyi seçer. Ancak tekrardan yola çıkmayanlar aslında kendilerine doğru olan yoldan vazgeçmiş olurlar. Başarısız olmaktan korkmamalıyız demiyorum ama korkumuza rağmen yola devam etmeliyiz diyorum. Çünkü kendimizden vazgeçmenin bedelinin başarısızlık hissinden daha ağır olduğunu düşünüyorum.