CTP milletvekili Doğuş Derya, Sosyal Riskleri Önleme Vakfı’nın Elele Kreşi’nin boşaltılama aşamasında olduğunu ifade ederek, sosyal medyadan sitem ve eleştirilerini paylaştı.
Derya, “1 yıldır SRÖV’e bir yer gösterin, binadan çıkıp faaliyetleri orada devam ettirelim dediğimiz halde hükümetin bu konuya ilgi göstermemesidir ve yok saymasıdır” ifadelerini kullanarak sitemini dile getirdi.
Öte yandan Vakıf mallarının çok ucuza kiralandığını fakat bugüne dek SRÖV için bir yer gösterilmediğini kaydeden Derya, Vakıfları da eleştirerek şunları paylaştı: “Bu ülke ile alakası olmayan, dış finansmanla ideolojik faaliyet gösteren onca örgüte Vakıflar Idaresi tarafından cüzi kiralara binalar dağıtılırken bunca yıldır emek veren SRÖV’ün hiç mi kıymeti yoktu? Arkasına aldığı büyük kurumlarla toplum mühendisliği yapan örgütler teşvik edilirken, alın teri ve emekten başka hiç bir şeyi olmayan SRÖV’ün yıllardır ortaya koyduğu çaba bu kadar mı önemsizdi? Daha hiç bir örgüt şiddete uğramış kadınlar, yoksul aileler, suça yönelme riski taşıyan gençler ile ilgili hiç bir şey yapmazken, kendi zamanlarını ve emeklerini vererek yoktan bir değer üreten bu insanlar niye yok sayıldı? Bugüne dek devletten gelen kaynakları kullanıp sosyal medyada “iyilik yapıyoruz ” diye müşkül durumdaki insanları nesnelestirip reklam yapmadılar diye mi?”
İşte Doğuş Derya’nın paylaşımı:
BU DA KÜÇÜK BİR SİTEM OLSUN
Bugün Sosyal Riskleri Önleme Vakfı’nın Elele Kreşi’ndeydim. 40 kadar minik yavruya gündüz bakım hizmeti veren, Nijeryalı, Suriyeli, Lübnanlı ve Türkiyeli yoksul ailelerin çocuklarına aylık 10 TL gibi cüzi bir miktara gönülden hizmet veren insanların kurduğu kreşte. SRÖV öyle güzel insanların emeğinden doğmuş bir yer ki… 10 yıl kadar önce yıkık dökük olan bir binayı tesisatından tuvaletine, sanayi tipi mutfağından badanasına ve çatısına kadar sıfırdan gönüllü emekle ayağa kaldırdılar. Ülkede sığınma evi yokken şiddet gören kadınlara sığınak oldular. Polis ve sosyal hizmetlerden doğru düzgün destek sağlanmadığı zamanlarda öfkeli ve şiddet faili erkeklerin baskınlarına göğüs gerdiler, tehditlere rağmen bir tek kadını yalnız bırakmadılar. Sadece kadınları değil, beraberlerindeki minik çocukları da sağlıklı yaşayacakları evlere yerleştirdiler, sonrasında da yalnız bırakmadılar.
Yıllarca orada FEMA olarak kadın hakları ile ilgili yaptığımız eğitimlere yuva oldular. Surlar içi bölgesi basta olmak üzere adanın dört bir tarafından gelen kadınlarla dayanışma kurdular. Bunu yaparken ne mevki, ne madalya ne de alkış beklediler. Umudu aş, dirayeti katık eden bu insanlar kendi elleri ile kurdukları binadan yavaş yavaş çıkarılıyorlar. Önce binanın yarısından fazlası poliklinik yapılacak diye geçmiş hükümet döneminde alındı. Şimdi de kalan 3 odayı boşalttık. Yakında kreş olarak kullanılan bölümden de defedilecegimizi görüyoruz.
Elbette orada sağlık hizmeti verilmesine hiç itiraz etmedik, kamusal hizmet veren bir yer zaten böyle bir hizmete itiraz etmez. Benim üzüldüğüm 1 yıldır SRÖV’e bir yer gösterin, binadan çıkıp faaliyetleri orada devam ettirelim dediğimiz halde hükümetin bu konuya ilgi göstermemesidir ve yok saymasıdır.
Bu ülke ile alakası olmayan, dış finansmanla ideolojik faaliyet gösteren onca örgüte Vakıflar Idaresi tarafından cüzi kiralara binalar dağıtılırken bunca yıldır emek veren SRÖV’ün hiç mi kıymeti yoktu? Arkasına aldığı büyük kurumlarla toplum mühendisliği yapan örgütler teşvik edilirken, alın teri ve emekten başka hiç bir şeyi olmayan SRÖV’ün yıllardır ortaya koyduğu çaba bu kadar mı önemsizdi? Daha hiç bir örgüt şiddete uğramış kadınlar, yoksul aileler, suça yönelme riski taşıyan gençler ile ilgili hiç bir şey yapmazken, kendi zamanlarını ve emeklerini vererek yoktan bir değer üreten bu insanlar niye yok sayıldı? Bugüne dek devletten gelen kaynakları kullanıp sosyal medyada “iyilik yapıyoruz ” diye müşkül durumdaki insanları nesnelestirip reklam yapmadılar diye mi? İçiniz rahat olsun, kitaplarımızı, beyaz tahtalarımızı, masalarımızı topladık ve çıktık. Ağlaya ağlaya, verdiğimiz emeğe, ellerimizle yarattığımız değere yakışır bir vedalaşma ile çıktık. Biz bir yolunu bulup insanlara, en çok da kadınlara ve çocuklara verdiğimiz emeği verecek yerler buluruz elbet. Ancak bu çifte standart bizim yüreğimize kör bir taş gibi dert oldu. Bu haklı sitemimiz de belki sizin yüreğinize dert olur. Sevgilerimle
Not:
Hatice Duzgun ve Ayşe Tahir Serhat ( mücadeleye devam, sizin emeğiniz olmasa bunların hiç biri gerçek olmazdı)
Umure Ors Filiz Besim Zeki Çeler