1974 öncesi Kıbrıs Cumhuriyeti’nden kalan Serhatköy barajıyla alakalı geçen kırk dokuz senede herhangi bir bakım ve iyileştirme yapılmadığı için, barajın alt tabanı kille dolmuş ve barajdaki suyla beslenen köylerdeki kuyulara su ulaşmıyordu.
Kil tabakası kuyulara giden altyapı yollarını tıkamıştı. Sonrasında yapılan çalışmalarla tespitler yapılmış fakat yine de dip tabakadaki kil temizlenmemişti.
Serhatköy barajı yaklaşık yedi köydeki kuyuları besliyor. Köylüler tarım ve hayvancılık faaliyetleri için taşıma suyu kullanmak zorunda kalıyor ve üretimlerini etkileyen bu süreçte hem yerel üretimin zayıflamasına hem de köylülerin ekonomik hayatının kötüye gitmesine sebep oluyor.
TEMA Vakfı Türkiye için şiddetli kuraklık uyarısını yineledi.
Türkiye’den Kıbrıs’a su gelmesini savunan proje zamanında, uzmanlar suyun yerinde kullanılmasının önemini, gelecek su yerine kendi su kaynaklarımızın etkin kullanımının iyileştirilmesiyle mücadele ederek daha yaşanabilir, çevreci bir doğaya kavuşacağımızdan bahsediyordu.
O dönem yapılan tartışmalarla konunun uzmanlarını Türkiye düşmanı ilan ederek sorunu çözeceğini düşünen politikacılar, şimdi derin bir kuraklıkla bizleri karşı karşıya bırakmış durumda.
TEMA Vakfı yaptığı uyarıda:
Geçtiğimiz günlerde Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi (BUSKİ) tarafından Nilüfer Barajı’nda su kalmadığı, Doğancı Barajı’nda ise doluluk miktarının %24’e gerilediği açıklandı.
Doluluk oranı %9’lara kadar düşen Yalova Gökçe Barajı’nda ise son günlerde yaşanan yağışlar sayesinde oran %25’lere kadar yükseldi.
1 Mart 2023 itibariyle Ankara’nın baraj doluluk oranı %25,37 iken İstanbul’un baraj doluluk oranı ise %35,38 seviyelerinde.
BARAJLARDA BULUNAN SU MİKTARLARI GEÇEN YILDAN DAHA DÜŞÜK DÜZEYDE VE KENTLERİN SU İDARELERİ YURTTAŞLARA TASARRUF ÇAĞRISINDA BULUNMAYA BAŞLADI.
Plansız kentleşme/sanayileşme faaliyetleri, yüksek su tüketen sanayiler, tarımda hatalı ürün deseni ve kontrolsüz sulama, kayıp ve kaçakların giderilmemesi gibi sebepler su yönetiminde yapılan önemli yanlışlar sıralamasında öncelikli yerlerini korumaya devam ediyor.
Canlıların yeterli ve nitelikli suya erişiminin sağlanabilmesi, su kıtlığının önüne geçilebilmesi için hem koruma hem de tasarruf politikalarını birlikte hayata geçirilmedir.
Bir yandan su havzalarını, yer üstü ve yer altı su varlıklarını korumalı, kayıpları önlemeli diğer yandan ise su kullanım alışkanlıklarında değişikliği sağlayacak tasarruf tedbirleri acilen alınmalıdır.
Tüm karar vericileri su varlıklarımızı koruma, sürdürülebilirliğini sağlama konusunda gerekli politikaları ve mevzuatı üretmeye, tüm halkımızı da gereksiz su kullanımından kaçınarak tasarruf etmeye davet ediyoruz!