Biyologlar Derneği, Dünya Çevre Günü dolayısıyla mesaj yayımlayarak, 5 Haziran’ın kutlama değil uyarı günü olduğunu vurguladı.
Biyologlar Derneği Başkanı Hasan Sarpten yazılı açıklamasında, sağlıklı bir çevrede yaşam hakkının anayasal bir zorunluluk olduğunu anımsattı.
“1972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında alınan kararla, 5 Haziran’ın Dünya Çevre Günü olarak kabul edilmesinin ardından neredeyse 50 yıl geçmiş olmasına karşın, Çevre Günü bir türlü kutlanamıyor. Aksine, son 50 yılda yaşananların dünyada yarattığı tahribat dünyanın var olduğu ondan önceki 4,5 milyar yılda görülmemiştir” diyen Sarpten şöyle devam etti:
“Geldiğimiz noktada, doğanın kendi kendini yenileyerek bize doğal nimetlerini sunmaya devam edebilmesi ve bunun dengelerini sürdürebilmesi, ancak bizim ona bu şansı vermemizle olasıdır. İnsanların eve kapanmak zorunda kaldığı koronavirüs pandemisi, genelde dünya ülkelerine özelde ise ülkemize bunu gösteren en önemli örnektir.
Ne var ki, normalleşme sürecinin başlaması sonrasında bu kötü tecrübeden ülke olarak hiçbir ders almadığımız ortadadır. Öyle ki, salgın öncesi yasalara aykırı davranarak imar planına imza atmayan bir anlayışın, salgın sonrası ilk açılımı inşaat sektörüyle başlatmış olması şaşılacak bir durum değildir. Hal böyleyken, orman yangınlarına karşı tedbir almayan ve anıt zeytin ağaçlarının küle dönmesine seyirci kalan, kanalizasyon alt yapısını bir türlü oluşturamayan ama lağım sularının denizlere boşaltılmasına göz yuman bir anlayışın 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde çevreye ne kadar çok önem verdiğini anlatan içi boş cümleler kurması şaşırtıcı mıdır? Kesinlikle, değildir!
Ne yazık ki, çevre politikalarının oy getirmediği bir ortamda çevrenin korunması yönetenlerin öncelikli politikaları arasında hiçbir zaman yer almayacaktır.
Unutmayalım ki, Kıbrıs Türk halkı olarak artık ülkemizin en büyük sorununun çevre sorunu olduğunu görmezden gelmeye devam eder ve yönetenlerden bu sorunlara acil çözümler talep etmezsek çocuklarımıza üzerinde mutlu ve sağlıklı yaşayabilecekleri bir coğrafya bırakamayacağız. Buradan hareketle, sağlıklı bir çevrede yaşam hakkının anayasal bir zorunluluk olduğunu bir kez daha hatırlatırız. Bu nedenle, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün bir kutlama günü değil, uyarı günü olarak algılanması gerektiğini bir kez daha yüksek sesle dile getir ve halkın oylarıyla iş başına gelenleri bu sese kulak vermeye çağırırız.”