“Hayvan hakları konulu konusmalarına, yazılarına baktıgınızda aslında sadece kedi ve köpeklerden bahsettiklerini görüyorsunuz sol örgütlerin. İnsan harici bireyleri öldürüp, sömürürken barıştan ve adaletten ne kadar bahsedebiliriz? Özgürlük sadece insanlara mı aittir?”
“Ben vegan olduğum zaman hiç vegan yoktu çevremde mesela, bu adada yaşayan vegan birini tanımıyordum. Sonra internet ve ortak arkadaş aracılığla birkaç veganla tanıştım, bazı arkadaşlarım da vegan oldu. Şimdi her gün görüşemesek de vegan bir arkadaş grubum var.”
“Hayvanları kullanmadan yaşamak mümkün. Bunu neden yapmayalım?”
Veganlıkla iligili hem bir aktivist hem de üç yıldır vegan olan Sıla Kemalettin ile yaptığımız röportajın ikinci bölümünü yayınlıyoruz. (İlk bölüm için tıklatınız)
“İnsan harici bireyleri öldürüp, sömürürken barıştan ve adaletten ne kadar bahsedebiliriz? Özgürlük sadece insanlara mı aittir?” diye soran Sıla, insanların ama özellikle de solcu ve demokrat kesimlerin hayvanlara yaklaşımının hala türcü ve çelişkili olduğunun altını çiziyor. “Barıştan, özgürlükten, adaletten bahsediliyor ama sadece insan için. Türcülük de budur. İnsan hayatının diğer hayatlardan daha değerli olduğu düşüncesi.”
Zaman içinde Kıbrıs’ın kuzeyindeki vegan sayısının da arttığını ifade eden Sıla, “Ben vegan olduğum zaman hiç vegan yoktu çevremde mesela, bu adada yaşayan vegan birini tanımıyordum. Sonra internet ve ortak arkadaş aracılığla birkaç veganla tanıştım, bazı arkadaşlarım da vegan oldu. Şimdi her gün görüşemesek de vegan bir arkadaş grubum var. Vegan sayısı da veganlığa ilgi de artıyor” ifadelerini kullanmakta.
İşte Sıla Kemalettin ile yaptığımız röportajın ikinci bölümü
Röportaj: Hasan Yıkıcı
Özellikle sol ve demokrat kesimlerin veganlık meselesine yaklaşımlarının nasıl değerlendiriyorsun?
Öyle bir yaklaşımları mı varmış? Hahaha Kendine sol ve demokrat diyenlerin savunduklarını öne surdukleri insan hakları, kadın hakları, işçi hakları gibi konularda da cok çelişkili olduğunu kolayca görebiliyoruz. Personellerinin sigortasını yatırmayan ama 1 Mayıs’a giden “solcu” patronlar gibi. O yuzden hangi sol ve demokrat, kime göre sol ve demokrat? O yüzden söylediklerimizden çok yaptıklarımız önemlidir.
Kendini öyle tanımlayanlar için söylemek gerekirse, kanayan bir yara. Hayvanlar konusunda söylemler bile türcü hala. Hayvan hakları konulu konusmalarına, yazılarına baktıgınızda aslında sadece kedi ve köpeklerden bahsettiklerini görüyorsunuz sol örgütlerin. İnsan harici bireyleri öldürüp, sömürürken barıştan ve adaletten ne kadar bahsedebiliriz? Özgürlük sadece insanlara mı aittir?
Barıştan, özgürlükten, adaletten bahsediliyor ama sadece insan için. Türcülük de budur. İnsan hayatının diğer hayatlardan daha değerli olduğu düşüncesi. Daha önce de söylediğim gibi tüm ayrımcılıklar birbirinden beslenir ve hepsi yanlıştır. Türcülük, ırkçılık, cinsiyetçilik, yaşçılık… Hepsi. Birini değil hepsini aşmalıyız. Birimiz değil, hepimiz özgürleşmeliyiz. Hayvanları hiçe sayarak ya da kendi arasında kategorize ederek barışa ulaşamayacağız.
Bazı ülkelerde özellikle Batı’da veganlık/vejeteryanlık sistem tarafındann kabul görmekte ve desteklenmektdir. Haliyle serbest piyasa günün sonunda ortaya bir vegan/vejeteryan pazarı çıkartıyor. Hatta veganlık bir tüketici piyasasına indirgenebiliyor. Kapitalizm koşullarında doğanın ve hayvanların kurtuluşu mümkün mü?
Kapitalizm her şeyi kullanır, kullanacaktır. Arz-talep sonucu gerekli gereksiz vegan ürünler çıkaracak ve bunun üstünden pazar oluşturacaktır her alanda olduğu gibi. Bunu tercih edip etmemek size kalmış. Bu veganlığın kapitalist olduğu ya da pahalı oldugu anlamına gelmiyor kesinlikle. Ben kendimden örnek veriyorum hep, hiçbir özel vegan ürün kullanmıyorum. Son bir yıldır güneyden tofu, soya benzeri gördüğüm ürünleri alıyorum o da sırf merak. Kısmen ve göreceli olarak pahalı olarak sunulan tofu, kinoa, soya, özel vegan ürünler vb kullanmaya ihtiyacınız yok vegan olmak için. Bir marketin manav bölümü oldugu gibi sizin, kurubaklagiller sizin ve yeterli.
Tarihte değişmeyeceğine inanılan bir çok örnek mevcut. Kapitalizmle hayvan kullanımını ayırmak gerek. Eskiden insan köleliği de yasaldı, erkekler kadınlardan üstündü yasa önünde ama değişti. Şimdi de hayvan köleliği yasal ama bir gün o da değişecek. Ömrüm görmeyecek yetmeyecek belki ama bir gün bir şeyler değişecekse bugün yapılanlar sayesinde olacak. Hepimiz kendi yaptıklarımızdan sorumluyuz. Hayvanların mal ve kaynak yerine konulmasının sorumlusu kapitalizm değil, insanlardır.
Vegan beslenme üzerine neler söyleyebilirsiniz? Vücudun ihtiyacı olan gerekli besin değerlerini nasıl karşılıyorsunuz? Sizin alternatif beslenme önerileriniz nedir?
Vegan olmak ve beslenmek sağlıklı, kolay ve ucuzdur. İhtiyacım olan besin değerlerini topraktan karşılıyorum. B12 vitaminini de hap olarak alıyorum. O da vegan tabii. Ek olarak aldıgınız için insanlar veganlık sağlıklı değil gibi algılıyor bazen. B12 bakteriler tarafından üretilen bir vitamindir, hayvansal değildir ve bunu yiyeceklerle yeterli miktarda karşılamak, ayarlayabilmek çeşitli sebeplerden dolayı zordur, birçok insan eksikliğini yaşamaktadır. Tabağınızda duranların çığlık atmadıgını, gözünüze bakan bir gözü olmadığını, atan bir kalbi olmadığını, kanamadığını, öldürülmediğini ya da birinden çalınmadığını biliyorsunuz. Önerimse vegan beslenmek ve B12’ye dikkat etmek. Nasıl beslenecekleri insanlara kalmış. Kimsenin canını yakmadan yemek yemek, doymak mümkün. Pizza yemek isteyen pizza yer, salata yemek isteyen salata. Sağlık için vegan olanların sayısı da azımsanamayacak kadar çok bu arada. Özellikle Avrupa’da. Sağlıklı beslenmek tercihtir. Demir eksikliği yaşayanlar ona göre bir beslenme programı düzenleyebilir kendine, ben de tecrübelerimi paylaşırım, genel olarak tariflerimi, yaptıklarımı paylaşırım ama özel sağlık sorunları olanları beslenme uzmanlarına yönlendirmek en doğrusu. Vegan olan, veganlık konusunda bilgili diyetisyenler ve doktorlar var.
Kıbrıs’daki vegan yaşamla ilgili neler söyleyebilirsiniz? Çok sayıda vegan var mı?
Ben vegan olduğum zaman hiç vegan yoktu çevremde mesela, bu adada yaşayan vegan birini tanımıyordum. Sonra internet ve ortak arkadaş aracılığla birkaç veganla tanıştım, bazı arkadaşlarım da vegan oldu. Şimdi her gün görüşemesek de vegan bir arkadaş grubum var. Vegan sayısı da veganlığa ilgi de artıyor. Marketlerde, yemek yerlerinde vegan ürün bulmak, vegan logo görmek, vegan seçenek bulmaz zordu. İnsanlar veganlığın ne olduğunu bilmiyordu. Şimdi mekanlar vegan secenekler ekliyorlar menulerine. Vegan logolu ürünler getiriliyor ve veganlığıyla reklamlar yapılıyor. Hala bilmeyen çok tabi ama bu 3 yılı bile düşününce büyük bir değişim olduğunu görebiliyorum ve bunun gitgide artacağını biliyorum. Herkesi bu değişimin parçası olmaya davet ediyorum.
Vegan olmak isteyenlere, veganlikla ilgili soru isaretleri olanlara ne soylemek istersiniz? Onerileriniz var mi?
Vegan olun. Ertelemek için hiçbir neden yok. Veganlıkla ilgili çeşitli kitaplar ve yazılar var çok yararlı. Zorlanacağınızı düşündüğünüz her konu için yardımcı olmaktan mutluluk duyarım. Eminim bir çok vegan da bundan mutluluk duyar. Malesef hiçbirimiz vegan yetiştirilmedik ama vegan olmak elimizde. Aklımıza soruların takılması da çok normal. O yuzden aklınıza takılanları sormaktan ve veganlıkla ilgili herhangi bir soru veya sorunda yardım istemekten, araştırmaktan çekinmeyin. Hayvanları kullanmadan yaşamak mümkün. Bunu neden yapmayalım? Sosyal medyada inanılmaz sayıda gruplar, sayfalar, paylaşımlar var. Artık temizlik, kozmetik vb. vegan ürünler bulmak da cok kolay. Inanın bana vegan olduktan sonra tek pişmanlığınız neden daha önce olmadığınız oluyor.