Uluslararası öğrencilerin Kıbrıs’taki örgütü VOIS, uluslararası öğrencilerin kaygılarına ilişkin sorumluluk alınmamasıyla ilgili açıklama yaparak, fahiş karantina ücretlerinin öğrencilere ödetilmeye çalışılmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
VOIS açıklamasında, yetkililerin kendileriyle iletişim eksikliği olduğunu ifade ederek, İngilizce bilgi eksikliği, anlaşılması zor bilgiler ve haksız politika sorunlarının yeni olmadığını ancak, COVID-19 pandemisinin başlamasından bu yana daha da arttığını kaydetti.
Açıklamada, yeni eğitim döneminin başlamasına az bir zaman kala, duyurulan yeni kararlarla ilgili, koyu kırmızı vergi renkteki ülkelerden seyahat edecek öğrencilerle ilgili belirsizliğin sürdüğü de ifade edilirken, geçtiğimiz günlerde yayımlanan AdaPass ile belirlenen yerlere giriş kuralının sadece Türkçe duyurulduğunu belirtti.
VOIS açıklamasında şunlar kaydedildi:
Sağlık Bakanlığı, 12 Ağustos’tan itibaren AdaPass adlı yeni bir aşı sertifika sisteminin kullanılacağını ve kafe, bar, restoran gibi listelenen belirli yerlere girmek için sertifikaya ihtiyaç duyulduğunu açıkladı. Bu duyuru sadece Türkçe olarak yayımlanmıştır. Buradaki uluslararası öğrencilerin çoğunluğu, çoğu öğreniyor olsa bile akıcı Türkçe bilmiyorlar ve üniversitelerdeki eğitim ortamları İngilizce olduğu için dil yeterliliğine sahip değiller. Birçoğu hazırlık okullarında da İngilizce okuyor, bu yüzden bu tür kararları nasıl anlamaları ve bunlara uymaları bekleniyor? İlgili makamlar belirsizliğin arkasına saklanmaya devam ediyor ve üniversiteler ise bu durumu umursamıyor.
Bazı uluslararası öğrenciler bu kuralları çiğnediklerinde, öncelikle bilgi eksikliği ve yanlış bilgilendirme sorunu olmasına rağmen, suçlu olarak öğrenciler belirlenecek ve kovuşturulacaklardır.
Yeni bir dönem yaklaşıyor ve eğitimin yüz yüze olması için açıklamalar yapılıyor.
VOIS soruyor:
Öğrencilerin ve öğretim üyelerinin güvenliğini sağlamak için uygulanan planlar nelerdir?
Yetkililer, aldıkları kararlarla ilgili olarak uluslararası öğrenciler tarafından büyük bir tepki ve boykot bekliyor mu?
Örneğin son zamanlarda koyu kırmızı ve gri kategorisindeki ülkelerden gelen yeni ve eski öğrencilerin “merkezi karantina” da karantinaya alınması gerektiği ve yaklaşık 5 bin 400 TL ödeme yapmaları gerektiği açıklandı. Resmi olarak açıklanmadığı için bu fiyattan bile emin olmadığımızı lütfen unutmayın.
Bu öğrencilerin İstanbul’da yolculuklarına devam etmelerine izin verilmeden önce ödeme yapmaları gerektiğini bilmelerine rağmen, maliyetlerin neredeyse kira için ödenen para kadar olduğu gerçeği hakkında hiçbir şey söylenmiyor. Kira maliyetlerinin artışınına ek olarak dönem kayıt ücretleri de yaklaşıyor.
Pandeminin yol açtığı ekonomik gelişmelerle birlikte, öğrencilerin ya bu tutarı ödemelerini ya da hiç geri gelmeme riskini beklemeleri insanlık dışıdır.
Daha da kötüsü, bu duyuru detaylı bir şekilde yapılmadı. VOIS’in iletişim kanalları, sorumlu organların bilgi veremediği veya vermek istemediği, cevaplara ihtiyaç duyan endişeli öğrencilerle dolup taştı. Pek çok kişi uçuşları kaçırdı ve çok ciddi miktarda para harcadı. Çocuklarınıza bu muamelenin yapılmasını kabul eder misiniz?
Merkezi karantinanın ne ve nerede olduğuna dair cevaplara ihtiyacımız var. Bu durumu göze alamayacan öğrenciler ne olacak? Koyu kırmızı ve gri ülkelerden seyahat eden yeni öğrencilerle ilgili olarak, henüz evleri yokken nasıl karantinaya girebilecekleri ile ilgili bir düşünceniz var mı?
Üniversiteleri yardımcı olacak mı, geçici konaklama sağlayacak mı? Bütün mesele saf beceriksizlik olarak karşımıza çıkmaya başladı. Öte yandan bazı üniversitelerin yeni öğrencilere yardım etmeyi açıkça reddettiği de bilgimize gelmektedir.
Bunların hepsi sorumlu makamlarca cevaplanması gereken sorulardır. Burada ayrıca, bu soruların cevaplarını almaya yönelik girişimlerin devam etmesine rağmen, hiçbir cevap bulunmadığını da eklemek istiyoruz.
Salgından en çok etkilenen topluluklardan biri olan uluslararası öğrenciler, birçoğu zaten öğrenim, kira ve masrafları ödemekte zorlanıyorlar. Karantina için 5 bin 400 TL’lik bir fiyat talep edilmesi, bu öğrencilerin yüksek öğrenimlerine başlamalarını engelleyecektir.
Vurgulanması gereken bir diğer önemli konu ise Güvende Kal bileziği takarken öğrencilerin imzaladığı Türkçe sözleşmelerdir. Öğrenciler Bileziklerini Ercan Havalimanı’na takarken, sadece Türkçe olan ve İngilizce versiyonu ya da çevirisi olmayan bir sözleşme imzalamak zorundalar, bunu sorunlu buluyoruz.
Bütün bu sorunların ne zaman sona ereceğini merak ediyoruz. Toplumdaki uluslararası öğrencilerin varlığının ne zaman marjinalleşmiş bir parça olarak ya da yalnızca finansal kazanç elde etmenin bir yolu olarak görülmeyeceğini merak ediyoruz.
Sorumluların İngilizce’de de etkin, verimli ve Doğrudan İletişim Kurma çabalarını geliştirmeleri ve daha fazla organizasyonun gerçekleşmesi için bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Son olarak, diğer uluslararası öğrencilerimize, bilgiye yeterli erişime sahip olmanın bir insan hakkı olduğunu hatırlatıyor ve bu nedenle onlardan, sorularını ele almak ve endişelerini iletmek için üniversiteleri ve ilgili hükümet organlarıyla iletişim kurmaya devam etmelerini istiyoruz.