Çin’de gayrimenkül sektöründe büyük bir kriz yaklaşıyor. Muhtemelen, Çin ile başlayıp Avrupa’ya da yayılacak.
Mesele Evergrande şirketi ile başlıyor. Evergrande, Global 500 listesinde, yani gelirleri ile dünyanın en büyük 500 şirketinden biri. Bir dönem Çin’in de en büyük şirketiydi. Evergrande 200 bin kişiyi istihdam ediyor ve iş faaliyetleri yılda 3,8 milyon kişinin istihdamına olanak sağlıyor.
Şirket sadece konut sektöründe değil. Aynı zamanda elektrikli arabadan eğlence parklarına kadar birçok alanda faaliyet gösteriyor.
Ancak, Evergrande isimli şirket 305 milyar dolar (kuzey kıbrıs ekonomisinin gayri safi hasılasının 140 katı) civarında borca sahip ve borçlarını ödeyemiyor. Geçtiğimiz haftalarda, mali hesaplarını Çin hükümeti denetlemeye başladı.
Yaşanan likidite sorunu devasa.
Likidite krizi şimdi başka bir büyük şirkete, Çin’deki en büyük 4. sıradaki gayri menkül şirketi olan Sunac’a da tezahur etti. Sunac’da, tıpkı Evergrande gibilikidite sorunu yaşadığını, konut sektöründeki yavaşlanmadan ötürü borç ödeyememe noktasına geldiğini ifade etti. Evergrande ve Sunac dışında Sinic isimli şirket’in kredi değerlendirmesi “çöp” seviyesine düştü. Bir kamu iktisadi teşebbüsü olan Greentown China is %6,7 değer kaybetti.
Sorun sadece tek şirketin krizi ile başladı ve birkaç gün içinde konut sektöründeki diğer firmalara da yayılıyor. Daha geniş bir varlık krizine doğru yol alıyor.
Bahsi geçen şirketler, “batmak için çok büyük” olarak nitelendirilen şirketler. Likidite konusunda devlet tarafından kurtarılmayı talep ediyorlar. Bu durum Çin’de konut fiyatlarında hızlı bir düşüşü de yanında getiriyor. Bu düşüş doğal olarak küresel etkilere sahip olacak.
Çin kaynaklı yatırımcıların uzaklara yatırım yapma iştahı azalarak, düşen konut fiyatlarının etkisiyle banka bilançolarına kadar etkileri olacak.
Konu bu kadar ile de bitmeyecek. Evergrande’ın hikayesi yaşanan durumun ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor.
Hali hazırda 23 Eylül’de yapması gereken 83,5 milyon dolar tutarındaki geri ödemeyi hala gerçekleşmedi. Mart 2022’ye kadar olan 2 milyar dolarlık hisselerin geri ödemesi de yapılaması mümkün görünmüyor.
Yaşanan çöküş, Evergrande isimli şirketin varlık fonu olarak kaynaklarını yönetemesindeki risklerin yayılmasından kaynaklanıyor.
Çin ekonomisinin %15’ini oluşturan “tröstlerin”, gayri menkül sektöründen etkilenmesi, birçok sektörü de olumsuz etkileyecek gibi görünüyor. Doğrudan borçlanmanın en büyük kaynağı olan Evergrande şirketinin yaşadığı bu durum ABD’de 2008’deki Lehman Brothers’ın yaşadığı krize benzetiliyor. Hatırlayacaksınız ABD’deki konut krizi, en son Avrupa ve ABD’nin yaşadığı en derin krizlerden birine dönüşmüş, milyonlarca insanın işsiz ve evsiz kalması ile sonuçlanmıştı. Krizin yarattığı etkilerden 2021 yılında hala daha tam anlamıyla kurtulmuş değilken, bu sefer de Doğudan gelen bir kriz ile karşı karşıyayız ve tüm dünya ekonomileri özellikle de Covid19 salgınından sonra çok daha kırılgan.
Çin’de Gayri Safi Milli Hasıla’nın %30’una denk gelen gayrimenkul sektörü aktivitelerinin bu derece kırılgan bir zeminde olması, Çin’in dünyanın en büyük ekonomisi olma yolunda giderken, önemli bir engel ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Belli ki kimi zaman sağlık ile ilgili kimi zaman da ekonomiyle ilgili küresel krizler hayatımızın “yeni normali” olacak.
CNN’e yorum yapan Capital Economics Asya Ekonomisi başkanı Mark Williams bu olayın “Çin mali sisteminin yaşadığı en zorlu sınav” olduğunu söylüyor. Çin’in dayanıklılığı ve Çin Komünist Partisi’nin kendine özgü komünizminin böylesi krizlerle nasıl baş edeceği de merak konusu…
Rakamlara dönecek olursak, Evergrande’ın hisse senetlerinin değerinde yaşanan düşüş inanılmaz. 4 Ocak 2021 tarihinde 1 dolar 80 cent olan hisse değeri, bugün 30 cent’e geriledi. Yaklaşık %85 değer kaybı yaşandı.
En önemli kredi derecelendirme kuruluşlarından olan Fitch ise Evergrande’ın kredi durumu ile ilgili yaptığı yorumda, “bir tür batışın olası olduğu” şeklinde oldu.
Bloomberg, Çin hükümetinin hali hazırda 80 milyar dolar civarında bir kurtarma paketi hazırladığını ifade ederken, bu paketin yeterli olmadığı değerlendiriliyor. Görünen o ki, dünyanın en güçlü devletlerinden olan ve devletin ekonomiye etkisinin çok da yüksek olduğu bu koşullarda bile çıkış yolu bulmak zor. Bu açıdan Batı kapitalizminin ekonomiyi yönetmekle ilgili zaafiyetlerinin, doğu tipi kapitalizmde de olduğunu değerlendirmek mümkün.
Bir de meselenin küresel etkileri var. Gün geçtikçe daha fazla birbiri arasında yatırım yapan küresel sermaye de bu durumdan etkilenecek. Reuters’a göre BlackRock, HSBC ve UBS gibi bankaların da Evergrande’da yatırımları var. O yüzden yaşanacak senaryoların bu firmaları da etkileyeceğini de değerlendirmek gerekiyor.
Tabi Kıbrıs’ın kuzeyinde ekonomi yönetimi kabile üleştirme faaliyetinden öteye gitmediğinden birileri çıkıp, Çin’deki olaydan bize ne diyebilir. Ancak, Türkiye’nin hıçkırığı ile hasta olanın Çin’in öksürüğü ile nasıl direneceği konusunda bir fikri olmalıdır.
Dahası, ekonomik model ile ilgili de bir sonuç çıkarmak mümkün. Teknolojinin alası, iş gücünün hası, sermayenin kralı Çin’de gayrimenkül odaklı büyüme duvara tosluyorsa; ekonomiyi çeşitlendirmeyerek sadece yap-satçı büyümeye odaklanarak başımıza nelerin geleceğini anlamak için önemli bir örnek.
Bu yazıyı okuyup, sonuç çıkaracak olan olmaz ama; en azından yazmakta yarar var. En azından en kötüsünü yaşayacağımızda, haberimiz yoktu diyemesinler…