Bu makale ilk kez 20 Nisan tarihinde Avrupa Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
AKP’nin kan kaybettiği, Erdoğan’ın çevresindeki kadrolarda güç konsolidasyonu yaşandığı, kadroların ve örgütlerin zayıfladığı siyasi çevrelerde genel olarak kabul görmektedir. Türkiye toplumunda çok büyük bir yoksullaşma var. Özellikle büyük şehirlerde insanlar faturalarını ödeyemiyor, Çocuklarını okula aç göndermek zorunda kalıyor.
Dini siyasete alet eden AKP’nin parti teşkilatlarının yolsuzluğa bulaşmış olması da özellikle yerel yönetimlerde çok net gözlemleniyor. Bir yanda dini inanç bombardımanı altındaki yoksul halk kitleleri öte yanda yaşanan ahlaki çöküşe de tanık oluyor.
Siyasal İslam’a AKP tarafından verilen destek Türkiye’nin AB planlarını da sabote etti. AKP sayesinde Türkiye AB hedeflerinden uzaklaştı. Geleceğini Avrupa da arayan Türkiyeli emekçiler AKP Yönetiminde Avrupa’dan da uzaklaşıldığının farkında. AKP’nin komşu ülkelerle sıfır sorun hedefinin de sadece lafta kaldığı kısa sürede ortaya çıktı. AKP iktidarlarında Türkiye’nin hiçbir ulusal ve uluslararası sorunu çözümlenemedi Tersine sorunlar daha da içinden çıkılmaz bir hal aldı.
İçte Kürt sorununda ülke tam bir batağa sürüklendi. Kürt halkı üzerindeki baskılar daha da arttı. PKK ile savaş gerekçesi ile Doğu Anadolu’da Kürt nüfusun ağırlıklı olduğu bölgelerin belediye başkanları görevden alındı, tutuklandı. Kürt milletvekilleri ve demokratik örgütlülük içinde bulunan Kürt siyasi liderleri gerekçesiz olarak tutuklandı.
Kıbrıs sorununda eşit egemen iki ayrı devlet teziyle çözümsüzlük bilinçli bir siyasetle kalıcılaştırılarak mevcut statüko korundu ve güçlendirildi. Bu durum özellikle büyük şehirlerde aydın kesimden ciddi tepki gördü. Kaçabilen herkes AKP idaresinden ve Türkiyeden kaçmaya çalışıyor.
Türk hakim sınıflarının Kemalist kanadıyla olan çelişkiler spor alanlarına kadar yansıtıldı. AKP gericiliğine biat etmeyen sportif oluşumlar çökertilmeye, itibarsızlaştırılmaya çalışıldı.
İslamcı kanadın kendi içindeki çelişkileri ele alış tarzı da AKP ye olan sempatinin zayıflamasına yol açan önemli bir faktör oldu. Özellikle Fethullah Gülen çetesi ile girişilen menfaat dalaşı, Gülen cemaati taraftarlarının AKP den uzaklaşmasına yol açtı.
Tüm bunlar Anglo Amerikan emperyalizminin Türkiye’de imaj değişikliğine gereksinim duymasına yol açtı.
AKP’den uzaklaşan seçmenlerin büyük kısmının muhalefete yönelmediği, bir kısmı Yeniden Refah Partisi ve MHP’ye kayarken önemli bir kesimin sandığa gitmediği gözlemlendi.
31 mart yerel seçimleri bu özellikleriyle çok önemli bir dönüm noktası gibi görünüyor. Ama şu anda ‘AKP’nin sonu’ gibi yorumlar için erken olduğunu söyleyebiliriz