Günümüzde aile bilincinin, aile olabilmenin ve bunun farkında olarak çocuk yetiştirmenin önemi daha da fazla dikkatimizi çekiyor. Bizler yaşadığımız topluma gönül rahatlığı ile dahil edeceğimiz hem kendi yaşamlarına hem de topluma fayda sağlayacak bireyler yetiştirmenin planlarını yapıyoruz. Neredeyse hayatımızın her alanında yaptığımız planda çocuklarımızın da geleceğini göz önünde bulundurarak adımlar atıyoruz. Çocuklarımızı neslimizin devamı, geleceğimizin umudu ve en önemli sorumluluklarımız olarak görüyoruz. Onların çocuklukta, ergenlikte, yetişkinlikte yaşayacağı durumların hesabını yapıyor ve elimizden geldiği kadar da faydalı olmaya çalışıyoruz. Peki ne kadar bilinçliyiz bu konuda? Eminim içsel olarak bu soruyu kendimize sorduğumuz zamanlar oluyor? İç hesaplaşmalarımız oluyor. Eksik kaldığımız ya da baş edemediğimiz durumlar da oluyor. Bunları yaşıyor olmamız da oldukça normal çünkü bu sorgulamalar olduğu sürece gelişime devam ediyoruz.
Önce bir anne ve sonra bir psikolog olarak çocuklarımızın gelişiminde gözümüzden kaçırabileceğimiz bazı konulara ağırlık vermek istedim. Günümüzde gelişimsel alanda yaşanılan bazı bozukluklar duyuyoruz. Otizm, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu gibi. Toplum olarak kanayan bir yaraya destek olmak için biraz daha bilinçlenmek gerekiyor. Bu sorunları yaşayan bireyleri ve ailelerinin psikolojik durumlarını konuşmayı bir sonraki yazıma bırakarak, öncelikle çocuğumuzda dikkat etmemiz gereken kritik gelişimsel aksaklıkları fark edebilmemiz için bazı detaylar vermek isterim.
1,5 yaşındayken konuşma güçlüğü çeken henüz anne kelimesini telaffuz edemeyen bir çocuk annesi olarak ve daha sonra psikoloji biliminde görev alan bir psikolog olarak nelere dikkat etmeliyiz konusunu biraz detaylandırayım.
Eğer çocuğunuz bir yaşına gelmiş ve yaşıtlarında olduğu gibi birkaç kelimeyi söyleyemiyorsa,
Göz teması kurmakta zorlanıyorsanız ve dikkatini çekmek için deveye hendek atlatmanız gerekiyorsa,
Siz odadan çıktığınızda ardınızdan bakmıyor, girdiğinizde varlığınız ile çok ilgilenmiyor ve kendi dünyasında kalıyorsa,
6 aylık olmasına rağmen hala ‘baybay’ gibi kısa sözcükleri söylemiyor, siz dil çıkardığınızda aynı eylemi gösterip taklit etmiyorsa,
Geceleri uyku sorunu yaşıyor ve gaz problemi (kolik) yaşıyorsa,
Yürüme ve el kol koordinasyonunun gelişim göstermesi gereken yaşta gecikmeler yaşıyorsa,
Koltuğun üzerine oturttuğunuzda bir işinizi yapıp geldiğinizde aynı pozisyonda bir noktaya veya televizyona bakıyor halde buluyorsanız,
Kelimeleri söylemeye çalışırken zorlanıyorsa,
Tekrarlı hareketler yaparak, oynadığı oyunda veya oyuncaklarda bir değişiklik görmüyorsanız,
Sosyal etkileşimi zayıfsa ve yabancılardan olması gerekenden fazla tedirgin oluyorsa,
İsmini seslendiğinizde dönüp hemen bakmıyor veya birden fazla tekrar etmek zorunda kalıyorsanız.
Çocuğunuzun gelişim süreci ile ilgili bir aksaklık olma ihtimali yüksektir. Lütfen babası da böyleymiş, annesi de böyleymiş gibi toplumsal dedikodulara, doğru sanılan yanlışlara kulak asmayınız. En kısa sürede bir uzman ile görüşerek çocuğunuzun gelişimsel süreci ile ilgili gerekli desteği almaktan çekinmeyiniz.
Unutmayalım ki, Otizm veya diğer gelişimsel bozukluklarda erken tanı ve eğitim ile ciddi anlamda yol kat edilmesi mümkündür. Bu noktada önemli olan gözümüzün açık olması ve ‘olsun zamanla düzelir’ mantığında uzaklaşıp ‘herhangi bir risk varsa ne yapabilirim’ mantığı ile devam etmektir.
Bugün evinden dışarı çıkamayan, sosyal yaşama dahil olamayan yüzlerce birey var yaşadığımız toplumda. Aldıkları eğitimlerle, sosyal alanda kabulleri ile yaşama dahil olabilecek bu bireylerin bizlerde farkında olmalıyız. Onlara ve ailelerine destek ve sevgi göstermeliyiz ki ruhsal anlamda bu süreci kolaylıkla göğüsleyebilsinler.