86 yıl önce bugün, önemli İtalyan Marksist teorisyen, entelektüel ve İtalyan Komünist Partisi liderlerinden biri olan Antonio Gramsci öldü.
Hayatı, komünizmi yasaklayan ve Gramsci’yi tutuklayan faşist Benito Mussolini rejimi tarafından kısa kesildi. 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve 27 Nisan 1937’de öldü. Zamanının en büyük entelektüellerinden biri olmasına rağmen Gramsci’nin fikirleri faşist hükümet tarafından tehdit olarak görüldü.
Duruşması sırasında savcı, mahkemeyi “bu beynin çalışmasını yirmi yıl süreyle engellemeye” çağırdı ve Mussolini bile Gramsci’nin güçlü zekasını kabul etti. Hapishanede kaldığı süre boyunca Gramsci, daha sonra Marksist teoriye önemli bir katkı olacak olan “Hapishane Defterleri” adını alacak olan yazılarıyla 30’dan fazla defter doldurdu.
Gramsci’nin en dikkate değer teorilerinden biri, yönetici sınıfların kitleler üzerindeki gücünü ideolojik ve kültürel yollarla nasıl sürdürdüklerini açıklayan “kültürel hegemonya” teorisiydi.
Antonio Gramsci’nin Marksist teoriye katkıları geniş çapta incelendi ve tartışıldı ve fikirleri bugün geçerli olmaya devam ediyor. Kapitalizmdeki kültürel hegemonya ve organik krize ilişkin içgörüleri, modern toplumlardaki güç dinamiklerini ve toplumsal değişimi anlamak için değerli araçlar sağlıyor.
red media|gazedda