İçindeki kıvılcımı güzel bir ateşe dönüştürüp etrafındakilerle paylaşan, bu ateşle tüm Surlariçi’ni aydınlatan bir isim, Derviş Zeybek…
Bandabuliya’dan aşağı giden yol, Uray Sokak, şimdilerde, duvar resimleri ve yeni sakinleriyle bundan 5 sene öncesine göre çok farklı görünüyor. Bütün bu değişimin ve çok daha fazlasının gerçekleşmesine öncülük eden isimlerden Derviş Zeybek: Stüdyo 21’in kurucusu, Yuka Blend Sokak Festivali’nin fikir babası, dervişlik yapan bir özgür ruh…
Çok da rahat bir çocukluğu olmamış Derviş’in. Ailesinin maddi durumu kötü olduğu için teyzesi büyütmüş onu. Çocukluğu annesi, dayısı ve teyzesi arasında geçmiş. Zor zamanlar geçirmiş ve kendini zorlu zamanlar geçirenlere yakın hissetmiş hep. Stüdyo 21 de bunun üstüne kurulmuş zaten.
Surlariçi’nde bir grup çocuğun sokakta, meydanlarda dans ettiğini duyunca gidip tanışmak istemiş. Kendisi gibi hip hop dansına ilgi duyan bu çocukların arada kalmışlıkları, dışlanmışlıkları etkilemiş onu.
Çocuklarla önce Selimiye Camii’nin arkasındaki meydanda, bazen sokak aralarında ve parklarda çalışmaya başlamış Derviş. Bu böyle bir sene kadar sürmüş ve 2011 yılı sonunda stüdyo açma kararı almış. Taşkınköy’deki ilk stüdyolarının ardından Uray Sokak’taki şimdiki stüdyolarına geçmişler…
“STÜDYO 21 BİRÇOK TECRÜBENİN TOPLAMI”
“Stüdyo 21 aslında birçok tecrübenin toplamının oluşturduğu bir organizasyon ve temelleri atılalı 8 yıl oluyor” diyor Derviş ve devam ediyor:
“Geçtiğimiz dönemde birçok projeye imza attık. İçinde yaşadığımız topluma ve dünyaya pozitif değerler katmak için sürekli üretken kalmaya çalıştık. Büyük hayallerimiz var bunları gerçekleştirmek için gereken adımları atmaya çalışıyoruz, güzel işbirlikleri yapıyoruz, etkili projeler üretmek istiyoruz”
YUKA BLEND VE DUVAR RESİMLERİ…
Bu projelerden biri de Yuka Blend Sokak Festivali. Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilecek Festival’in parçalarından biri de duvar resimleri.
“Aslında duvar resimleri, Yuka Blend’den önce Stüdyo 21’in ilk günlerinde stensillerle başladı. Önce kendi stüdyomuzu sonra stüdyonun bulunduğu mahalleyi boyamaya başladık” diyor ve süreci şu sözlerle anımsıyor:
“3 yıl kadar önce de birkaç sanatçı arkadaşla ilişkimiz geliştikçe, dışarılara taşmaya başladık. Yuka Blend de bu sayede biraz ön plana çıktı. Yuka Blend’le birlikte toplamda 50’nin üzerinde duvar resmi yaptık. Bu yılki Festival’de dünyanın değişik yerlerinden gelen sanatçılar 40-50 duvar resmi daha yapacak…”
Festival başka birçok etkinliğe daha ev sahipliği yapacak. “Dünyanın birçok yerinden sanatçılar gelecek” diyor Derviş ve ekliyor: “Atölyeler, performanslar, canlı müzik, sokak performansları, Mercan Dede Konseri, söyleşiler, sergiler ve çok daha fazlası olacak”
DERVİŞLİK…
Derviş aynı zamanda “dervişlik” de yapıyor. “Uzun yıllar meditasyon yaptım ve çeşitli felsefi konularla ilgilendim ancak bütün bu işler sırasında bunlardan uzak kaldım” diye anlatıyor.
Tam, “kendime bir yol bulmam lazım” dediği zamanlarda dervişlik çıkmış karşısına, “Benim için ciddi anlamda bir meditasyon” diyor dervişlik için
Severek, zevk alarak yaptığını, kendisine ve çevresindekilere katkı yaptığını hissettiğini anlatıyor.
“KENDİ YOLUNU ÇİZMEK ÖNEMLİ”
Röportajın sonunda, bütün bunları gerçekleştirmek için nasıl bir bakış açısı gerekir sorusuna şöyle yanıt veriyor:
“Kendi yolunu çizmek önemli. Öte yandan cidden kararlı olmak ve doğru insanlarla güzel adımlar atmak, vazgeçmemek ve hayal kurmak gerek”
Haber: Doğuş Özokutan Çiftçioğlu Fotoğraf: Süleyman Önal, TAK