ABD’nin Lefkoşa Büyükelçisi Kathleen Doherty, Kıbrıs Haber Ajansı’na (KHA) Kıbrıs’la ilgili konferansın sorunu çözmek için ‘yıllardan beri en iyi fırsat’ olduğunu söyledi.
ABD, çarşamba günü Crans Montana’da yeniden toplanacak olan Kıbrıs’la ilgili konferansın, Kıbrıs sorununu çözmek için yıllardan beri en iyi şans olduğuna inanıyor, müzakere masasında bu hafta harekete geçme zamanı olduğuna işaret ediyor.
Kıbrıs Haber Ajansı’na bir demeç veren ABD’nin Lefkoşa Büyükelçisi Kathleen Doherty, müzakerenin her zaman dengelerde zorlandığını belirtti ve garantörler dâhil tüm taraflardan tamamen işbirliğine gitmelerini, masaya samimi, iyi niyet ve uzlaşma ruhuyla gitmelerini istedi.
Kıbrıs barış sürecinde ABD’nin rolüyle ilgili olarak Büyükelçi, BM ve liderlere yardımcı olmak için uygun zaman ve uygun şekilde hareket edip, desteklemeye hazır olduğunu belirtti.
Kıbrıs’ın haklarını en iyi şekilde korumanın ve Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesindeki kaynakları paylaşmanın adil ve kalıcı bir çözümle mümkün olabileceğine işaret eden Büyükelçi Doherty, hidrokarbon gelişmesinin işbirliği için bir teşvik olması gerektiğini, ancak bu konunun bölgede ve başka yerlerde gerginlik kaynağı olabileceğini kaydetti.
Kıbrıs’ı dengesiz bir bölgede stratejik ve istikrarlı bir ortak olarak tarif eden Kathleen Doherty, Kıbrıs’la ilgili konferanstan beklentilerinin ne olduğu sorusunu, “Yeni ABD yönetimi, adayı, iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon şeklinde yeniden birleştirmek için Kıbrıslıların yürüttüğü, BM gözetimindeki sürece ABD’nin güçlü desteğini tekrarlamıştır” şeklinde yanıtladı.
Büyükelçi Doherty, şöyle devam etti:
“Kıbrıslı liderlerin yaptığı kayda değer ilerleme temelinde biz hala kalıcı ve kapsamlı bir çözüm için yıllardan beri bu zamanın en iyi şans olduğuna inanmaktayız.
Biz, ABD olarak, garantörler dâhil tüm taraflardan, tüm Kıbrıslıların yararına olacak bir çözüme ulaşılması için liderlerin iki yıldan beri gösterdiği aynı esnekliği ve yaratıcılığı göstermelerini istiyoruz. Müzakereler yapılırken her zaman bir alanda diğerine kazanımlar sağlamak için dengeler zorlanıyor. Başarılı müzakereler her iki tarafın yararına olur. Biz, ABD olarak, garantörler dâhil tüm taraflardan tamamen işbirliğine gitmelerini. Masaya samimi iyi niyet ve uzlaşma ruhuyla gitmelerini istiyoruz.
Siyasi bir çözüm elde etmek için ne yapılması sorusuna ABD Büyükelçisi, “Eğer tüm taraflar masaya iyi niyet ve uzlaşma ruhuyla gelirlerse olur. Ama eğer biri müzakerelere, bir anlaşmanın tamamen diğer tarafa bağlı olduğu yaklaşımıyla gelirse, çok zor olur. Çünkü müzakereler böyle başarıya ulaşmaz.”
“Günün sonunda bütün Kıbrıslıların anlaşmanın, eğer ulaşılırsa, kendileri, çocukları ve adanın geleceği için iyi olacağına karar vermeleri gerekir. Uluslararası toplum destek için orada olacaktır” diyen Büyükelçi Doherty, Anastasiadis’in, ABD Başkan Yardımcısı’nın, ABD adına devam eden müzakerelere daha etkili müdahale için katkıda bulunmak amacıyla kendisiyle kişisel olarak temas kurmaya hazır olduğu yorumunu değerlendirmesini isteyen soruyu da şöyle yanıtladı:
“Başkan Yardımcısı buradaki karmaşık konuları anlıyor. Adanın iki bölgeli, iki toplumlu olarak yeniden birleşmesi için müzakerelerde ABD’nin var olan desteğini tekrarlamıştır. Ancak biz müzakere masasında değiliz. Görevimiz, P5 dâhil diğer uluslararası ortaklarla birlikte süreci desteklemek, liderlere ve BM’ye uygun zamanda uygun şekilde yardımcı olmak için harekete geçmeye hazır olmaktır.
ABD, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölgesindeki kaynaklarını geliştirme haklarını tanımaktadır. Adanın petrol ve gaz kaynaklarının, tam bir anlaşmada iki toplum arasında eşit şekilde paylaşılması gerektiğine inanmaya devam etmektedir.
Tüm bunları yapmak, Kıbrıs’ın haklarını korumak ve kaynaklarını paylaşmak Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir çözümle mümkün olur. Yeniden birleşmiş bir Kıbrıs tüm Kıbrıslılara adanın kaynaklarından faydalanmalarını sağlayacaktır. Enerji şirketleri riskleri azaltmak ve uzun vadeli planlar için istikrarlı ve güvenilir siyasi ve ekonomik ortamları tercih ederler. Kıbrıs’ın, şirketlerin yatırımlarına güvenilir şekilde geri dönmeleri koşullarını yaratmaya devam etmesi önemlidir.
Biz gerçekten bütün ortaklarla birlikte bölgedeki gerginliği artıracak hareketleri caydırmak için her şeyi yapacağız.”
Türkiye’nin, Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’ndeki faaliyetlerini ve bir çözüme katkıda bulunmayı arzuladığı yönündeki açıklamalarını nasıl izah ettiği sorusuna Büyükelçi Doherty, hidrokarbonlarla ilgili gelişmenin işbirliği için bir teşvik olması gerektiğini, maalesef zaman zaman hidrokarbon sorununun bölgede gerginlik kaynağı olduğu yanıtını verdi.
Böyle durumlarda tüm tarafların ılımlı hareket etmesi gerektiğini, daha büyük hedeflere odaklanmanın da önemli olduğuna, Crans-Montana’ya giden tüm tarafların kamuoyuna, Kıbrıs’ta adil, uygulanabilir ve kalıcı bir çözümü desteklediklerini belirttiklerine, hareket zamanının bu hafta müzakere zamanında geleceğine dikkat çekti.
İkili ilişkilerin ve hangi alanlarda bunun artırılabileceği sorusunu ABD Büyükelçisi şöyle yanıtladı:
“İkili ilişkiler güçlü ve daha güçlü büyümektedir. Kıbrıs sıkıntılı bir bölgede stratejik ve istikrarlı bir ortaktır. Ekonomi, eğitim ve güvenlik konuları dâhil bir dizi konuda işbirliği yapmaktayız. Kıbrıs şirketler için de artarak cazip bir yatırım ülkesi haline gelmiştir. 2016 ABD yatırımlarının korunması için bir dönemdi.”
Hard Rock International ve Kıbrıs’ta fırsatlar arayan petrol ve gaz şirketi ExxonMobil dâhil ABD şirketlerinden de söz eden Büyükelçi Doherty, American-Hellenic Hull gibi başka yerlerde konumlanan diğer ABD şirketlerinin de adada konumlandıklarını, çünkü Kıbrıs piyasasında potansiyel olduğunu bildiklerini söyledi.
ABD Büyükelçisi, özel sektörün, ayrıca hükümetin özel şirketlerin ihtiyacı olan ortamı yaratmalarının önemine de işaret etti; “Yatırımcılar paralarını ve yeteneklerini alarak daha düşük siyasi risk ve yüksek belirsizliğin olmadığı yere götürmek istiyorlar” şeklinde konuştu.
Büyükelçi Doherty KHA’na medeni yargılamanın modernleştirilmesi ve uzman mahkemelere izin vererek adli sistemin verimliliğinin artmasının sağlanabileceğini, bunun da dünya genelinde yatırımcılar açısından olumlu gelişme olarak görüldüğünü anlattı.