Komplike düşünceler ve davranışlar, kişinin kendi özüyle yaşadığı ayrışmayı gösterir. İnsan kendi özüyle ayni hizada olmadığında, akışta olmak yerine kontrolde, huzurlu olmak yerine rahatsız, sakin olmak yerine gergin hisseder. Genelde kendisini yanlış insanlarla yanlış ortamlarda yanlış işlerin peşinde koşarken bulabilir. Ayak uydurmaması gereken şeylere ayak uydurup, kabul etmemesi gereken şeyleri kabul eder, kendine verdiği değerde yanılsamalarla dolu bir bilinçten hayatı deneyimler.
İnsanın bu noktada yapması gereken fakında olmak. İnsanın mutsuz olmak için tasarlanmış, dünyaya eziyet çekip, mutsuzluğu deneyimlemek için gelmiş bir tür olduğuna inanmıyorum. Ancak bugün çoğumuz stresin kronik bir hal aldığı, yapmak istemediğimiz işleri yaptığımız, olmak istemediğimiz kişilere büründüğümüz, yalnız kalamamak uğruna yaşamak istemediğimiz ilişkiler yaşarken buluyoruz. Hastalıklar alıp başını gitmiş, insan kendi gücünü dış faktörlere devretmiş ve çoğumuz bunun normalitesinde yaşamayı seçmişizdir.
Bu noktada pandeminin bize kattığı şeyleri düşündüğümüzde aslında eksileri kadar artılarını da görebilmemiz mümkündür. Belki de ilk defa gerçek anlamda sorguluyoruz. ‘Güç kimde? Hayatımın kontrolü kimde? Gerçekten de olmak istediğim insan bu mu? Her gün uyanıp bu işe mi gitmek istiyorum? Bu ilişki gerçekten de benim için uygun mu?’ Bir çoğumuz bu soruları pandemi sayesinde hayatımızda soruyoruz. Ancak sokağa çıkma yasaklarının kalkmasıyla, tekrardan ‘normal’ hayata dönmüş gibiyiz. Ama gerçekten de öyle mi? Yoksa artık içimizde geri dönüşü olmayan bir uyanış mı başladı? Bir çoğumuz bir şey olmamış, fark etmemişiz gibi hayatına tekrardan kaldığı yerden devam eder gibi görünüyor. Ancak durum gerçekten de böyle mi? Bu süreçte kendi hayatımıza veya dünyaya dair farkettiklerimizi unutabilir miyiz gerçekten de ve unutabilseydik unutmak ister miydik?
Kendi özüyle ayni hizada olmayanlarımız için özellikle çok aydınlatıcı bir dönemin başlangıcıdır pandemi süreci ve bu süreç elbette yıkımlar getirmiş olsa da yeni başlangıçlar dönemidir de, hem bireysel hem toplumsal hem de dünyevi değişimlerin başlangıç dönemi. Önemli olan bir durumun tüm negatiflerini görürken tüm pozitiflerini de görebilmek. Bazen hayat bizi kendimize getirmek için elindeki tüm kozları kullanmayı seçiyor olabilir mi?