Bu gelişen teknolojik çağda, hayat daha da hızlanırken, modern insan kendisine daha da az vakit ayırmakta ve kendi özümüzden kopma riski gün geçtikçe daha da artmaktadır. Bu hızla gelişen çağda, her birimizin hayatına, kendine ayırdığı sessiz vakitlerinin olmasının faydasını ve önemini daha da vurgulamak gerektiğini düşünüyorum. Evet, insanlık olarak bir sürü olumlu gelişmelere ve buluşlara şahitlik ediyoruz, ancak bu durumun bize getirdiği veya getirebileceği olumsuz etkilerin de farkında olmak gerekiyor.
Klasik Meditasyon, kendimize zaman ayırdığımız bir sessizlik halidir. Bu sessizlik halinin bize uzun vadede sağladıkları, koyduğumuz çabaya oranla kıyas kaldırmaz. Her gün nasıl ki yemek yemek hayatımızın bir parçası ise, meditasyon da zamanla hayatımıza bu şekilde yerleşmeyi başarırsa, kişi hem fiziksel, hem ruhsal hem de zihinsel sağlığında kendi en yüksek potansiyelini deneyimleme yönünde çok büyük oranda ilerleme kaydetmeye başlar. Yapılan bilimsel araştırmalara göre, 8 hafta düzenli yapılan bir meditasyonun ardına, beyinde ciddi oranda olumlu değişimler saptanmıştır.
Bugün günümüz insanın meditasyonu hayatına almakta zorlanmasının altında yatan geçerli sebepleri vardır. Zihinlerimizin inanılmaz derece aktif olması, meditasyonu benimseyememizin ve hayatımıza yerleştiriyor olamamızın başlıca sebeplerindendir. Zihinlerimizin bu kadar aktif olmasına sebep olan başlıca sebeplerinden biri, disfonksiyonel nefes alışkanlıklarımızdır. Bugün bir çoğumuzun disfonksiyonel nefes alışkanlıkları, hiç farkında olmasak da hayatlarımızı ciddi oranda olumsuz etkilemektedir.
Çok aktif bir şekilde çalışan yoğun bir zihin de bu etkilerden bazılarıdır. Dolayısı ile kişi, öncelikle disfonksiyonel nefes alışkanlıklarını iyileştirmeye odaklanmalı ve daha sonra da meditasyon ile nefes çalışmalarını beraber yürütmeyi hedeflemelidir. Disfonksiyonel nefes alışkanlıklarımızı iyileştirmeden, meditasyon bireye tam bir işkence gibi gelebilir ve zihninin gürültüsünden bir an önce kaçıp kurtulmak isteyip meditasyonu daha hayatına alamadan çıkarmak isteyebilir.
Özellikle ciddi oranda disfonksiyonel nefes alışkanlıklarımız var ise, bunlarla çalışmak ve daha fonksiyonel nefes alışkanlıkları kazanmak bu yolda birincil önceliğimiz olmalı. Böylelikle zamanla birey, meditasyonu hayatına düzenli bir şekilde almaya daha hazır olur. Meditasyonun faydalarını deneyimledikçe de, hayatına yeni bir alışkanlığı kolaylıkla adapte etmiş olur ve meditasyonun kendisine sunacağı meyvelerin tadını çıkarabilir.