• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Perşembe, Mart 30, 2023
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM GAZEDDABLOG GAZEDDA YAZARLARI Tevfik Aytekin

Acı mutluluk için fırsattır – Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin Tevfik Aytekin
20 Eylül 2018
Okuma Süresi: 6 dk
A A
Acı mutluluk için fırsattır – Tevfik Aytekin

Ona göre insan kendi tanrısını öldürmüştür. Hz. İsa’nın öldürülüşünü, elimizdeki kanı kim temizleyecek diye anlatacaktı. İnananlara göre Tanrı’yı Nietzsche öldürmüştür. Yatıp kalkıp dua edilen bir evde, Lüteriyen bir papazın en büyük oğlu olarak dünyaya gelmişti. Protestanlığın beşiğinde sallanmış, memesine kutsal su sürülmüş bir anne tarafından emzirilmiş, artık çocukluğunu tutkulu bir dindar olarak yaşamaya başlamıştı bile.

Fakat dört yaşına geldiğinde daha büyük bir tutkuyla bağlı olduğu babasına, akıl hastası teşhisi konulacaktı. Ölümcül bir beyin hastalığı… Kısa zamanda babasını, önce kör sonra da yatalak yapacak,  otopside beyninin çeyreğinin eridiği ortaya çıkacaktı. Cenazesi hakkında yazacak kadar derinden etkilenmişti Nietzsche. Ve o ilahi soru ortaya çıkar; Neden hayatını adadığı tanrı, iyi bir adamı işkenceyle cezalandırmıştı? Nietzsche artık babasının Tanrı’ya öcüydü.

Buna rağmen İlahiyat okumak için Bonn’a gelmiş, Lüteriyen bir papaz olmak istemişti. Bir İncil eleştirisi olan Yeni Ahitten sayfalar okuyacak, sonunda inancını yitirmesi, ailesiyle bile arasını bozacaktı.

Artık dünya onun için Tanrı’dan uzak bir sürgün yeri. Hayat, dayanılması gereken acı ve ıstıraptı. Bir abiden öte… Kız kardeşine; “İç rahatlığı ve mutluluk aramak istiyorsan, inan. Doğrunun müridi olmak istiyorsan, araştır, diyecekti.”  Önce tarafsızlığın insanlığı temel bir şeyden mahrum ettiğini savunacak, Hristiyanlık yoksa hepimizi koruyan ahlak ve değer yargıları yok olacak, insanın ölüm korkusuna çözüm olmayacak demişti. O saatten sonra kendini Tanrısız bir evrende, anlam bulmaya adayacaktı.

Dil bilim öğrencisi olmaya karar vermişti. Önüne çıkansa onu çok etkileyecekti. Hayatın aynasını elinde tutuyordu.  Schopenhauer, cebelleşmiş bir ateist. “İsteme ve Tasarım Olarak Dünya” kitabının yapraklarını çeviriyor; en iyisinin hiç doğmamış olduğunu, insanların sürekli bir şeyler istediğini, istekleri elde edemediğinde mutsuz olduğunu, çözümü mutluluğun imkânsız olduğuyla yüzleşmek, en mutlu kişiyse, hayatını en az acıyla tamamlamış kişi olduğunu okuyordu. O ise hayata barışık bir çözüm bulmaya kararlıydı.

Yirmi dört yaşında Basel Üniversitesi’nde dil bilim profesörü olmuştu. Tarihteki en genç profesör… İlk kitabı Tragedya’nın Doğuşu’nu yazınca, radikal ve huzur bozucu bir profesör olarak ün kazanmaya başlamıştı bile.

Anlaşmazlık, acı ve yıkım içindeki insanların, olağanüstü derecede içgüdüsel hikâyeleri, alın size Yunan Tragedyası.

Tragedyanın yolu, insanoğlunun bugünü, insanoğlunun acıları, hayatın anlamını bulma, doğruyu bulma hakkında bir yoldu.

Yunan fikirlerinin ve düşkünlüğünün yeni odağında Alman Besteci Wagner ve Wagner’in Festival Tiyatrosu vardı. Altı yıl önce öğrenciyken tanışmışlardı. Wagner onun için Yunan Tragedyasının müzik haliydi. Yaşamı değerli kılan şey sanatın, acı dolu bir dünyayı güzel ve anlamlı bir şeye dönüştürebilecek tek şey olduğunu inanıyordu. Tragedyanın Doğuşunu Wagner’le yaptığı görüşmeler sonrasında yazmıştı.
Nietzsche kitabını iki Yunan tanrısı Apollo ve Dionysos arasındaki bir zıtlaşma etrafında yapılandırmıştı. Apollo ışığı, mantığın gerçekliğini ve kontrolü temsil etmesine rağmen. Nietzsche dans etmeyi, çılgınlığı ve içgüdüsel duyguları keşfeden Dionysos’u tragedyasının merkezi yapmayı tercih edecekti. Aslında mantığın içinden geçen kendi düşüncelerine karşı geldiğinin farkındaydı. Fakat başka bir gerçek şekli arıyordu.

Acı çeken insanın bir şekilde acı yoluyla, kendi sınırlarını geçtiğini görmüştü. Bu Hristiyan mesajını Nietzsche tam tersine çevirecekti. İnsanların bir şekilde kendilerini toplulukta kaybettiklerini, kendinden geçirici, dönüştürücü bir deneyimde, bir grup deneyiminde bulduğunu göstermişti.
Herkesin yaşadığı acı bir şekilde, bu keyif verici deneyimle, hayatın teyidine, bu hayata, bu ana dönüşmüştü. Toplum sadece kolektif deneyimlerle dönüştürülebilirdi.

Wagner Tiyatrosu;
Dehasının tapınağı.

Bir gün Wagner’in Yüzük adlı operasını dinlemeye gelmişti. Tiyatronun bir devrim yerine, Avrupa’nın önde gelenleriyle doldurulduğunu görünce deliye döndü.
Ve radikal olarak gördüğü, cesur, yeni dünyanın doğuşunu harekete geçireceğini düşündüğü adamın, sadece kendi görkeminden mest olan, kendi halinde bir opera festivalinin kahramanı olduğunu gördü. Daha ortasında tiyatrodan hiddetle çıkmıştı. Nietzsche bir daha asla Wagner Tiyatrosuna geri dönmedi.

Artık acıyla nasıl cebelleşilir, işte onun peşindeydi. Profesörlükten istifa etmiş, göçebe bir yalnızlığın içine girmişti. Trenle geldiği, küçük, güzel bir İsveç kasabasında yürürken, aklına hayatımın en iyi fikri dediği şey geldi. “Şeytan kulağımıza eğilip, artık defalarca yaşayacağımızı söyleseydi, yine onu lanetler miydik yoksa onun bir tanrı ve kutsal olduğunu mu söylerdik.”

Bir ilişkinin sona ermesi ya da sevilen birinin ölmesi gibi başarısızlık olarak görebileceğimiz şeylere sahip olsak da, bu olayları tekrar yaşamaktan mutlu olmamız gerektiğine inanıyordu. Hataları, kusurları ve acıları, tamamın güzelliğine dâhil etmeyi öğrenmeliyiz. Öncelikle kim olmak istediğimize, hayatımızı nasıl yaşamak istediğimize karar vermeli sonra da yaptığımız seçimleri sevmeliyiz. Yani iyi ve kötü yönleriyle var oluşumuzu tekrar yaşama düşüncesi, hayatla barışık bir evet ile karşılanmalı. Acı kabul edilmeli ve yüzleşmeli. Hayatı dolu dolu yaşamak için acı çekme riskine girilmeli ve bu atlatılmalıydı diyecekti. Seni öldürmeyen şey güçlü kılan sözü onundur.

Âşık olmuştu. Adı Lou Salome’ydi. Yirmi bir yaşında Rus, akıllı, güzel ve onun fikirlerinden büyülenen bir kadındı. Nietzsche kendini kaybetmişti. Beraber çok güzel vakit geçiriyorlardı. Daha önce arkadaşı vasıtasıyla ona evlenme teklif etmiş ve reddedilmişti. Bu sefer kendi deneyecekti. Salome geleneksel ilişkilere karşıydı. Enerjik ve orijinal biriydi. Yanıtı yine hayırdı. Mahvolmuştu… İşte acı çekme felsefesini kendi üzerinde test etme zamanı gelmişti. Umutsuz haliyle kaçacaktı, kitapları satmıyordu. “Benliğimin en derinlerinde, sarsılmayan bir kara melankoli hâkimdi, diye niteledi”. Böyle Buyurdu Zerdüşt işte böyle yazılmıştır. Kendi kendinin üstesinden gelmenin ibret hikâyesiydi. Dağlar İsveç dağları, Zerdüşt kendisiydi.

Mutluluğu geleneksel olarak acının karşısında görürüz. Nietzsche için aştığınız engellerdir, acı mutluluk için fırsattır. Bir daha asla aşkı bulamadı. İyinin ve Kötünün Ötesinde kitabını yayınlayacak kimseyi bulamadı. Dinamit kadar tehlikeli kitabını kendi basmıştı.

1888’de yazdığı ilk mektuplarında megalomani ve deliliğe kaymaya başlamıştı. Torino’da ki evinden çılgınlar gibi ses çıkararak piyano çalıyordu, çırılçıplak. Bir gün meydanda, bir arabacının atını kırbaçladığını görünce, kollarını atın boynuna sardı ve ağlayarak yere çöktü. Hayatını insan merhametinin zayıflığını eleştirerek geçirmiş bir adamın, son aklı başında hareketi derin bir acımaydı. Bir hafta sonra akıl hastanesine kapatıldı. Son yıllarında ona kız kardeşi baktı. Evini müzeye çevirmiş, onu bembeyaz giydirmişti. Son zamanlarında ortaya çıkan notları her şeyi özetliyordu. “İnsanların nasıl yaşadığına, davrandığına, uğraştıklarına bakarsak, bebeklikten beri güç için uğraştıklarını görürüz. Gücün hepimiz için ortak görebileceğimiz bir ahlak olması gerekiyor diyecekti, fakat yayınlamayacaktı. Kendiyle çelişmiş, sonu babası gibi olmuştu. Nietzsche ölene kadar hiçbir şey yazmayacaktı.

Edebi vasisi kız kardeşi Elizabeth, kitapları güç istenci ismiyle bastıracaktı. Elizabeth bir Nazi destekçisiydi. Parti yetkililerinin gözüne girmeye çalışıyordu. 1934’te Adolf Hitler Nietzsche’nin öldüğü evini ziyaret etti. Elizabeth ona ağabeyinin bastonunu hediye edecekti. Tarihin en etkili propaganda filmi; 1934’te herkes Nünberg’te toplanmıştı. Adolf Hitler filme alınmasını emretmişti. Nietzsche’nin fikirleri bir Nazi egosuna dönüşüyordu. Buna iradenin zaferi dediler. Film Hitlerin bulutlardan inişiyle başlıyor. Zerdüşt’ün başı gibi, bir üstün insan dağlardan yeni ahlak anlayışıyla iniyor ve sürüsü onu selamlıyor. Üstün insan bir ahlak sistemi öneriyordu. Hitler aynen şöyle sesleniyordu;” Biz insanların yumuşamasını değil, insanların sertleşmesini istiyoruz.” Nietzsche bu günleri görecek kadar yaşasaydı, dehşete kapılırdı. Onun üstün insanı, sadece insanoğlunun sahip olduğu potansiyeldi. Her şey çirkin bir parodiydi. Son yazdığı satırlarda Nietzsche; “ Benim en derin düşüncem, en derin itirazım, annem ve kız kardeşim olduğunu itiraf ediyorum, diye yazacaktı.” Sanki geleceği görmüştü. Kötülüğün en sevdiği şey boşluktur… Gelecek için son sözü son insanlar olacaktı. Son cümleleri ise; Son insanlar çekingen bir vasatlık içinde, narsist olarak yaşayacaklar. Boşluğa yeterince uzun bakarsanız, boşlukta size bakacaktır.

Gazedda'dan haberdar olmak için takipte kalın...

Takipten çık
Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin

Yaşamış, yaşayan, yaşayacak insanlık için. Fikirler topraklardan, insanlar bayraklardan değerlidir.

Geceleri insanın elinden alamazlar 🌗 Tevfik Aytekin
GAZEDDA YAZARLARI

Geceleri insanın elinden alamazlar 🌗 Tevfik Aytekin

Gazedda
25 Mart 2023
0

İnsan kendini denetledikçe müdahale etme isteğini dizginlediği de oluyor. Hatta bu her şeyin ve insanların doğasında bir türden eylemsizliğe geçiş gibi de görülebilir. Fakat insan dünün tutsağı olmadığı gibi şimdi...

Okumaya Devam Et
Yürekte bir yakarışa benzer 🔪 Tevfik Aytekin
GAZEDDA YAZARLARI

Yürekte bir yakarışa benzer 🔪 Tevfik Aytekin

Gazedda
25 Mart 2023
0

İnsan bazen eskiden olduğu ve artık olmadığı kişinin yasını da tutarmış. Zaten ayrılık dediğimiz şeyin acısı, aslen insanın kendisinden ayrılıyor oluşunun acısı değil midir? Sonra insanın yüreğinde cızırdayan bir affedişin...

Okumaya Devam Et
Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
16 Mart 2023
0

Köşe yazısı fotoğrafın altından itibaren başlamaktadır. Fotoğraf : Gazedda Kolektif / AI Art Bir hikâye hatırlıyorum. Dedemin anlattığı bir hikâye. Bir çay hikâyesi. Elbet bir yerlerden edindiği bir hikâyeydi. Yoksa...

Okumaya Devam Et
İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
14 Mart 2023
0

Köşe yazısı fotoğrafın altından itibaren başlamaktadır. Fotoğraf : Gazedda Kolektif / AI Art İnsan, hastanelerin soğuk hava depolarındaki ölülerden her zaman korkmuştur. Tıpkı avcısının ıslığını bekleyen sığırcık kuşu gibi aniyse...

Okumaya Devam Et
Kozmosun evladı Marx | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

Kozmosun evladı Marx | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
14 Mart 2023
0

Köşe yazısı fotoğrafın tam altından itibaren başlamaktadır. Fotoğraf : Gazedda Kolektif / AI Art Pi sayısı 3.14, sonsuza kadar devam eden bir sabittir. Pi sayısının tersine benzerliğiyle anılabilecek, tamamen bilim...

Okumaya Devam Et

YAZARLAR

Bütün bunları Elam mı yaptı? | Halil Karapaşaoğlu
Halil Karapaşaoğlu

Bütün bunları Elam mı yaptı? | Halil Karapaşaoğlu

Halil Karapaşaoğlu
30 Mart 2023
Size bağış da yok, bağışlama da! | Mustafa Onurer
Mustafa Onurer

Size bağış da yok, bağışlama da! | Mustafa Onurer

Mustafa Onurer
28 Mart 2023
Bir seçim yazısı ya da “bizi tüm kurtaracak olan…”[*] – Sibel Özbudun
Sibel Özbudun

Bir seçim yazısı ya da “bizi tüm kurtaracak olan…”[*] – Sibel Özbudun

Sibel Özbudun
26 Mart 2023
Çalıyor

21 Dakika: Şampiyon Melekler Takımı | Video

“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

21 Dakika: Şampiyon Melekler Takımı | Video

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Sansürsüz | Nuri Sılay | Tevfik Aytekin #kıbrıs #türkiye #seçim #akp #tatar #erdoğan

SANSÜRSÜZ
“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

DÜNYA
Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

SANSÜRSÜZ
‘Hükümet istifa’ demek suç değil görevdir

Yas Evi | GAİN Orijinal Belgesel | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Mağusa’nın en büyük acısı | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

DÜNYA
Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

DÜNYA
İlk resmî rapor | 33 bin 143 bina ağır hasarlı, 153 bin 506 daire derhal yıkılmalı

Kader Planı: Antakya | Video Haber

DÜNYA
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Isias’ta hayatını kaybeden Hayal’in ailesinden ‘AFAD’ çıkışı: 6. güne kadar göremedik | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ

Twitter’da takip et

Tweetlerim

Instagram

Takip et

  • Sansürsüz
  • Atanmış Cumhurbaşkanı Tatar, “Biz Kıbrıs’ta eşit ortağız. Kıbrıs Cumhuriyeti’nde de eşit ortak kurucuyuz. Osmanlı döneminden beridir Kıbrıs’ta Türk varlığını yaşatıyoruz” dedi. Osmanlı’dan adayı kiralayan İngiltere’nin Kıbrıs’tan çekilirken adayı Türkiye’ye bırakması gerektiğini ancak bunu yapmadığını kaydeden Tatar, bu süreçte adada sorunlar yaşanmaya başladığını belirtti.
  • 27 Mart Dünya Tiyatro Günü kutlu olsun. Devlet Tiyatrosu
  • Yakanızdayız! #isiasadaletnöbeti
  • 27 MART DÜNYA TİYATRO GÜNÜ

“Bu büyük seçme çağında sanat da seçimini yapmalıdır. Sanat ya körü körüne bir inanışla kaderini bir azınlığa bağlar ve onun aracı olur ya da çoğunluğun tarafını seçerek kaderini ona bağlar. Ya insanları boş düşlere sürükler ve onları uyutur, bilgisizliği artırır; ya da gerçeklere yönelip bilgiyi çoğaltır. Ya yıkıcı yanı ağır basan güçlere ya da yapıcı ve ileri güçlere seslenir.”

Bertolt Brecht
  • Fransa
  • Nuri Sılay ile Tevfik Aytekin
  • 🟣 21 Mart Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Gününde, Mülteci Hakları Derneği olarak ırkçılık ve ayrımcılığa karşı sesimizi yükseltiyoruz!

🟣 MHD olarak sizi, Irkçılık Karşıtı Ağ ile tüm Irkçı, ayrımcı ve ötekileştirişi, politika, tutum ve davranışlara karşı mücadele etmek için aramıza katılmaya davet ediyoruz.

-------

🟣 As the Refugee Rights Association, we raise our voices against racism and discrimination on March 21, International Day for the Elimination of Racial Discrimination!

🟣 We invite you to join us with Network Against Racism to fight against all racist, discriminatory, and marginalizing policies, attitudes, and behavior!

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Demirtaş’tan Erdoğan’a: Yol yakınken siyaseti bıraktığını açıkla, ülke nefes alsın

Erdoğan: Akkuyu Nükleer Santrali’nin açılışına Putin gelebilir

12 saat önce
İsviçreli kadınlardan AİHM’de dava: Hükümetin iklim değişikliği politikası yaşam hakkımızı ihlal ediyor

İsviçreli kadınlardan AİHM’de dava: Hükümetin iklim değişikliği politikası yaşam hakkımızı ihlal ediyor

14 saat önce
Birleşik Krallık, iklim değişikliğinin artan etkilerine karşı ‘çarpıcı şekilde’ hazırlıksız

Birleşik Krallık, iklim değişikliğinin artan etkilerine karşı ‘çarpıcı şekilde’ hazırlıksız

14 saat önce
Dünyanın dört bir yanında yüzlerce deniz canlısı neden karaya vuruyor?

Dünyanın dört bir yanında yüzlerce deniz canlısı neden karaya vuruyor?

14 saat önce
Guardian’dan ‘kölecilik geçmişi’ nedeniyle özür

Guardian’dan ‘kölecilik geçmişi’ nedeniyle özür

14 saat önce
Gazedda

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.