Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Doğu Akdeniz’de askerli varlıklarını arttırma açıklamasından sonra, iki Rafale savaş jeti ve bir deniz fırkateynini bölgeye göndermeyi planladığı açıklandı.
Ankara-Atina hattında Doğu Akdeniz’deki kriz sebebiyle gerilim üst seviyedeyken Yunanistan, ordusunun alarm seviyesini yükseğe çıkardı.
The Guardian’ın aktardığına göre Yunanistan, tatildeki deniz ve hava kuvvetleri mensuplarını geri çağırdı.
Salı günü Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi, yeni NAVTEX ilan edilmesinin ardından Kıbrıs’ın güneybatı açığındaki bölgeye ulaşırken, Türk hücumbotu Antalya’nın Kaş ilçesi önüne, Yunan hücumbotu ise Meis Adası önüne demirlemişti.
Yunanistan, Ankara’nın hamlesinin “yasa dışı” olduğunu savunmuştu. Bu gelişmeler bölgede tansiyonu oldukça yükseltmişti.
Barut fıçısına dönen Akdeniz’de Fransa da Yunanistan’ın yanında yer aldığını belirtti. Cumhurbaşkanı Macron’un Doğu Akdeniz açıklamasının ardından Fransa ordusu harekete geçti. Doğu Akdeniz’e iki Rafale savaş jeti ve bir deniz fırkateyni gönderdi.
Macron, dün yaptığı açıklamada Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin ‘tek taraflı adımlarının’ endişe verici olduğunu söylemiş, bölgede Fransa ordusu varlığının arttırılacağını açıklamıştı.
Macron’un açıklamalarından sonra Fransa’nın bu hamlesi Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginliği daha da büyütecek.
Yunan Dışişleri Bakanı Dandias İsrail’i ziyaret ederek Başbakan Benjamin Netanyahu ve Dışişleri Bakanı Gab, Ashkenazi ile görüştü. Dandias, Ege krizinde Yunanistan’a verdikleri destek için İsrail’e teşekkür etti.
Dandias görüşme sonrası yaptığı açıklamada Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerinin bölgedeki tüm ülkeler için bir tehdit oluşturduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise parti genel merkezinde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Ülkemizin Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerini garantiye almaya yönelik adımları hem iç politikada hem dış politikada adeta bir turnusol kağıdına dönüşmüştür” dedi.
Oruç Reis’in pazartesi günü başlattığı çalışmanın Türkiye’nin, Birleşmiş Milletler’e bildirdiği kıta sahanlığının sınırları içinde olduğunu ifade eden Erdoğan, bu sahanın 2012’de Türkiye Petrollerine verilen ruhsat sahalarında yer aldığını söyledi.
Ruhsatları Resmi Gazete’de yayımlayarak Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaştıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Oruç Reis gemimiz, bölgede 23 Ağustos’a kadar sismik araştırma faaliyetlerini yürütecektir. Yunanistan’ın, Ege ve Akdeniz’de ortaya koyduğu tavır ise art niyetlidir. Türk kıyılarına 2 kilometre, Yunan ana karasına 580 kilometre uzaklıktaki Meis Adası üzerinden deniz yetki alanı talep etmek, akılla ve sağduyu ile izah edilemez. 10 kilometrekarelik bir adanın 40 bin kilometrekare deniz alanına sahip olduğu iddiası, uluslararası hukuk açısından hem komik hem temelsizdir. Buradan Yunanistan’ı, Türkiye’nin hak ve hukukuna riayet etmeye tekrar davet ediyorum.
Doğu Akdeniz’de çözümün yolu diyalog ve müzakeredir. Sağduyu ve aklıselimle hareket edilirse, herkesin hakkını koruyan, kazan-kazan temelli bir formül bulunabilir. Biz asla gereksiz macera peşinde değiliz, gerilim de aramıyoruz. Ancak benim batı Trakya’daki soydaşlarıma, kardeşlerime saldıranlar da şunu bilmeli ki, bunun uluslararası hukukta da, diğer yöntemlerle de hesabını verecek. Buradan Avrupa Birliği’ni de uyarıyorum. Avrupa Birliği olarak üyeniz olan bir ülke, Avrupa Birliği hukukuna göre azınlıkların hukukunu koruma sorumluluğunu yerine getiriyor mu, getirmiyor mu? Bunun hesabını Avrupa Birliği’nin, Yunanistan yönetimine sorması lazım. Nitekim bugün yapacağımız görüşmelerde her iki siyasetçiye de bunu hatırlatacağım. Biz sadece adalet istiyoruz, hakkaniyet istiyoruz, soydaşlarımızın hukukunu korumak da bizim görevimizdir. Bunu da hatırlatmak istiyorum. Tüm muhataplarımızın da ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin haklarına saygı göstermelerini bekliyoruz.
Başkalarının etki ajanlığını yapan marjinaller dışında, 83 milyonun tamamı, devletimizin uluslararası hukuk çerçevesinde attığı adımları güçlü bir şekilde desteklemektedir. Doğu Akdeniz’de Türkiye, bugüne kadar ne yaptıysa meşruiyet temelinde ve Libya ile olan mutabakat muhtıralarına göre yapmıştır. Akdeniz’de gerginliği artıran Türkiye değil, Türkiye’yi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yok saymaya çalışan Rum-Yunan zihniyetidir. Rum kesimi, 2003 yılından beri Ada’yı adeta tapulu malı gibi görüyor, hiçbir hakkı olmadığı Ada’nın deniz yetki alanlarında petrol/doğal gaz arama faaliyetlerinde bulunmaya yönelik imtiyaz ruhsatları veriyor.”
Bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre görüşmede, Doğu Akdeniz’deki gelişmeler başta olmak üzere bölgesel meseleler ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz’deki sorunların uluslararası hukuk çerçevesinde hakkaniyet ve diyalog temelinde çözülmesinden yana olduklarını ifade etti. Görüşmede, Türkiye-Almanya ilişkilerini geliştirmeye yönelik adımlar da değerlendirildi.