Her yıl düzenlenen Onur Yürüyüşü’ne sayılı günler kala (18 Mayıs Cumartesi saat 17.00’de) Kuir Kıbrıs aktivistleri Ziba Sertbay ve Erman Dolmacı, Gazedda’nın sorularını yanıtladı.
Eylem için gün geçtikçe heyecanlarının arttığını kaydeden aktivisler, günün anlamıyla ilgili olarak “Yürüyüşün ilk zamanlarındaki heyecan gün geçtikçe artarak ayrımcılığın olmayacağı herkesin insan haklarına eşit erişiminin olacağı daha özgür bir Kıbrıs için her yıl çeşitli aktiviteler düzenlenmektedir” ifadelerini kullandı.
Bu yılki Onur Yürüyüşü “Açık ve Onurlu” temasıyla gerçekleşecek. Kuir Kıbrıs aktivistlerine geriye dönüp baktıklarında nasıl bir değerlendirme yaptıklarını sorduğumuzda, özellikle 2014 yılına işaret ederek şöyle konuşuyorlar “2014 yılı bizler için bir çok önemli olayın yaşandığı yıldır. 2014 yılında hem Ceza Yasası’nın erkekler arası cinsi münasebete yorumlanan maddeleri kaldırılıp yerine cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesinden dolayı kimsenin ayrımcılığa uğrayamayacağı maddeler getirildi hem de adanın iki yanında da onur yürüyüşleri düzenlendi.”
LGBTİ+’ların sorunlarının ve taleplerinin geçmişe nazaran daha fazla tartışıldığı ve görünütlüklerinin arttırdığını ifade eden aktivistler, buna rağmen hala birçok alanda ayrımcılık ve nefret söylemi ile karşılaşıldığının da altını çizdiler. “Kıbrıs özelinde düşüneceksek ücretsiz ve devlet tarafından karşılanan trans geçiş süreçleri henüz mevcut değil, hemcinsler karşı cinsler gibi medeni birliktelik hakkından yararlanamıyor. Evde, okulda, iş yerlerinde ve daha birçok alanda LGBTİ+’lar ayrımcılığa maruz kalıyor, görmezden geliniyor ve ötekileştiriliyor. Özellikle iş bulma, barınma ve sosyalleşme gibi alanlarda mevcut homofobi, bifobi ve transfobi yüzünden çeşitli sıkıntılar yaşanıyor.”
Öncelikli olarak eğitim ve sağlık alanında değişiklikler talep ettiklerini kaydeden Kuir Kıbrıs aktivisleri, aynı zamanda ayrımcılığa karşı yasaların da güçlendirilmesini ve çeşitlendirilmesini talep ediyorlar. Geçmişe göre artık belli başlı talepleri daha yüksek sesle ve daha güçlü bir şekilde dillendirebildiklerini de belirten Kuir Kıbrıs aktivisleri, kolektif mücadelenin önemine de dikkat çekti.
İşte Kuir Kırbıs aktivisleri Ziba Sertbay ve Erman Dolmacı ile yaptığımız söyleşi:
1-2014 yılından beridir Onur Yürüyüşleri’nin organizasyonun içinde yer alıyorsunuz. Geriye dönüp baktığınızda geçen zamanı ve etkinliğin anlamını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Geçmişten günümüze baktığımız zaman 2014 yılı bizler için bir çok önemli olayın yaşandığı yıldır. 2014 yılında hem Ceza Yasası’nın erkekler arası cinsi münasebete yorumlanan maddeleri kaldırılıp yerine cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesinden dolayı kimsenin ayrımcılığa uğrayamayacağı maddeler getirildi hem de adanın iki yanında da onur yürüyüşleri düzenlendi.
Onur yürüyüşü tarihsel bağlamda bakıldığı zaman Stone Wall ayaklanmalarında Afro Amerikan drag queen Marsha P. Johnson’ın polise fırlattığı taştan tutun da günümüze politik bir önem arz etmektedir. Kıbrıs’ta da 2014 yılından beridir Onur Yürüyüşleri adanın kuzeyinde 17 Mayıs 1990 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün eşcinselliği hastalıklar listesinden çıkardığı günde düzenlenmektedir.
Başta sadece Kuir Kıbrıs’ın organize ettiği bu yürüyüşler, zamanla 17 Mayıs Organizasyon Komitesi’ne dönüşmüş ve her yıl da çeşitli sivil toplum örgütü, siyasi parti, sendika ve bağımsız aktivistlerin katılımı ile çok dilli çok kültürlü bir şekilde devam etmektedir. Yürüyüşün ilk zamanlarındaki heyecan gün geçtikçe artarak ayrımcılığın olmayacağı herkesin insan haklarına eşit erişiminin olacağı daha özgür bir Kıbrıs için her yıl çeşitli aktiviteler düzenlenmektedir.
2-2014 yılından bugüne LGBTİ bireylerin gerek yasal hakları bağlamında gerekse de toplum içinde varlıklarının kabullenilmesi anlamında ne gibi değişiklikler, dönüşümler vs gözlemliyorsunuz?
LGBTİ+’ların insan haklarına erişimi konusunda gerek Kıbrıs’ta gerekse dünyanın birçok yerinde halen atılacak çok fazla adım vardır. Özellikle Kıbrıs özelinde düşüneceksek ücretsiz ve devlet tarafından karşılanan trans geçiş süreçleri henüz mevcut değil, hemcinsler karşı cinsler gibi medeni birliktelik hakkından yararlanamıyor. Evde, okulda, iş yerlerinde ve daha birçok alanda LGBTİ+’lar ayrımcılığa maruz kalıyor, görmezden geliniyor ve ötekileştiriliyor. Özellikle iş bulma, barınma ve sosyalleşme gibi alanlarda mevcut homofobi, bifobi ve transfobi yüzünden çeşitli sıkıntılar yaşanıyor.
Tüm bunlarla rağmen geçmişten günümüze bir tabu olan LGBTİ+ konularının artık daha fazla konuşulmaya başlandığını, günlük hayatta daha görünür bir yerde bulunduğumuzu ve haklarımızı daha yüksek sesle talep edebildiğimizi de söylemek mümkün. Tüm renklerin bir arada yer alabileceği bir dünya için daha fazla mücadele etmemiz gerektiği kesin.
3-Hükümetten LGBTİ haklarıyla ilgili somut olarak atmasını beklediğiniz veya talep ettiğiniz adımlar var mı? Sizin öne çıkarttığınız öncellikli talepleriniz var mı?
Bizim öncelikli olarak talep ettiklerimizi eğitim ve sağlık alanında değişiklikler, ve ayrımcılık karşıtı yasalar olarak özetleyebiliriz. Eğitimde ayrımcılık karşıtı konulara yer verilmesi ve LGBTİ+ konularının da müfredatın bir parçası olarak anlatılması talebimizdir. Sağlık alanında trans geçiş süreçlerinin ücretsiz ve devlet tarafından karşılanması ve intersekslerin küçük yaşlarda zorunlu olmayan müdahalelere maruz bırakılmaması talebimizdir. İş yerlerinde, okulda ve evde LGBTİ+’ların ayrımcılığa uğramaması için politikaların geliştirilmesi, hem cinslerin ve karşı cinslerin brilikteliklerini yasallaştırıp haklarından yararlanabilmeleri için sivil birlikteliğin yasal olarak kabul edilmesi, ve tüm bunlarla bilrikte her alanda ayrımcılığı sonlandırmak için ortak hareket edilip farkındalık artırılması talebimiz ve de uğraşımızdır.
4- Siyasi partileri ve sendika, dernek gibi demokratik kitle örgülerini LGBTİ hakları ve farkındalığı anlamında nasıl değerlendiriyorsunuz? Gözlemleriniz, deneyimleriniz neler?
Bu yıl komite bileşeni olan örgütler arasında Kuir Kıbrıs Derneği, Bağımsızlık Yolu, Baraka Kültür Merkezi, CTP Gençlik Örgütü, HP-TCEK, Kadın Eğitimi Kolektifi, Toplumcu Demokrasi Partisi TOCEK ve Gençlik Örgütü, Akdeniz Avrupa Sanat Derneği (EMAA), Mesarya Kadınları İnisiyatifi, MAGEM, NEDA ve bağımsız aktivistler vardır. Bu listeden de görülebileceği gibi özellikle sendikalar LGBTİ+ mücadelesi için çok önemli olan 17 Mayıs Organizasyon Komitesi’nin bu yıl parçası olmamaktadır. Geçtiğimiz yıllarda bu konularda çeşitli çalışmalar yapılmış olsa da özellikle son yıl yapmış olduğumuz 17 Mayıs Organizasyon Komitesi çağrısına ve özellikle mail aracılığıyla destek talebine hiçbir sendika geri dönüş yapmamıştır.
Diğer yandan siyasi partilerden bahsedecek olursak, mevcut hükümette olan siyasi partiler seçim zamanı da manifestolarında bolca LGBTİ+ konularına yer vermişler ve bu konuda farkındalık artırmaya çalışmışlardır. Bu yılki komite bileşenleri arasında da Halkın Partisi, Cumhuriyetçi Türk Partisi ve Toplumcu Demokrasi Partisi vardır. Somut anlamda ilerleyen zamanda yasal değişiklikler ve uygulamaya yönelik de adımlar atılmasını bekliyoruz ve bunun da takipçisi olacağız. Sivil topum örgütleri ile de çok güzel ortaklıklarımız mevcuttur, özellikle hak odaklı çalışan sivil toplum örgütleri ile kesişimsellik üzerine çalışmalar yaparak her türlü ayrımcılık ve haksızlığın önüne geçmeye çalışıyoruz.
5- İçinde geçmekten olduğumuz süreçle ilgili fikirleriniz neler? Bir yanda bir türlü çözülemeyen Kıbrıs Sorunu’nun gölgesi diğer yandan acil yaşamsal ihtiyaçlar; bir yandan etkisi gittikçe hissedilen iklim değişikliği, diğer yanda ise dünyada ve ülkemizde de yükselen ırkçılık ve eşitsizlikler… Siz nasıl bir dünya ve bunlara karşı nasıl bir mücadele hayal ediyorsunuz?
Kuir Kıbrıs Derneği kurulduğu ilk günden beridir dünyada yaşanan sorunlara karşı kesişimsel bir mücadeleyi savunan insanların oluşturduğu bir örgüt olmuştur. Dernek manifestomuzda da yazdığımız gibi örgütümüz anti-kapitalist, veganist, feminist, anti-militarist ve ekolojisttir. Dünya’da yaşanan savaşlar, ekolojik tahribatlar, tacizler, tecavüzler, hak ihlaller, yolsuzluklar, homofobi, transfobi, bifobi, hayvanların bir meta olarak alınıp, satılması, yenmesi ve ırkçılık gibi daha birçok konu aslında bir biri ile bağlantılı. Kısacası “kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!”
6-Biraz da etkinliklerden bahseder misiniz? Programda neler var?
Bu yıl 17 Mayıs Organizasyon Komitesi etkinliklerine 4 Mayıs Cumartesi günü Mağusa Kale Pasajı’nda Açılış Partisi ile başladık ve ertesi gün de düzenlenen “Eylemce ve Cins Cins Konuşmalar” başlıklı piknikte kuir perspektiften erkeklik konuştuk. 7 Mayıs Salı günü “Üç Jenerasyon” film gösterimi TDP tarafından organize edildi ve 8 Mayıs’ta ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusunda Broadway’de doğmuş olan “Avenue Q” müzikali dinleyicileri ile buluşacak. 9 Mayıs Perşembe günü Baraka Kültür Merkezinin düzenlediği “LGBTİ+ ve Sınıf Mücadelesi” söyleşisi Kaos GL aktivisti Remzi Altunpolat eşliğinde Lefkoşa Arabahmet Kültür ve Sanat Evi’nde yapılacak. Halkın Partisi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi ise aynı mekânda 10 Mayıs günü “Dramaqueer” başlıklı sergi düzenleyecek. Serginin ardından, aynı gün 17 Mayıs Organizasyon Komitesi’nin düzenlediği bu yılın ikinci partisi çeşitli drag show gösterileri ile Lefkoşa Papa Bar’da gerçekleşecek. 11 Mayıs Cumartesi, Onur Yürüyüşü’nde kullanılacak slogan ve pankartlar için Kuir Kıbrıs Dernek binasında yürüyüş hazırlıkları yapılacak. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da EMAA Başkent Sanat Merkezinin düzenlediği “Kuir Sanat Sergisi” 13 Mayıs Pazartesi günü açılacak. Bu yıl ilk kez Kuir Kıbrıs Derneği ve Pembe Hayat Derneğinin ortaklaşa organize edeceği “KuirFest Kıbrıs Film Festivali” ise 14 Mayıs Salı günü Açılış Kokteyli ve “Gece, Melek ve Bizim Çocuklar” gösterimi ile başlayacak ve 17 Mayıs Cuma gününe kadar devam edecek. Festivale ait film gösterimleri 16 Mayıs Perşembe günü Mağusa Kale Pasajı’nda, diğer tüm günler ise Arabahmet Kültür ve Sanat Evi’nde Türkçe ve İngilizce altyazı ile gerçekleşecek. Onur Yürüyüşü bu yıl 18 Mayıs Cumartesi saat 17.00’de Dereboyu Suitex önünden başlayacak ve Lefkeliler Hanı’nda son bulacak. Yürüyüşün hemen sonrası da müziklerle geç saatlere kadar eğlenip dans edeceğiz. Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim temelli her türlü ayrımcılığa karşı birlikte daha güçlü mücadele etmek için etkinliklerimize ve yürüyüşümüze herkesi davet ediyoruz.
7-Eklemek istediğiniz bir şeyler?
Gazedda Kıbrıs’ı ve özellikle Zilikuirti podcastını çok seviyoruz. Sesimizi duyurabileceğimiz platformların olması ve özellikle Gazedda Kıbrıs gibi kuir gazetelerin varlığı bizleri sevindiriyor.