Kıbrıs’ın kuzeyinden ve güneyinden gençler gazeddakıbrıs’a konuştu; kaygı, umut ve düşlerini paylaştı.
ERASMUS Plus’un Breaking Walls, Building Bridges gençlik değişim programına katılan Kıbrıslı Türk, Kıbrıslı Rum, Kıbrıslı Ermeni ve Kıbrıslı Maronit gençler gazedda’nın sorularını yanıtladı.
Anna Damaskinou:
“Değişim için politik bir çözüme veya politikalara bağlı kalmak durumunda değiliz”
“Korku veya nefretle büyüyecek bir nesil daha istemiyorum”
“İdeal olan Birleşik Kıbrıs’tır”
“En büyük hayal kırıklığım eğitim sistemi”
“Hatalarımızla yüzleşmeliyiz”
Sinan Gilanlıoğulları:
“Kuzeyde yaşıyorsanız birkaç adım geriden başlamak zorundasınız”
“Hatalarımızdan ders almalıyız”
“Aşırı sağ barışa tehdit”
“Maraş Dünya’nın en gözde turizm yeri olur”
“Geçmişten ders alınarak geleceğe ışık tutulmadı”
Anna Damaskinou
“Değişim için politik bir çözüme veya politikalara bağlı kalmak durumunda değiliz”
Anna Damaskinou, Kıbrıslı bir Rum. Ada’daki son bulmayan durumdan rahatsız. “Bu durumuda bir değişiklik olmayalı 46 sene oldu. Bazı küçük değişikliklere rağmen problemin kendisi de unsurları da hala mevcut. Bu, iki tarafın insanlarının iletişim ve bağ kurmalarına bir engel teşkil ediyor” diyen Damaskinou, bu durumdan dolayı hem üzgün hem de kızgın olduğunu söylüyor.
Kıbrıs’ta ortak bir gelecek yaratımı anlamında geçmişte hayal kırıklığına uğradığı dönemler olduğunu fakat artık bazı şeyleri daha iyi anladığını kaydeden Damaskinou, politikaya güveni olmadığını vurgulayarak şöyle konuşuyor: “Yavaş yavaş anlıyorum ki değişim için politik bir çözüme veya diğer politikalara bağlı kalmak durumunda değiliz; aksine bizim kişisel seviyeden başlayarak ilişki kurma gücümüz var. Yani aşağıdan başlayan bir ilişki. Çünkü şimdi arkadaşlarımı bir sınırı geçmeme gerek kalmadan ziyaret etmek istiyorum, hepimizin çalışma, yaşama ve eğlenme gibi aynı menfaatlere, aynı zeminde sahip olmasını istiyorum, bizi ayıran unsurları azaltarak.”
“En büyük hayal kırıklığım eğitim sistemi”
“Benim en büyük hayal kırıklığım Güney’deki okulların öğrencilere bazı duygu ve düşünceleri empoze etmeye çalışmasıdır” diyen Damaskinou, eğitim sistemini eleştiriyor. Damaskinou şöyle konuşuyor: “Tek yanlı tarih kitaplarımız, Yunan milli tatillerini kutluyor oluşumuz ve hatta Yunanistan’la aynı marşı sahip olmak. Tüm bunların milliyetçi duyguları koruduğunu ve bu duyguların adamızda barışçıl bir gelecekle zıt olduğuna inanıyorum.”
Bir Kıbrıslı Rum olarak Yunanistan ile olan kültürel bağını inkar etmeyen Damaskinou “ama bir Kıbrıslı olarak bu benim diğer pek çok kültürel bağım olduğu anlamına gelir -ve yalnızca Yunanistan ile değil Türkiye, İtalya ve hatta İngiltere ile bile ve diğerleriyle. Yani, Kıbrıs’ın Yunan olduğu öyküsünü beslemek Kıbrıs tarihinden diğer tüm unsurları atmak demektir. Hem şu an hem de gelecekte. Sonuç olarak, Kıbrıs’ta yaşıyor olmak tek başına endişe sebebim değil; ama burada yaşayan bazı insanlar endişe sebebimdir, onlar ki nefret ve ayrılık duygularını sürdürmek için çalışmaktadır.”
“Korku veya nefretle büyüyecek bir nesil daha istemiyorum”
Gelecekle ilgili olarak gerçekten mücadele verildiği taktirde çok daha iyi olacağını ifade eden Damaskinou, “biliyorum ki zorlu ve kabak tadı verecek derecede uzun olabilir ama kararlı olmalıyız- çünkü gerçekten değecek. Korku veya nefretle büyüyecek olan bir başka çocuk nesli istemiyorum” dedi.
“İdeal olan Birleşik Kıbrıs’tır”
Kıbrıs’taki mevcut durumun işlevsel olmadığını ifade eden Anna Damaskinou, sadece birleşik Kıbrıs’ın ideal durum olabileceğini vurguladı.
Ulus aşırı bir Kıbrıs hayal ediyorum
Hayalindeki Kıbrıs nedir sorusunu ise Damaskinou şöyle cevaplıyor:
“Birleşmiş bir Kıbrıs, Kıbrıslı bir Kıbrıs. Sınırlar olmadan çift dilli popülasyonun uyumlu bir şekilde yaşadığı. Saygı ve anlayışın hazır ve nazır bir şekilde ülke değeri oluşu. Kültürel ve ulusal olarak karışmış bir kimliğe ihtiyaç duymayan veya bunu aramayan. Burada yaşayan bireyler olarak birbirimizle ulus aşırı bir birliktelikte ve kültürlararası bir anlayışta olmak.”
“Hatalarımızla yüzleşmeliyiz”
“Hepimiz yaptığımız hatalarla yüzleşmeliyiz. Geçmişten bugüne kadar. Bizi acıtan ve suçu diğerlerine atmamıza neden olan şeylerle yüzleşmeliyiz” diyen Damaskinou, “Her birimiz yaptığımız en küçücük fragmanla bile yüzleşmeliyiz” diyor.
Damaskinou şöyle konuşuyor: “Çünkü suç hepimizdedir; nefretin aktif bir şekilde dışa vurumundan pasif farklılıklarımıza kadar, geçmişte de bugün de. Bunlarla ancak birbirimizin insani boyutta hikaye ve tecrübelerini dinlemeye ve anlamaya açık konuşmalarla ve diyaloglarla başa çıkabiliriz.”
____________________________________________
Sinan Gilanlıoğulları:
“Kuzeyde yaşıyorsanız birkaç adım geriden başlamak zorundasınız”
Sinan Gilanlı, Kıbrıslı Türk bir genç. Kıbrıs’ın sınırlar ve dikenli teller için çok küçük bir yer olduğunu düşünüyor. Ada’nın ikiye bölünmüş olmasından duyduğu üzüntüyü dile getiren Gilanlıoğulları, anılarından bahsediyor: “Üniversite yıllarımda adanın bir tarafında okuduğum ve diğer tarafında oturduğum için bazen saatlerce sınır kapısında bekleyip derslerime geç kaldığımı hatırlıyorum. Arkadaşlarımla vakit geçirmek ve görüşmek için aramızda bir sınır olması gerçekten üzücü bir durum.”
“Ben ortak bir gelecek hayal edebiliyorum” şeklinde konuşan Gilanlıoğulları, “Benim gibi düşünen bir çok arkadaşım var. Ancak bunun tam tersini düşünen insanlar da her iki tarafta da mevcut olduğu için. Gerçekleri her zaman göz önünde bulundurup buna göre hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“Kuzeyde yaşıyorsanız birkaç adım geriden başlamak zorundasınız”
KKTC’deki yapıya da göndermede bulunan Sinan Gilanlıoğulları, şöyle konuştu: “Kıbrıs’ın özellikle kuzeyinde yaşıyorsanız bazı konularda hayata birkaç adım geriden başlamak zorunda kalıyorsunuz. Örneğin kendimize ait bir telefon uzantımız yok, uluslararası bir havalimanımız yok, bir posta adresimiz bile yok. Bu sorunların kaynağına indiğiniz zaman aslında hepsinin net bir sebebi var.”
Hatalarımızdan ders almalıyız
Hatalardan dersler alınması gerektiğini kaydeden Gilanlıoğulları, “Gelecekte umarız ki herkes geçmişteki olaylardan ve hatalardan ders alıp birlik, beraberlik, barış ve kardeşlik içinde yaşlar” şeklinde konuştu.
“Aşırı sağ barışa tehdit”
Kıbrıs’taki ortak bir geleceğin önündeki tehditlerden birinin her iki kesimdeki aşırı sağcılar olduğunu kaydeden Gilanlıoğulları şöyle konuştu: “Ben ve benim gibi düşünebilen Türk ve Rum arkadaşlarımın hiçbir sorun yaşamadan rahatlıkla komşu olabileceğini düşünüyorum. Ancak her iki tarafta da aşırı sağcılar mevcut. Ve onların bizim gibi düşünmediğini herkesin bildiğini sanıyorum”
“Maraş Dünya’nın en gözde turizm yeri olur”
Ada’nın havası, suyu, denizi, iklimi, her şeyinin güzel olduğunu ancak barış ve birlik içinde yaşanabilen bir yer olması gerektiğini de kaydeden Gilanlıoğulları, “şu anda Kapalı Maraş Kıbrıs’ın teller arkasına saklı duran bir yeri. Burası açıldığı zaman sadece Kıbrıs’ın değil Avrupa ve Dünya’nın en gözde turizm duraklarından bir olabilir. Tıpkı eskiden olduğu gibi. Bu durumun herkes için faydası olacaktır” dedi.
“Geçmişten ders alınarak geleceğe ışık tutulmadı”
Geçmişte yaşananların dış güçlerin tahrik ve kışkırtmaları sonucunda başlayan ve zamanla da inat ve nefret ile körüklenen olaylar olduğunun altını çizen Gilanlıoğulları, “Ada, her iki toplumun da sevdiklerini, evlerini, ve komşularını kaybederek çok acılar çektiği bir sürece sürüklendi. Bence geçmişten ders alınarak geleceğe ışık tutulmadı. Herkes hataları ile yüzleşmeli ve aynı şeylerin tekrarlanmaması için herkes gerçekten çaba sarf etmeli” dedi.
Devam edecek…
Haber sürecinde katkılarından dolayı Deniz Direkci ve Aycan Akcin’e teşekkürler.