Yıllar önce, kim olduğum ile ilgili çok fazla bir fikrim olmadan yaşadığımın farkındalıksızlığında, bir yaprak gibi süzülme halindeydim. Tabii ki yaş olarak belki bu normaldir diyeceksinizdir. Ya da hepimiz de buna inandırıldık belki de. Peki bu noktada bu gerçek değilse ve aslında kurduğumuz daha doğrusu kuramadığımız ve geliştiremediğimiz eğitim sistemlerini değiştirmiş olsaydık, bizler acaba gerçekten de yirmili yaşlarda o şekilde mi yaşamak zorunda olurduk?
Oysa ki çocuklar eğitim alırken, kendilerinin farkında, kendilerini hissedebildikleri, nefes ve bedenlerinin farkında, zihinlerinin farkında, hayatta neyin önemli olduğunun, gerçek başarının ne olduğunun ve kendi değerleri ile ilgili net bir farkındalık içinde bir eğitim sisteminden geçseler, bu nasıl olumlu durumlara sebep olurdu?
Bugün halen daha okullarımız sırf yaz tatilleri ve öğlene kadar işleyecekleri için öğretmenlikle yakından uzaktan alakası olmayan bireylerle dolu. Tabi ki onları suçlamak için söylemiyorum bu durumu. Daha ziyade çarpık sistemimizden bahsediyorum. Sistemin özel sektörü veya bireylerin kendi üretimini desteklemeyen bir sistem olduğundan bahsediyorum. Sistemin nasıl da bireyleri yanlışa doğru yüreklendirdiğinden bahsediyorum.
Burada ailelere de birşeyler söylemek istiyorum. Her bir kişi kendini gerçekleştirmek için buradadır. Ailelerin gerçekleştiremedikleri hayallerini gerçekleştirmek için var olmaz çocuklar. Yine bu farkındalığa davet çağrısı. E
Eğitim sistemlerindeki matematik, fizik vesaire gibi çalışmalara verilen önem ki bu gereklidir, ancak ayni derecede sanata da verilse bugün toplumumuz nasıl bir halde olurdu? Peki aslında gerçekten hayatı yaşayabilmeye ve bireylerin mutlu bir hayat yaşayabilmeleri için eğitimdeki değişime önem verseydik, bugün yine toplumumuz ne halde olurdu? Bunları gerçekleştirmek bu kadar da zor olmasa gerek.
Ama tabii ki samimiyet devreye girince işler değişiyor. Yaptıkları işte samimi olmayan bireylerin sistemi kurduğu ve yönettiği bu düzenekte, tabi ki de bireylerin mutluluğu, zihinsel sağlık ve toplumun yüceltilmesi, kalkındırılması önemli olmuyor; konu bile olamıyor. Peki ya bu noktada bizler ne yapabiliriz? Bunun farkındalığında olan bizler nasıl bir değişim yaratabiliriz? Sistemin değişimine nasıl bir katkı koyabiliriz?
Önce ben kendimi tanımak, bilmek ve gerçekleştirmekle yükümlüyüm. Ancak ‘Ben’ gerçekleştiğinde ‘Biz’ bilinci doğabilir. ‘Biz’ bilincinin gelişebilmesi ve toplum olarak bütünlük yakalayabilmek, değişimi toplum olarak ele almak için neler yapabiliriz? Önce ‘Ben’ gibi basit bir denklemden ‘Biz’ olmayı öğrenmek nasıl mümkün olurdu? Sen kendi katkını önce kendin için sonra da toplum için nasıl koyabilirsin?