“Taşeron şirketleri zengin edecek ama çalışanların iş güvencesini yok edecek planlar yapıyorlar… İzin vermeyeceğiz, gerekirse üretimden gelen gücümüzü kullanacağız!”
Kıvanç Eliaçık
Sendika.org
Birleşmiş Milletler’in ücret kesintisi kararı üzerine BM kurumlarında çalışanları temsil eden sendikalar grev çağırısı yaptı. Uyarı amaçlı düzenlenen ‘iş bırakma eylemi’ sırasında Cenevre’de bulunan Palais de Nations binasında sloganlar yankılandı. 16 Haziran’daki grev provası pek çok üst düzey toplantının ertelenmesine neden oldu.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Uluslararası Göç Örgütü (IOM), Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) gibi kuruluşların duvarlarını grev afişleri süslüyor. Aralarında bilim insanlarının, eski devlet yöneticilerinin ve yüksek maaşlı uzmanların bulunduğu çalışanlar koridorlarda sendika önlükleriyle dolaşıyor.
Her şey Uluslararası Kamu Hizmetleri Komisyonu’nun (ICSC) önerdiği %7.5lik ücret kesintisiyle başladı. Verimlilik değerlendirmesi raporunun ardından ‘kaynaklarda azalma’ gibi gerekçelerle BM Cenevre ofislerinde ücret kesintisi kararı alındı.
Ücret kesintisi daha başlangıç
Uluslararası kurumlarda örgütlü sendikaların, derneklerin ve işyeri konseylerinin oluşturduğu“Uluslararası Personel Sendikaları ve Dernekleri Koordinasyonu”nun (CCISUA) yayımladığı bildiri şöyle diyor: “Bizi burada çalışmaya teşvik eden maaş bordroları değil; BM bayrağı altındaki ayrıcalıklı koşullardır. Çok ağır şartlar altında çalışıyoruz ve bazen hayatlarımızı tehlikeye atıyoruz.” BM çalışanları sendikalarına göre bu karar BM’de çalışmanın cazibesini yitirmesine neden olacak ve BM hizmetlerinin niteliğini etkileyecek.
BM çalışanlarının belli bir yaşam standardı var. Sendikalar bu standartları korumak için İsviçre’deki yüksek vergilerin, kiraların ve özellikle yeni evli çiftler için bakım ve eğitim giderlerinin dikkate alınmasını istiyorlar. BM sendikaları ücret kesintisine neden olan raporların hesap hatalarıyla dolu olduğunu söylüyor. Malum, üyeleri arasında Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) ve IMF gibi kurumlarda çalışan ünlü araştırmacılar var.
Sendikalara göre ücret kesintisi bir dizi tasarruf tedbirinin ilk parçası. Sırada “idari faaliyetlerin off-shore edilmesi (deniz-aşırı taşeron)”; “bilgi haberleşme teknolojilerinde hizmet alımı (dijital taşeron) ve “yerel personelin sözleşmelerinin güncellenmesi (yerel taşeron)” gibi adımlar var.
Bu nasıl darboğaz?
CCISUA’nın açıklamalarına göre; “darboğazdayız” diyerek işçi ücretlerinde kesinti yapmak isteyen BM diğer yandan da 1 milyar dolarlık yeni bir bina inşa etmeyi planlıyor. Bazı BM ajansları da sermaye artırımı ve yeni taşınmazlar edinme gibi yakın vadeli hedeflere sahip.
“BM çalışanları grev yapabilir mi?” sorusuna Flaherty Law Group’un yanıtı: ‘Kesinlikle Evet’. “BM personel yönetmeliğinde zikredilmemiş olsa da ‘grev hakkı’ uluslararası sözleşmelerce ve uluslararası mahkemelerce kabul edilmiş temel bir haktır. Örgütlenme hakkının ayrılamaz bir parçasıdır. Çalışanların kurum yönetimlerini eleştirmek için greve gitmeleri ifade özgürlüğünün doğal bir öğesidir.” BM çalışanları daha önce 1977’de 8 günlük bir grev düzenlemişti. Grev sendikaların ücret artışı taleplerinin kabul edilmesiyle sonuçlanmıştı.
“Üretimden gelen gücümüzü kullanacağız”
Grevi tetikleyenin ücret kesintisinden çok BM’deki siyasi dönüşüm olduğunu söyleyebiliriz. Büyük bağışçılar artık ‘barış’, ‘uluslararası yardımlaşma’, ‘uluslararası standartlar’ gibi konulara para harcamak istemiyor. Bazı hükümetler faaliyetlerin kadrolu çalışanlar yerine taşeron şirketler aracılığıyla yürütülmesini istiyor…
Bakmayın dünya siyasetinin zirvesinde yüksek maaşlara çalıştıklarına onlar da taşeronlaşmaya ve güvencesizliğe karşı direniyorlar.
“Birleşmiş Milletleri şirket gibi yönetmek istiyorlar… Tasarruf tedbiri olarak akıllarına ilk gelen fikir maaşları azaltmak… Taşeron şirketleri zengin edecek ama çalışanların iş güvencesini yok edecek planlar yapıyorlar… İzin vermeyeceğiz, gerekirse üretimden gelen gücümüzü kullanacağız! Bu grev dünyayı sarsacak!”