Stephen Hawking’in ‘Kara deliğin içine düşen bir maddeye ne olur’ sorusunu yanıtlamaya giriştiği son bilimsel makalesi yayınlandı.
Fizikçilerin ‘Bilgi Paradoksu’nu ele alan makale Hawking’in ölümünden günler önce tamamlanmıştı. Makale, Hawking’in çalışma arkadaşı Cambridge ve Harvard profesörleri tarafından internette paylaşıldı.
Cambridge Üniversitesi’nden teorik fizik profesörü Malcom Perry, ‘Bilgi Paradoksu’nun 40 yılı aşkın bir süre Hawking’in hayatının merkezinde olduğunu söyledi.
Paradoksun kaynağı Albert Einstein’a kadar gidiyor. Einstein 1915’te yayınladığı genel görelilik kuramında kara delikleri üç özelliğiyle tanımlamıştı: Kütle, yük ve dönü (spin).
60 yıl sonra Hawking kara deliklerin ısıya da sahip olduklarını, sıcak objelerin uzayda ısı kaybetmesinden dolayı kara deliklerin sonunun varoluşun buharlaşması olduğunu savunmuştu.
Fakat bu, önemli bir problemi ortaya çıkardı. Hawking’in bu kuramı, kuantum fiziğinin bilginin kaybolmama kuralıyla ters düşüyordu. Kara deliğe düşünce bir objedeki tüm bilgiye ne oluyordu?
Bu işin içindeki zorluk kara deliğe bir madde atınca yok olmuş gibi görünmesinden kaynaklanıyor. Kara delikteki bir objenin bilgisinin, kara deliğin kendini yok etmesinin ardından nasıl geri alınabildiği çok önemli.
Son makalesinde, Hawking ve arkadaşları bir bilginin en azından nasıl korunabileceğini gösteriyor. Kara deliğe bir madde atıldığında kara deliğin ısısının değişmesi gerek. İkisinin de bir entropisi (iç düzensizlik) oluşacak ve bu da ısı yükseldikçe artacak.
Fizikçiler kara deliğin iç düzensizliğinin, kara deliğin ‘olay ufku’nu yani ışığın çekim gücüne yenik düştüğü noktayı çevreleyen fotonlarla ölçülebileceğini tahmin etmişti. Bu parıltılı fotonlara da ‘Yumuşak Saç’ adı verilmişti.
Hawking’in son makalesi bu tahmini kanıtladı fakat ‘Bilgi Paradoksu’nun sonu hala gelmedi. Kara deliğe atılan her bir maddenin entropisinin hesaplanıp hesaplanamayacağını bilmiyoruz.
Perry’ye göre bu iyi bir adım fakat üstüne yapılacak çok iş var.
‘Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı’
Hawking’in ölümünden birkaç gün önce Perry anısını şöyle anlatıyor: “Hawking’in ne kadar hasta olduğunun farkında değildim. Ona çalışmalarımızla alakalı gelişmeleri bildirmek için yanına gittim. Stephen’la anlaşabilmek gerçekten o sıralar çok zordu. Anlayabilmesi için bir hoparlörle nereye geldiğimizi anlattım. Tamamladığımda yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.”
Bilinmezliklerin içinde Perry ve arkadaşlarının şimdiki zorlu çalışması bilgiyle ‘Yumuşak Saç’taki enrtopi arasındaki ilişkiye çözmek: “Bir maddeyi içeri attığımda içindeki tüm bilgi kara deliğin çevresinde mi saklanıyor? ‘Bilgi Paradoksu’yla ilgili çözmemiz gereken de bu. Eğer yarısıysa veya %99’uysa yeterli değil ve hala bilgi paradoksunu çözmüş olmayacağız. Önümüzdeki bir adım bu ama kesinlikle aradığımız tüm cevap değil. Daha öncekinden daha az problem ama kafa karıştırıcı bir çok problemin de kaldığı kesin.”