Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve ardından küresel bir paniğe neden olan yeni koronavirüs, Çin’de yaşayan Kıbrıslıları da gündeme getirdi.
Kıbrıslıtürk Hazan Gazi Çin’in Tianjin şehrinde bulunan Tianjin Üniversitesi’nde dördüncü sınıf öğrencisi. 4 Ocak’ta yarı yıl tatili için adaya dönen Hazan virüsün yayılmasının ardından hocalarının hemen hemen her gün Çin’e geri dönmemeleri, dönerlerse de okula alınmayacakları konusunda öğrencileri uyardıklarını belirtiyor. Akademik takvime göre 17 Şubat’ta açılması gereken okulun ne zaman açılacağı henüz belli değil.
Tianjin Üniversitesi’nde dördüncü sınıf öğrencisi Hazan Gazi, yaşadığı şehirde maske takmanın zorunlu olduğunu, yaşadığı sitede apartmana giriş ve çıkışlarda ateş ölçümü yapıldığını, okuduğu üniversitenin kampüsüne giriş ve çıkışların zorlaştığını söyledi.
Gazi, Kıbrıs Cumhuriyeti Pekin Elçiliği’nin geçtiğimiz aylarda olası acil bir durumda iletişim kurabilmeleri için iletişim bilgilerini içeren bir mail göndermelerini istediğini belirterek, elçiliğin internet üzerinden kurulan bir grupta 80 civarı Kıbrıslı ile hemen hemen her gün iletişim halinde olduğunu kaydetti.
Kıbrıs’ın kuzeyindeki makamların ise 4 Şubat günü kendisiyle iletişime geçtiğini belirten Hazan Gazi “açıkçası geç olan bu iletişime sevinmedim değil, Güney Kıbrıs’ın bizleri her gün kontrol ettiğini, daha birçok ülkenin vatandaşlarını tahliye ettiğini de hesaba katarsak Kıbrıs’ın Kuzey’inden de bizlerle iletişime geçilmesini bekliyordum” dedi.
Hazan Gazi’nin Gazeddakıbrıs’ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Öncelikle soralım, sağlığınız nasıl?
Merhaba, sağlığım yerinde, virüs taşımıyorum.
Çin’in Wuhan kentinden yayılan ve birçok şehrin karantinaya alındığı bir ortamda yaşamanın ne demek olduğunu bize anlatabilir misiniz? Siz hangi şehirde yaşıyorsunuz?
Geçtiğimiz Aralık ayında hocalarımızdan birisi bize Çin’de yeni bir virüsün ortaya çıktığını, sadece iki kişide görüldüğünü ve bu iki kişinin karantinaya alındığından bahsetmişti. Hatırladığım kadarıyla o günlerde yaban tavşanından bulaşmış olabileceği şüphesi vardı, dolayısıyla protein tüketimi konusunda dikkatli olmamız söylenmişti. Açıkçası rahattık, aileme bahsetmemiştim bile.
4 Ocak’ta yarı yıl tatili için Ada’ya dönmemin hemen ardından virüs patlak verdi. Önce Wuhan şehri, ardından Hubei Eyaleti karantinaya alındı. Şu an Wuhan’da sokağa çıkma yasağıyla beraber askerin ateş açma yetkisi var, durumun ne kadar ciddi olduğunu buradan anlayabiliriz.
Yukarıda da söylediğim gibi 4 Ocak’ta Ada’ya döndüm, Çin’in çeşitli bölgelerinde geri dönmeyen arkadaşlarım var, sürekli irtibat halindeyiz. Ben oradayken durum şimdiki gibi ciddi değildi.
Ben Çin’in Tianjin şehrinde yaşıyorum, orada bulunan ve Çin’in ilk üniversitesi olan Tianjin Üniversitesi’nde dördüncü sınıfım. Şu an şehirde maske takmak zorunlu hale getirildi. Örneğin taksiler maske takmayan yolcuları almıyor, trenler ve sokaklar bomboş. İnsanlar temkinli davranıyor, mümkün olduğunca kendilerini korumaya çalışıyor kısacası. Yaşadığım sitede apartmana giriş çıkışlarda ateş ölçümü yapılıyor, ateşi yüksek olan kişiler binalara alınmıyor. Bu sistemin getirildiği için mutluyum açıkçası, üç bina var ve hesaplarıma göre Mağusa nüfusu kadar insan yaşıyor orada. Virüsün siteye geldiğini düşünmek bile istemiyorum.
Okulumuzda ise durum biraz daha ciddi. Şu an kampüste yaşayan arkadaşlarım kampüsten dışarıya çıkmak için izin almak zorundalar ve bu izni almak hiç kolay değil. Nereye gideceklerini, ne yapacaklarını bildirmek zorundalar. Aynı şekilde kampüse giriş çıkışlar da zorlaştı, kampüs dışında yaşayan sınıf arkadaşım geçen kampüse bir arkadaşının yanına uğramak için 15 dakika uğraşmış. Kampüs içerisinde bulunan yemekhanelere de girişler zorlaştı, halka tamamen kapatıldı. Normalde 17 Şubat’ta açılacak olan okulumuzun ne zaman açılacağı belli değil, hocalarımız hemen hemen her gün Çin’e geri dönmememiz, dönersek de okula alınmayacağımız konusunda bizleri uyarıyor.
Benim de uçtuğum havayolu şirketi de dahil olmak üzere birçok havayolu şirketi Çin uçuşlarını durdurdu, şu an için durum ciddi olmakla birlikte belirsizliğini de koruyor.
Bir Kıbrıslı Türk olarak sizinle Kıbrıs’ın Kuzey’inden iletişim kuran herhangi bir yetkili oldu mu?
Evet, Kıbrıs’ın Kuzey’inden benimle iletişim kuran yetkili oldu. Dün Dışişleri Bakanlığı’ndan benimle iletişime geçildi. Hangi şehirde yaşadığım, orada ne yapıyor olduğum ve Çin’de yaşayan tanıdığım başka Kıbrıslı Türk’ün olup olmadığını sordular. Açıkçası geç olan bu iletişime sevinmedim değil, Güney Kıbrıs’ın bizleri her gün kontrol ettiğini, daha birçok ülkenin vatandaşlarını tahliye ettiğini de hesaba katarsak Kıbrıs’ın Kuzey’inden de bizlerle iletişime geçmesini bekliyordum.
Sosyal medya paylaşımınızda Kıbrıs Cumhuriyeti yetkililerinin sizinle temasta olduğunu belirttiniz. Nasıl kuruldu bu iletişim?
Evet, Kıbrıs Cumhuriyeti yetkilileri oradaki vatandaşlarla sürekli temas halinde. Birçok insanın bilmiyor olduğu bir konu var, Çin’de internet erişimimiz kısıtlı. WhatApp, Facebook veya Twitter gibi uygulamaların erişim yasağı var. Bu tarz uygulamaları VPN ile kullanabiliyoruz. Hal böyle olunca Çin de kendi uygulaması olan “WeChat’i” kurdu. Şu an WeChat Çin’in olmazsa olmazı. Kıbrıs Cumhuriyeti Pekin Elçiliği de bunu göz önünde bulundurarak WeChat’te “Çinde’ki Kıbrıslılar” isimli bir grup oluşturdu, şu an yaklaşık 80 tane üyesi bulunuyor. Geçtiğimiz aylarda olası bir acil durumda iletişim kurabilmeleri için bizlerden iletişim bilgilerimizi içeren bir mail göndermemiz istendi. İyi ki de istenmiş, üzerinden çok geçmeden virüs durumu ortaya çıktı. Şu an hemen hemen her gün iyi olup olmadığımız soruluyor, kendimizi nasıl koruyabileceğimiz konusunda bilgilendirici videolar gönderiliyor ya da aklımıza bir soru takıldığı zaman grup üyeleri birbirine yardımcı oluyor.
Çin’den Kıbrıs’a iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Cevaplaması en zor soru da bu herhalde. Çin’e gitmeme birçok insan önyargıyla yaklaşıp vazgeçirmeye çalıştı. Bu gizlenemez bir gerçek fakat orası beni ben yapan yer ve gittiğim için asla pişman değilim. Ben Kıbrıs’ta doğup Çin kelimesinin hayatıma girmesiyle, Çin’de büyüdüm. Anlatamayacağım kadar zorlukla karşılaştım, çok ağladım, havalimanından çıkıp sokakta kaldım mesela. Zor oldu ama orayı evim olarak görmeye alıştım ve inanır mısınız şu an evime dönmek için can atıyorum. Evet, Çin çok kalabalık, çok büyük ama bunlara karşıt olarak çok düzenli ve çok güvenli bir ülke. Sistemli bir yer ve kontrolü ellerinden asla bırakmıyorlar. En kısa sürede bizim memleketimizde de bu düzen ve sistemi görebilmek ümidiyle.