Gerçek Gündem gazetesinden Nazlı Eda Piyade, Kıbrıs’ın kuzeyindeki ‘kaset şantajı’ hakkında Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr.Ceren Sözeri ve Avukat Selin Nakipoğlu ile bir röportaj yaptı. Röportajda, videonun basında yer buluşu ve haber dilinde ‘kadın’ı ve şantaj suçuna karşı haklar konuşuldu.
Atanmış Başbakan Ersan Saner hakkında sızdırılan cinsel içerikli videonun haberleştirilmesine ilişkin konuşan Doç.Dr. Ceren Sözeri, “Neyin suç olduğu ülkedeki otoriter sisteme göre değişse de neyin etik olacağı konusu gazetecilik açısından çok da muğlak değil” diyor. Avukat Selin Nakipoğlu ise çoğunlukla kadınların maruz kaldığı bu suç karşısında savcıların ve hâkimlerin hızlı hareket etmesinin önemine dikkat çekiyor.
“Kamuyu ilgilendirecek bir nitelik taşıyorsa haberleştirilebilir”
Galatasaray Üniversitesi’nden Doç.Dr. Ceren Sözeri, sözlerine bu hatırlatmayı yaparak başlıyor:
“Siyasilerin özel yaşamı kamuyu ilgilendirecek bir nitelik taşıyorsa haberleştirilebilir. Kamu kaynaklarını kullanarak özel yaşamında harcama yapmadıysa özel yaşamıdır. O bilginin öğrenilmesinde toplum yararı söz konusuysa, ortada bir yolsuzluk, bir işin ihmali, nepotizm, görevi aksatma varsa bu kamuyu ilgilendirir.” “Kişilerin özel yaşamı, halkın özel yaşamına dair çelişkiler barındırmıyorsa haber değeri taşımaz” diyen Sözeri, Akdeniz kültüründe bunun farklılaştığını söylüyor: “Siyasilerin yaşamı siyasetin konusu haline gelebiliyor.”
Sözeri, “Örneğin bir siyasetçinin eşini aldatması yalnızca eşini ilgilendirirken, aldatma eylemi sırasında ortaya çıkan faturalar kamu kaynaklarından ödeniyorsa bu toplumu ilgilendiren bir konu haline gelebilir” dese de bunun gerçekten her zaman böyle olmadığını belirtiyor.
‘Dijital yolla erkek şiddeti ile mücadele kolay değil’
Birçok örnekte karşımıza çıktığı gibi özel hayatın ihlali suçuna en çok maruz kalanın kadınlar olduğunu hatırlatan Nakipoğlu, “Esasen bu suçların daha çok erkekler tarafından işlendiğinin ve kadınların hayatının cehenneme çevrildiğinin de unutulmaması gerekir diye düşünüyorum” diyor.
Avukat Nakipoğlu, görüntülerin yayılmasının engellemesinde sulh ceza hâkimlerinin ivedi şekilde erişimin engellemesi kararını vermesinin önemine de dikkat çekiyor: “Dijital yolla erkek şiddeti ile mücadele de kolay değildir. Bu konuda Cumhuriyet savcılarının daha hızlı hareket etmesi gerekmektedir.”